Bir AB sevdasıdır gidiyor. AB uyum yasaları uğruna ülkemizin siyasi,sosyal ve ekonomik yapısı alt üst edildi. Tarım kesimi bitirilme noktasına geldi. Kısacası bütün iç siyasetimiz AB'ye devredildi. Türkiyeliyim diyen ama Türk'üm diyemeyen bir zihniyetle yönetilen ülkemiz Sevr'in eşiğine getirildi.AB'nin her isteğini yerine getirmeyi bir emir kabul eden iktidar son olarak başlattığı Kürt ve ardından Ermeni açılımı ile ülkemizi çok farklı bir badireye soktu.Bu açılımlarla al bayrak altında vekillik yapanlar, bu devletten maaş alanlar, her fırsatta sözde Kürdistan'dan söz etmekten, terörist başı Öcalan'ı ve azılı terör örgütü PKK'yı tanımak zorundasınız demekten hiç geriye kalmadılar. Ülkemizi idare eden zihniyetin bu sözler ve tavırlar karşısında sesi dahi çıkmadı.Milli takımımızın Ermenistan maçı ile beraber Cumhurbaşkanı Gül'ün Ermenistan ziyareti ile atılan tohumlar Ermenistan lehine yeşermeye başladı. Bize hiçbir çıkar sağlamayan porotokol imzalanacak. Sınır kapısı açılacak. Bir avuç Ermenistan'ın Azerbaycan yok sayılmak pahasına bütün istekleri kabul edildi.Erdoğan'ın Ermeni açılımı pahasına şu sözleri unutulmayarak zihinlere kazandı. AB ve ABD'ye yönelik konuşmasında; "Ülkemizde kaçak Ermeniler yaşamaktadır. Buna dahi sesimizi çıkarmıyor'' demektedir.Bunun üstüne bütün kırmızı çizgilerimizi işbirlikçisi iktidara çiğneten AB bu defa Türk kelimesini hafızamızdan silmeye yöneldi. " Ne Mutlu Türküm diyene dedirtmeyin, Kürtleri Ermeni ve Rumlar gibi azınlık ilan edin" bu talepler Avrupa İnsan Hakları Komiserliği'nin Türkiye raporunda yer aldı.Türkiye , bir Avrupa Konseyi organı olan Avrupa İnsan Hakları Komiserliği'nin azınlık haklarıyla ilgili raporunda, Lozan Antlaşması'nı dar bir çerçevede yorumlamak ve Rum, Ermeni ve Yahudiler dışındaki etnik ve dini grupları azınlık olarak tanımamakta direnmekle eleştiriliyor. Raporda, Türkiye'de her bireyin kendini etnik olarak tanımlayabilme özgürlüğünün yaratılması, anadilde eğitim ve azınlık dillerinin üniversitelerde öğretiminin sağlanması, azınlık gruplarının ifade özgürlüğü ve mülkiyet haklarının önündeki engellerin kaldırılması ve dini azınlık kurum ve topluluklarının tüzel kişiliklerinin tanınması için önlemler alınması istenmektedir. Koruculuk sisteminin ve anti-personel mayınların kaldırılması isteniyor.Ankara'ya ulusal insan hakları kurumu kurması çağrısında bulunulan raporda, okullarda söyletilen ve "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" sözleriyle biten andımıza yönelik eleştiriler de var. Avrupa insan hakları komiserliği'nin sığınmacılarla ilgili raporunda ise Ankara'nın birleşmiş Milletler'in mültecilerle ilgili sözleşmesine koyduğu coğrafi çekince ön plana çıkarıldı.Ankara'dan bu çekinceyi kaldırmasını isteyen Avrupa İnsan Hakları Komiserliği, mülteciler ve sığınmacılar konusunda uluslararası standartlara uyumlu düzenlemeler istiyor.Şimdiye kadar AB ağzını açmadan bütün isteklerini yerine getiren İktidar askerimize güç veren bütün "Ne Mutlu Türküm'' yazılarını dağlardan sildirmiştir. Dağlardan sildiren zihniyet AB dedi diye okullarada sokmayacağı kanısındayım. AB öyle bir can alıcı istek yapıyor ki yarınlarımzın geleceği çocuklarımızın kafasından Türklüğü kazımaya çalışıyor.Yıllar önce AB'yi tarif eden Prof. Dr. Haydar Baş şöyle diyordu: "AB, 6 Bin Yıllık Türk tarihinin, 15 asırlık İslam'ın, 86 yıllık Cumhuriyetimizin (2009 uyarlanmış tarih) AB mezarlığına gömülmesidir.'' "AB demek Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmek demektir. AB Türkiye'nin her türlü yeraltı kaynaklarına el konulması demektir. AB Türkiye topraklarının satışı demektir'' diyerek tarihi bir tespitle ileriyi gören bir lider olduğunu ortaya koymuştur. İşte onun için burnun dibini göremeyen İktidarın ülkemizin kurtuluşu için, ülkemiz insanı için ve AB mezarlığına gömülmemiz için Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak vermesi şarttır. İktidarın artık şunu çok iyi görmesi gerekmektedir. Başta Avrupa Birliğine ülkemizi hiçbir zaman almayacakları gerçeğini? Bu sevdada devam eden zihniyet olarak ülkemizi nereye sürüklediğinin farkına varması gerekmektedir. Bizim için en kutsalımız Bayrağımız, ülke topraklarımız,dilimiz,dinimiz ,çocuklarımız? Ve her zaman övündüğümüz Türklüğümüzdür.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi;"Ne Mutlu Türk'üm Diyene''
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023