Teknoloji çağında yaşamamıza, bilgiye bir tıkla ulaşma imkanımız olmasına rağmen araştırmıyoruz, sorgulamıyoruz. Neden?
Teknoloji dedik. Her gün yeni bir buluş veya yani bir model ile tanışıyoruz. Hemen sorayım; teknoloji, insan için araç mıdır, amaç mıdır?
Kullandığımız için araçtır deriz hemen ama gerçek hiçte öyle değil. Bugün piyasaya çıkan ve çıkacak olan teknolojik ürünler, toplumun çok az bir kesimi için araç olabilir ama toplumun büyük kesimi için amaçtır.
Çünkü senin alım gücün yok ama nefsin istiyor. Ne yapıyorsun? Bir telefon almak için bir aylık alın terini veriyorsun. Bir araba almak için beş altı, on on beş yıllık alın terini ortaya koyuyorsun. Bir ev almak için 20 25 yıllık emeğini feda ediyorsun. Yani sen teknolojiyi kullanmak yerine, teknoloji seni kullanıyor. Ama neden?
İşte bu soruyu sorduğumuz ve cevabını ısrarla istediğimiz zaman teknoloji, bizi değil biz teknolojiyi kullanıyor olacağız.
Bu sorunun muhatabı kim? Kimlerden cevap isteyeceğiz?
El cevap; vekaletimizi verdiğimiz kimselerden. Yani seçtiğimiz, benim adıma ülkeyi yönet, en iyi şekilde yaşamam için planları, projeleri hayata geçir, ülkemin kaynaklarını benim hizmetime sun, dediğimiz kimselere soracağız bu soruyu. Ama bugüne kadar sormadınız.
Dört mevsimin yaşandığı, ırmakların gürül gürül aktığı, küçük ve büyük baş hayvanlar için adeta cennet olan bu topraklarda hayvancılık bitmek üzere. Etin canlısını da, cansızını da dışarıdan alıyoruz. Sütü dışarıdan alıyoruz, yağı, peyniri vs. dışarıdan alıyoruz. Neden?
Ya tarım! Taş at, ekin verir bu topraklar. Dünyanın pamuk ambarıydık ama şimdi dışarıdan pamuk alıyoruz. Dünyanın tahıl ambarıydık şimdi dışarıdan tahıl alıyoruz. Tütünü, şekerpancarını, ayçiçeğini vs. 134 kalem tarım ürününü dışarıdan alıyoruz. Saman ve ot aldık, ot. Neden?
Bu ülkede petrol hiç gündeme getirilmez, tartışılmaz. Oysa Karadeniz'in bir petrol denizi olduğunu, K. Kıbrıs ile ülkemiz arasında zengin petrol ve doğalgaz yatakları olduğunu, doğu ve güneydoğu bölgelerimizin petrol üzerinde yüzdüğünü batı söylüyor, geliyor, araştırıyor, çıkarıyor, götürüyor. Ama sen, fakirlikten çatlıyorsun. Neden?
Bor madeninde dünya birincisiymişiz. Haberin yok. Altın rezervlerinde dünya ikincisiymişsin, haberin yok. Toryum'da en zengin yataklar senin ülkendeymiş, haberin yok. Velhasıl ülkende 53 çeşit maden var, ham ederi 3 katrilyon dolar (o da Haçlıların hesabı) ve sen, eşine hediye almaktan mahrumsun. Çocuklarının isteklerini hep yarın, yarın diye meçhule erteliyorsun. Neden?
Çünkü sen, liderini seçemiyorsun. Evet, peşinden gittiğin, sahip çıktığı kişiler var. Ama seni, aileni, ülkeni huzura erdirecek plan ve projeleri hayata geçiremiyorlarsa sana ne fayda!
Nedir bu takım tutar gibi parti ve lider tutma halin? Tuttuğun takım kötü gider, peş peşe mağlubiyetler alır hatta küme bile düşer. Sana zararı maç izlemek için verdiğin paralar ve zamandır. Bir de küfür ederken boğaz tellerinin zayıflaması.
Ama ya tuttuğun partin ve liderin, sana nasıl zarar verir biliyor musun? Bu sorunun cevabı için haline bak, imanına bak, ailene bak, ülkene bak, ülke komşularına bak.
Her şey gülistan, diyorsan sana diyecek lafım yok. Ama ülkende sosyal hayatta, iş hayatında, ekonomide, hukukta, siyasette, emniyette, dış politikada vs. sorun varsa bunun sebeplerini araştıracak, sorgulayacaksın. Sorgulamaya ise bu ülkedeki sorunları çöz, diye vekalet verdiğin lider ve partiler olacaktır.
İşte bu sorgulamayı yaptın mı hem sen, hem de ülken kurtulacak.
