5 yıllık AKP devr-i iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 küsur yıllık tarihinde görüp göreceği bütün olumsuzlukların 5 yıla sığdırılmış "konsantre" bir döneminin adıdır aynı zamanda. Bu ülkenin son beş yılda başına gelenler, 80 yılda başına gelmemiştir. Satılan topraklar, satılan kurumlar ve hepsinden önemlisi satılan gelecek bir tarafa bırakılsa bile, toplumun kamplara ayrılması noktasında gelinen vahim nokta, hepsinden çok bizleri endişeye sevkediyor. AKP ve amip misali çoğaldığı ana bünyeler işbaşına gelinceye kadar Türkiye'nin "laiklik", "milliyetçilik" ve "Atatürkçülük" diye problemleri yoktu. Daha doğrusu saydığımız bu üç kavram, hiçbir zaman problem olma potansiyeline sahip değillerdi. Çünkü bu kavramlar, bu milletin, bu devletin "tartışmaya asla açılmayacak" önemli değerleriydi.Türk milleti asırlardır huzur ve barış içinde bu topraklarda kardeşçe yaşıyor, Lazıyla, Çerkeziyle, Kürdüyle ve Boşnağıyla bu millet tek bilek ve tek yürek olma noktasından asla taviz vermiyordu. Ama ne olduysa, bu etkili ve güçlü yapı, maalesef yine kendi içimizden iktidarlarca tarumar edildi. Bütün bu işler, tepeden yapılıp topluma yayıldı. Yoksa toplumun Kürt, Türk, milliyetçi, Atatürkçü, laik diye problemleri hala yok. Çıkın sokağa, varın taşraya, gezin köyleri... tek tek sorun "laiklikle bir probleminiz var mı", "milliyetçi misiniz" diye. Alacağınız cevaplar, tepeden bize dayatılan gündemle hiç de uyuşmayacak. Çünkü bütün bu dezenformasyon ortamına rağmen Türk milleti bu değerlerini tartışmaya açmama ve problem olarak görmeme noktasında hala ısrarlı. Ama bütün bu sağlam duruşa karşın, özellikle son 4 -5 yıllık süreçte topluma zorla dayatılan "ayrılıkçı" ve "karıştırıcı" zehir kısmen de olsa etkisini gösteriyor. Kimi provokatif eylemlerde bu zehrin etkilerini maalesef müşahede ediyoruz.Toplumu kamplara ayırma ve bin yıllık huzurunu dinamitleme noktasında talimatlı birileri ısrarlı çalışmalarını devam ettiriyor. Bu ülke, bizzat Başbakanı tarafından milliyetçi-kafatasçı ayrımına maruz bırakılmıştır. Başbakan Erdoğan'ın milliyetçilik tanımı ve kendi gibi düşünmeyenleri "kafatasçı" olarak lanse etmesi tam bir fecaattir. Düşünsenize, yukarıda saydığımız 5 yıllık konsantre çöküş döneminin mimarı olan Başbakan, kendisini milliyetçi, kendisi gibi düşünmeyenleri kafatasçı olarak tanımlıyor. Bu şu demektir; Türk milletinin önemli bir bölümü- ve hatta büyük bir çoğunluğu- kafatasçı, yani ırkçı!Bir ülkenin Başbakanı, kendi halkını böyle ağır bir sıfatla itham ediyorsa, durumun ulaştığı vahim boyutu artık siz düşünün. Türk milleti tarihinin hiçbir döneminde "ırkçı ve kafatasçı" olmamıştır, olamaz da. Asırlarca devlet yönetimi altında barındırdığı tüm unsurlarla kardeşçe yaşayıp, adaleti dağıtan bir milletin torunlarına yapılabilecek en büyük hakaret bu olmalı. Türk milletine yönelik ağır ta'rizlerin en tepeden yapıldığı böyle bir ortamda, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı şu milliyetçilik tanımının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor:"Benim yaptığım merhum Atatürk'ün cümlesinde ifadesini bulan "ne mutlu Türk'üm diyene" milliyetçiliğidir. Bu şudur; Türküyle, Lazıyla, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla bu vatan topraklarında Misak-ı Milli hudutlarında kim var, bir tek millettir bu. Kültür birliği, medeniyet birliği, siyaset birliği olan Türk milletidir bu."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012