Medya dünyasında bu iki sözü hep duyarsınız "Halk istiyor biz yapıyoruz" "Biz yapıyoruz isteyen izler ismeyen izlemez". Şimdi soruyorum size %90'nının açlık sınırında yaşadığı bir ülkede tek eğlencesi televizyon olan bir halk adeta beyaz ekran kuşatması yaşarken nasıl güzelle çirkini ayırt decek. İnsanın merak duygusunu sömürürcesine ünlüye şöhrete gözü kapalı hayran olan topluma sen de ünlü olabilirsin dersen bundan nasıl uzak durmasını beklersin? Ve bunu birkaç haftada yapma fırsatı verirsen üç haftada bir ömür kazanamayacağı bir parayı ona vaad edersen bunu halk mı istemiş olur? Geçtiğimiz günlerde bir kanalın BBG benzeri bir programı RTÜK tarafından yayınlanmadan ekrandan kaldırılmış. Program bir grup erkeğin bir evde kadın gibi yaşayıp kadın kıyafetleri, kadın davranışları, kadın yaşam şeklinin gerektirdiklerini en iyi şekilde uygulayıp en çok oyu alıp birinci olmak ve tabiki para ve ün gibi ödülle süslenmiş bir hayata adım atmak. Şimdi hemen bir hatırlayalım bu tür programlardan piskolojik bunalım dışında bir kazanımı olan kaç ünlümüz veya starımız var? Ya da bugüne kadar yüzlerce kişinin katıldığı bu tür programlardan kamu yararına ne elde edildi?Şimdi sorarsanız bu programlar Avrupada dünyanın dörtbir yerinde yapılıyormuş bizde niye olmasınmış. Şimdi birincisi, dünyada bu tür programlar ulusal kanallarda değil belirli sayıda abonesi olan kablo kanallarında yayınlanıyor, bizdeyse ulusal kanallarda biri bitip biri başlıyor. Hem de anlaşmış gibi neredeyse tamamında aynı anda başlıyor. Burdan soruyorum kaç erkek kadın gibi yaşayıp kadın olarak haftalarca ekranda milyonların önünde durup sonra da normal bir hayata devam edebilir.Yıllarca tiyatro eğitimi almış kişiler bile bazen oynadıkları rolden kurtulmak için piskolog yardımı alıyor. Bu programdan çıkan kişiler nasıl normal yaşamlarına devam edecekler? Şahsen ben bunu hayal bile edemiyorum. Üstelik bu kişiler sokaktan kişiler yani normal hayatlarında tornacı, manav, tekstil ya da kuaförlük gibi işlerle uğraşan kişiler. Bugün belki ilgi çekip reklam bütçelerini arttırabilirsiniz bu tür bir programlarla ama bunun için onlarca insanın hayatıyla oynayabilir misiniz.Bugünlerde bir kanalın tanıtımlarını yaptığı bir dizi var Almanya'da Jimi olmuş Cemil diye bir gencin başından geçen olayları konu eden bir dizi daha tanıtımlarında nelerle karşılaşacağımız belli. 18'inde sünnet olmamış bir Türk genci adı Cemilden Jimi olmuş devamını şimdiden görür gibiyim. Türk mü Alman mı belli olmayan bir nesil tabi bizim bazı örf ve adetlerimizin ne kadar demode olduğunu ya da medyatik ifadesiyle out olduğunu sinemanın kurgu yönüyle eğlenceli bir biçimde halkımıza yine dayatacaklar sonra da bir iki üç derken sokaktaki vatandaş acaba mı niye olmasın derken bir bakacaksınız verilmek istenen mesaj yerine ulaşmış.Bir de son zamanlarda dikkatimi çekti, ünlülerimizin ağzından teşekkür cümleleri duyuyoruz ödül mevsimi geldi ya ona teşekkür buna teşekkür son olarak "yukardakine, sonsuz güce, büyük güce, yüce varlığa" gibi ifadeler... Anladığım kadarıyla Cenab-ı Allahtan bahsetmek istiyorlarlar ama ne hikmetse diyemiyorlar. bunlar da bizim entelektüellerimiz.Bütün bunları gördükçe şu soruyu soruyorum; neler oluyor bize? Erkeklerimiz kadın olmak için sıraya girmiş yarışıyor, Cemillerimiz olmuş Jimi, ünlülerimiz Allah diyemiyor ya da dememek için binbir yol arıyor sonra da halk bunu istiyor. Bu sadece bir aldatmaca ya da ben bu halkı tanımıyorum. Bütün bunları görünce gerçekten Meltem TV yöneticilerini kutluyorum. Şimdi daha iyi görüyorum bu televizyonun varlığının ne kadar önemli olduğunu. Baksanıza bizden, Türkün örfünden ananesinden ne kadar uzak bir olay var. Beyaz ekran onu kapıyor baştacı yapıyor. O zaman da insan şunu sormaktan kendini alamıyor; televizyon dünyası gerçekten halkın değerleri doğrultusunda eğlence programları yapamaz mı? Ya da bunu sadece Meltem TV mi yapacak?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012