Teknoloji dedik. Her gün yeni bir buluş veya yani bir model ile tanışıyoruz. Hemen sorayım; teknoloji, insan için araç mıdır, amaç mıdır?
Kullandığımız için araçtır deriz hemen ama gerçek hiçte öyle değil. Bugün piyasaya çıkan ve çıkacak olan teknolojik ürünler, toplumun çok az bir kesimi için araç olabilir ama toplumun büyük kesimi için amaçtır.
Çünkü senin alım gücün yok ama nefsin istiyor. Ne yapıyorsun? Bir telefon almak için bir aylık alın terini veriyorsun. Bir araba almak için beş altı, on on beş yıllık alın terini ortaya koyuyorsun. Bir ev almak için 20 25 yıllık emeğini feda ediyorsun. Yani sen teknolojiyi kullanmak yerine, teknoloji seni kullanıyor. Ama neden?
İşte bu soruyu sorduğumuz ve cevabını ısrarla istediğimiz zaman teknoloji, bizi değil biz teknolojiyi kullanıyor olacağız.
Bu sorunun muhatabı kim? Kimlerden cevap isteyeceğiz?
El cevap; vekaletimizi verdiğimiz kimselerden. Yani seçtiğimiz, benim adıma ülkeyi yönet, en iyi şekilde yaşamam için planları, projeleri hayata geçir, ülkemin kaynaklarını benim hizmetime sun, dediğimiz kimselere soracağız bu soruyu. Ama bugüne kadar sormadınız.
Dört mevsimin yaşandığı, ırmakların gürül gürül aktığı, küçük ve büyük baş hayvanlar için adeta cennet olan bu topraklarda hayvancılık bitmek üzere. Etin canlısını da, cansızını da dışarıdan alıyoruz. Sütü dışarıdan alıyoruz, yağı, peyniri vs. dışarıdan alıyoruz. Neden?
Ya tarım! Taş at, ekin verir bu topraklar. Dünyanın pamuk ambarıydık ama şimdi dışarıdan pamuk alıyoruz. Dünyanın tahıl ambarıydık şimdi dışarıdan tahıl alıyoruz. Tütünü, şekerpancarını, ayçiçeğini vs. 134 kalem tarım ürününü dışarıdan alıyoruz. Saman ve ot aldık, ot. Neden?
Bu ülkede petrol hiç gündeme getirilmez, tartışılmaz. Oysa Karadeniz'in bir petrol denizi olduğunu, K. Kıbrıs ile ülkemiz arasında zengin petrol ve doğalgaz yatakları olduğunu, doğu ve güneydoğu bölgelerimizin petrol üzerinde yüzdüğünü batı söylüyor, geliyor, araştırıyor, çıkarıyor, götürüyor. Ama sen, fakirlikten çatlıyorsun. Neden?
Bor madeninde dünya birincisiymişiz. Haberin yok. Altın rezervlerinde dünya ikincisiymişsin, haberin yok. Toryum'da en zengin yataklar senin ülkendeymiş, haberin yok. Velhasıl ülkende 53 çeşit maden var, ham ederi 3 katrilyon dolar (o da Haçlıların hesabı) ve sen, eşine hediye almaktan mahrumsun. Çocuklarının isteklerini hep yarın, yarın diye meçhule erteliyorsun. Neden?
Çünkü sen, liderini seçemiyorsun. Evet, peşinden gittiğin, sahip çıktığı kişiler var. Ama seni, aileni, ülkeni huzura erdirecek plan ve projeleri hayata geçiremiyorlarsa sana ne fayda!
Nedir bu takım tutar gibi parti ve lider tutma halin? Tuttuğun takım kötü gider, peş peşe mağlubiyetler alır hatta küme bile düşer. Sana zararı maç izlemek için verdiğin paralar ve zamandır. Bir de küfür ederken boğaz tellerinin zayıflaması.
Ama ya tuttuğun partin ve liderin, sana nasıl zarar verir biliyor musun? Bu sorunun cevabı için haline bak, imanına bak, ailene bak, ülkene bak, ülke komşularına bak.
Her şey gülistan, diyorsan sana diyecek lafım yok. Ama ülkende sosyal hayatta, iş hayatında, ekonomide, hukukta, siyasette, emniyette, dış politikada vs. sorun varsa bunun sebeplerini araştıracak, sorgulayacaksın. Sorgulamaya ise bu ülkedeki sorunları çöz, diye vekalet verdiğin lider ve partiler olacaktır.
İşte bu sorgulamayı yaptın mı hem sen, hem de ülken kurtulacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025
- 3 Mayıs Türkçülük 4 Mayıs PKK ile kucaklaşma günü! / 27.03.2025
- Kadir gecesi için hazırladım / 26.03.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025
- 3 Mayıs Türkçülük 4 Mayıs PKK ile kucaklaşma günü! / 27.03.2025
- Kadir gecesi için hazırladım / 26.03.2025