"Allah'a iman" eden mümin nasıl iki kanatlı bir kuş gibiyse, bir kanadı dünya bir kanadı ahiret ve her ikisi için de çalışmak zorundaysa; bu diyalog safsatasına "iman edenler" de müminlerin düzenini bozmak için çabaladıklarından olsa gerek hem siyasi hem de dini alanda hummalı bir şekilde çalışmaktalar.Dini olarak olayın başını çeken malum cemaat lideri 'Hak' adına insanları zehirlerken, siyasi olarak işin başını çeken güç odakları da boş durmayıp "medeniyetleri buluşturacağız" diye Hıristiyanların haçını, Yahudilerin yıldızını ve hilalimizi harman ederek insanların kafasını karıştırıyorlar.Okyanus ötesinde yaşayan malum cemaat liderinin ilk tohumlarını atarak başlattığı diyalog çalışmaları, şimdilerde meyvelerini siyasette de vermeye başladı. 'Diyaloğun meyveleri' başlıklı köşe yazılarının da yayınlandığı malum gazete sütunlarına öyle haberleri öyle şekillerde takla attırarak insanların kanlarına girdiler ki Zaman'ında, olaylar "Müslümanın yararı içinse neden İncil'i okumayalım"a kadar gitti. Öyle ki, Müslümanlıktan dönüp Hıristiyan olan bir çok kimseyi televizyon ekranlarında sabahlara kadar malzeme yapıp bazen de kınama gayreti içerisinde olan boyalı basın, dinini değiştirmeden bir Ermeniyle evlenen Müslüman Türk kızını diğerlerine örnek olarak karşılarına çıkarıp "Bakın, din değiştirmeden de oluyormuş" demeyi bir yol gösterici edasıyla gündeme getirdi.Her şey o kadar aşikar, her şey o kadar senkronize ki, insanlara "bak önünde taş var, ona takılıp düşeceksin" demek bile daha az abesle iştigal bir durumda kaldı bu açık uyarıların yanında.Ama anlayana tabii...Sırat köprüsünden geçirilen papazlar, ev sohbetlerinde okunan inciller, bekarlığın moda haline dönüştürülmesi ve gayr-i müslimlerle ilgili Kur'an ayetlerinin inkarı gibi İslam'a monte edilmeye çalışılan olaylardan tutun da, Kur'an'da Cehennem'in hangi katına bile gideceği ilan edilmiş olan iman etmemiş kimseleri Cennet'e sokma girişimleri herhalde bugünkü misyonerlik çalışmalarında epey önemli rol oynamıştır. Dini boyutta, hazmedilecek kılıflara sokulan bu tür yaklaşımlar, siyasi olarak da başrol oyuncularıyla beraber insanların benimseyebileceği bir kıvama getirildi. İşte daha önce de değindiğimiz ve papazlara sevinç çığlıkları attıran "Hatay Medeniyetler Buluşması".ABD nasıl Müslümanları katlederken bunu demokrasi kılıfına uydurduysa ve işine gelen ülkelerin bunu bu şekilde algılamasını, vatandaşlarına da bu şekilde algılatmasını sağladıysa, burada yapılmak istenen de medeniyetler buluşması adı altında gerçekleştirilen bu faaliyetin istenilen şekilde insanlara algılatılmasını sağlamaktır. Yani ABD'nin yaptığı kıyımın dini boyuttaki bir başka versiyonudur Medeniyetler Buluşması.Verilen beyanatlara ve yapılan işlere bakılırsa, olayın gerçek yüzü ayan beyan ortaya çıkmaktadır zaten. Hıristiyanların haçını, yahudilerin yıldızını ve hilalimizi harman yapan bu zihniyet Peygamberimiz Muhammed Mustafa (a.s)'yı inkar edip, adeta o inanç üzre yaşayanları ezip geçmektedir. Onun zatında da Allah'ın emir ve yasaklarını da çiğneyip geçmektedir. Herşeyini gayr-i müslimden ayıran ve onlar bunu yaptıysa siz bunu yapacaksınız diyen Peygamberimiz (ki o hiçbir zaman hevasından konuşmaz) bugün kalplerden silinip yerine azizlerin, papazların sempatisi yerleştirilmeye çalışılırken, papazları zevkten dört köşe yapan bu misyonerlik faaliyetinin açılışını maalesef bu ülkenin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır. Sayın Başbakan bu girişimiyle "ekmel" olan yani "ne bir eksiği ne bir fazlası bulunan" İslam dinine adeta hakaret etmiştir. Şimdi sormak lazım, sayın Başbakan siz bu buluşmayı desteklerken dinleri nerede bir araya getirmeyi planlıyorsunuz, biraz sizin dininizden (ki zaten o dinlerden taviz verildiği için İslamiyet doğmuştur), biraz bizim dinimizden (ki İslam dininin kıyamete kadar bozulmayacağı ayetle sabittir) taviz verelim, tamam şimdi kardeş olduk mu diyeceğiz?Siz bilmez misiniz ki, Kur'an-ı Kerim'in bir harfini bile değiştirmek Allah'ı inkardır, Siz bilmez misiniz ki, Kur'an-ı Kerim'e bir harf bile eklemek yine Allah'ın eksikliğini gösterdiğinden o da inkardır, Siz yine bilmez misiniz ki, İslam dini Allah'ın, O'nun istediğinin dışında hiçbir şeyi yapmamış olan Peygamberimizin ve O peygambere indirilen kitabın dışında bir şey değildir.O zaman neyi değiştirip de dinleri ortada birleştirmeye çalışıyorsunuz.Peygamberimizin bir tek ortak nokta bırakmadığı ve Allah katında hükmü kalmamış bu dinlerle bizim dinimizi nasıl ortak noktada birşeltirmeyi düşünüyorsunuz?Medeniyet demek din demektir, yaşayış şekli demektir sayın Başbakan. İnsanlar dinlerine göre yaşar, dinlerine göre ölürler ve gidecekleri yere giderler.Son bir soru...Mesela kendi dininin gereklerine göre yaşayan ve Medeniyetler buluşmasının başrol oyuncularından olan Aziz Paulos'un konuşmasındaki "İsa Mesih müjdesini Anadolu'da Antayka'dan başlayarak vaaz edip, tüm milletlere aynı sıcaklıkla ve şevkatle yaklaştı" sözleri ya da Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'ın "İncil'in mesajı yavaş yavaş bu topraklarda yayılmaya başlandı" mesajı, uğrunda ter dökeceğimiz ortak noktalarımızdan biri olmalı sizce sayın Başbakan?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ender Karabulut / diğer yazıları
- Sistem yanlış / 08.12.2020
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006