Birçoğumuz ya düşünmüşüz, ya duymuşuz, ya da dinlemişizdir; Piyangodan, lotodan, totodan vs. para çıksın, cami yaptıracağım, okul yaptıracağım, hacca, umreye gideceğim vs. söylemlerini.Neden böyle bir psikolojiye girer insan? Çünkü yaptığı işin, inancına ters düştüğünü çok iyi bilir. Haliyle nefsini tatmin etmek ister. Kendini haklı çıkarma gayretine girer. Buna da dinden mazeretler arar.İmam Gazali hazretlerinden okumuştum yanılmıyorsam! Hazret, haram yoldan kazanılan bir gelirle, yapılacak hayır işlerini şöyle tasvir ediyor; "Necasetle alınan abdest, abdest olur mu? Bu abdestle yapılan amel, amel olur mu?.."Evet, necasetle alınan abdest, abdest değildir. Haliyle bu abdestle ne namaz kılabilirsin, ne Kur'an okuyabilirsin. Hele boy abdesti almışsan cünüp gidersin? Ülke siyasetimizde de bu piyangocu, totocu, lotocu mantığını görüyor ve izliyorum. "Evet, ben, karşı olduğum, kabul etmediğim, inancımın müsaade etmediği devlet ve zihniyetlerle şimdilik iyi geçineyim, onların güvenini kazanayım, olurunu alayım, onların arzu ve isteklerine uyayım ve iktidar olayım? Bak! Ondan sonra ben ne yapacağım?" mantığı. Peki, ne yaptılar? Sırayla gidelim? Erbakan meydanlarda, ekranlarda güç ve kudretin kimin olduğunu, dünyadaki zulmün kaynağını, bu zulme nasıl "dur" diyeceklerini ve bunu gerçekleştirmek için iktidara talip olduklarını vs. yıllarca dillendirdi. Sonunda iktidar da oldular. Ama nasıl? İktidardan önceki ABD ziyaretleri, bu ziyaretlerde ve daha sonrası Yahudi ve Mason örgütleriyle yapılan toplantılar, yenilen yemekler vs. bize birazcık fikir veriyor. İtirafı ise bizzat Erbakan yapıyor. Nasıl mı? Bu sorunun cevabını bu aralar az ama öz yazan gazetemizin değerli yazarlarından Müslim Hocamız (Karabacak) son yazısında, bizzat bulunduğu bir ortamda, Erbakan'ın sözlerini şöyle aktarıyor; Erbakan'a göre, "Dünyanın en güçlü devleti ABD'dir. İsrail ne isterse o olur." Erbakan'ın iktidarı döneminde İsrail ile askeri, ekonomik ve sosyal alanlarda yaptığı 20'den fazla anlaşmada bunun ispatı niteliğindedir. Erbakan gitti. Geriye ne bıraktı? Recep Tayyip Erdoğan ve kadrosunu. Bu kadro da yıllarca Hocalarıyla aynı söylemleri, hem de daha şiddetli bir biçimde seslendirdiler. "Dünyada zulmün kaynağı ABD'dir. ABD zalimdir. AB bir Hıristiyan kulübüdür. Bizi almazlar. Zaten bizim de işimiz olmaz. İsrail ise çıbanın başıdır ve derhal deşilmelidir" meallerinde. Gün geldi, ilçe başkanlığından il başkanlığına, oradan belediye başkanlığına? Amerikan sefirleri dedi ki, "İstanbul, sana dar gelir" hedef Türkiye. Şimdi Türkiye dar gelmeye başladı!Milletin hafızasına ise bu zihniyet iktidar olursa, hem ülkemiz hem de İslam âlemi huzura kavuşacak, zulüm bitecek, adalet sağlanacak kazılmıştı. Kazılmayanlara ise 11 yıldır, yanlarına kitap yüklü din adamlarını da alarak kazımaya çalışıyorlar.Sonuç! BOP kapsamında paramparça bir İslam coğrafyası? Milyonlarca Müslüman'ın katli? Yine bu coğrafyada malların, namusların haçlılarca talan edilmesi? Ülkemizde ise iyice kaybolan ahlak mefhumu ile adi suçların zirve yapması? Terör ve teröristin itibar kazanması? Aç ama onurlu yaşayan bu milletin faize gömülmesi, haçlı kapısında dilencilik yapması? Daha vahimi ise bin yıldır İslam coğrafyasında her daim itibarı olan, bu coğrafyada ağabey olan, sözü geçen devletimizin bu onuru kaybetmesidir. Artık Türkiye İslam coğrafyasında yalnızdır. Artık Müslümanlar bizi, haçlı uşağı, haçlı ajanı vs. olarak tanımlamaktadırlar. MHP'de aynı hayal içinde emperyalist haçlı zihniyete teslimiyetini sunmuştur. İlk verilen görevi de başarıyla yerine getirmiştir. Hatırlarsınız! Rahşan Hanımın onca hakaretine rağmen iktidar ortağı olmayı kabul ettiler. Apo'ya, Kemal Deviş'e 'tamam' dediler. Ve görev tamamlanınca bir anda koalisyonu bitirdiler. Hazırlanan AKP'yi iktidara taşıyacak yolu hazır hale getirdiler. Dış siyasetteki bütün hezimetlere rağmen AKP'nin yanında yer alması, iç siyasette AKP her sıkıştığında destek vermesi, MHP'nin ABD, AB ve bu eksendeki gizli dünya patronlarına; "Ben her daim göreve hazırım" mesajıdır. MHP, vatandaşın hafızasına ne kazımıştı; Biz, iktidar olunca bütün Türkleri bir çatı altında toplayacağız. Hem bu coğrafyaya, hem de dünyaya huzur getireceğiz? CHP ise bu odaklara onlarca yıldır "ben hep hazırım" diyor. Ama bir türlü görev alamıyor. Çünkü bu odaklar çok iyi biliyor ki, CHP eliyle bu milletten biz istediğimizi alamayız. Neden? Çünkü CHP, İsmet İnönü imajından hala kurtulamadı. Milletin tamamına hitap edemedi. Milletin birçok milli ve manevi değer ve duygularıyla kavgalı. Haliyle bu CHP, batının direk olarak işine yaramaz. Sadece iç siyasette batı sözcülüğü yapar. Sonuçta milletimize; biz, sizin için varız, diyenler gitti, elin adamı oldular. Şimdi bu anlayışlardan milletimize, devletimize hayır, gelir mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025