O cömertlikte de örnektir. Bir tanesi geliyor, O'ndan bir koyun istiyor. Bir sürü koyun hediye ediyor. Bunu kim yapabilir? Dersin ki, var yüz tane sürüsü de bir tanesini veriyor. Yok. Bir tane sürü var. Onu da ikram ediyor. İmam-ı Gazali (Rh.a) eserinde, Hz. Hasan'ın da O'nun ahlâkını yaşadığını beyanla bir misal veriyor. Hz. Hasan çok büyük bir veli, Allah (C.C.) dostu, sahabe, Resulüllah'ın torunu. Birisi geliyor, hacetlerinin karşılanması için ona bir mektup uzatıyor. O da anlıyor ki, bu benden bir şeyler istiyor. Hemen "Ne isterse verin" diyor. Yanındakiler, "Ya Hasan! Bu kadar ikram etmene gerek yok. Mektubu oku bakalım. Belki daha az şey isteyebilir" diyorlar. "Ben bu mektubu okuyana kadar ihtiyaç sahibi insanın benim karşımda ezilmesinden haya ederim, Allah (C.C.)'tan korkarım" diye cevap veriyor.
Şu hale bakın! Hakikaten bir ihtiyaç sahibi önünüze gelse, elini cebine koyarak senden bir şey istemez. Bükülür, eğilir. Hz. Hasan işte, "Onun benim karşımda böyle eğilip bükülmesinden dolayı Rabbimden korkarım. Ne isterse verin!" buyuruyor.
Bu ne büyük hal! Ne büyük lütuf! İşte mümin budur. Kendimize bakıyoruz. Allah (C.C.) aşkına bizde bundan hangisi var? Hiçbir şey yok bizde. Bu cömertliğin neresi var? Bir insana yardım etmeye kalksak ağzından versek burnundan getiririz. Bu doğru değil halbuki, doğrusu Peygamber (S.A.V.) ahlâkıdır. Bunun bugün de devam edebilmesi için, nübüvvetin devamı olan velayetin nuru olacak ki bu mümkün olsun. O ahlâk; velayet sahibi dostları sevmek, onlarla beraber olmak, onların yaptıklarını yapmak, kısaca onları taklit etmekle olur.
Günümüz insanının bence noksanlığı burada. Kim kimi taklit edecek? Nasıl taklit edeceğiz? O ölçü kalmamış. Bu davranış biçimi ölmüş. İşte bunu toplumumuza kazandırmamız lazım.
Şu hale bakın! Hakikaten bir ihtiyaç sahibi önünüze gelse, elini cebine koyarak senden bir şey istemez. Bükülür, eğilir. Hz. Hasan işte, "Onun benim karşımda böyle eğilip bükülmesinden dolayı Rabbimden korkarım. Ne isterse verin!" buyuruyor.
Bu ne büyük hal! Ne büyük lütuf! İşte mümin budur. Kendimize bakıyoruz. Allah (C.C.) aşkına bizde bundan hangisi var? Hiçbir şey yok bizde. Bu cömertliğin neresi var? Bir insana yardım etmeye kalksak ağzından versek burnundan getiririz. Bu doğru değil halbuki, doğrusu Peygamber (S.A.V.) ahlâkıdır. Bunun bugün de devam edebilmesi için, nübüvvetin devamı olan velayetin nuru olacak ki bu mümkün olsun. O ahlâk; velayet sahibi dostları sevmek, onlarla beraber olmak, onların yaptıklarını yapmak, kısaca onları taklit etmekle olur.
Günümüz insanının bence noksanlığı burada. Kim kimi taklit edecek? Nasıl taklit edeceğiz? O ölçü kalmamış. Bu davranış biçimi ölmüş. İşte bunu toplumumuza kazandırmamız lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.