Ülkemizin ve milletimizin her meselesi daha karmaşık ve çözülmesi zor hale geliyor, önlem almak, çözümü ortaya koymak yerine hala çözümsüzlük çözüm olarak sunulmaya devam ediliyor.PKK terörü artık dağlarda değil, şehirlerde, sokaklarda boy gösteriyor, siyasilerimiz ise AB aşkı uğruna terörle mücadelenin yetkilerini kısıtlıyor. Terör mayınlarla, AB ve ABD yapımı silahlarla saldırıyor, güvenlik güçlerimize ise eski yetkileri bile verilmiyor.PKK artık sadece terörle uğraşmıyor. Siyasi manevralarla da ülkemizi bölmek için her türlü oyunu deniyor. Yaptığı bütün katliamların faturasını güneydoğu halkına çıkarmaya çalışarak ülkemizde etnik ayrımcılığı körüklemeye çalışıyor. Tabii ki, AB, ABD ve içimizdeki taşeronlarının katkılarını gözardı etmemek lazım.AB ve ABD, ülkemizin bölünmesi için her türlü desteği sağlıyor, terör yayın organlarına her türlü imkanı sunuyor, terörü finanse ediyor, büyütüyor, eline silahı veriyor, terörle mücadele kanunumuza her türlü müdahaleyi yapıyor, askerimizin yetkilerini kısıtlıyor, sık sık Kürdistan ismini kullanarak, haritalar dağıtarak fiili icraatlar ortaya koyuyor, AB'ye üyelik safsatası adı altında önümüze etnik bölünmeyi teşvik eden her türlü yaptırımı -dil, eğitim, yayın hakkı, azınlık statüsü vs- önümüze koyuyor, ama siyasilerimiz AB hayali ve aşkı, ABD müttefikliği uğruna bütün bu gerçekleri görmemekte ısrar ediyor.AB ve ABD kendi sınırları içinde, hatta ötesinde kendilerini tehdit eden terörle, mücadele kapsamında her türlü caydırıcı sert önlemi alırken, bizlere sundukları projelerin tam tersi olması esasen ülkemizdeki terörün arkasında kimlerin olduğunu açık ve net olarak göstermektedir.Siyasilerimiz ABD'ye gidince - verdikleri her türlü tavize rağmen- altından kırmızı halı apar topar kaldırılırken, üvey evlat muamelesi görürken, peşmerge lideri olan Barzani'ye devlet başkanı muamelesi yapılması bize verdikleri gerçek değeri göstermiyor mu?Şemdinli olaylarında Barzani ve global destekçilerinin etkisi ortadayken, neden Türk Silahlı Kuvvetleri ve üst düzey yetkilileri rencide edilmek istendi?Şimdi de milletle devleti, milletle askeri karşı karşıya getirmek için, Şemdinli olaylarında, askeri hedef gösteren bazı ülke dışında ikamet eden zatları temize çıkarmak için, finansörü belli filmler organize ediliyor, milletin kafası iyice bulandırılmaya gayret ediliyor.Her zaman diyoruz ya, devir ayık olma devri. Olayları sadece seyretme devri değil, nedenini, niçinini sorgulama, perde arkasını görme devri.Ülkemizi bölmek isteyenler dün vardı, bugün de var ve her devirde de mutlaka olacaktır.Onlara ve yerli taşeronlarına verilecek en güzel cevabı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle ifade etmektedir:"Bugün Türkiye'de yapılacak olan iş, yediden yetmişe bütün millet bireylerinin birliğini temin edecek olan ortamı hazırlamak, milleti bir bilek, bir yürek haline getirmektir. Zaten bu millet birdir. İnancında birdir, örfünde birdir, geleneğinde birdir, tarihinde birdir, dilinde birdir; bu milletin ayrı olduğu bir nokta yok." "Siyasiler bugüne kadar neyi ihmal ettiklerini gayet iyi bilirler. İhmal ettiklerini ikmal ederlerse, sorunlar çözülür." "Milletin birliğini, onun şartlarında temin edip cebine parasını koyacaksın, ihtiyacını temin edeceksin, hiçbir şeye meyletmeyecek vatandaş. Zira, bir insan durup dururken hırsızlık yapmaz, yolsuzluk yapmaz, eşkıyalık yapmaz; ama onu o noktaya taşıyan âmiller, sebepler vardır. İşte bunları ortadan kaldırmamız lazım, bunu yapmamız gerekiyor. Bunu yapacağız. Hatırlarsanız, bizim iktisadi sistemimizde vatandaşlık maaşı olarak bir görüşümüz var ve bunu inşallah biz hayatımızda gündem edip milletimizin her bireyine, kim olursa olsun, maaş olarak vereceğiz."Evet. Sayın Baş, sadece problemi teşhis etmekle kalmıyor, terörü ve onun siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik etkilerini tamamen ortadan kaldıracak çözümlerini de ortaya koyuyor.Ve bu sebeple tek çözümün, bütün bu çözümleri uygulayacak olan Bağımsız Türkiye Partisi iktidarı olduğunu da vurguluyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025