Ülkemize büyük fotoğraftan kuşbakışı bakacak olursak toplumu birlik beraberlik içinde kardeşçe yaşatmak için sağlam bir maya olan Din ve Atatürk değerlerimizi madalyonu ters çevirdiğimizde şahsi menfaatler uğruna argüman yapılarak istismar edilen iki kavram haline getirilmeye çalışıldığını görmekteyiz.
Hayatın normal akışında kolay olan, gerçeklerle hareket ederek dürüstçe yaşamaktır. Zor olan ise yalan yanlış sahte senaryolar uydurmak koşulu ile hareket edip dürüst olmadan yaşamaktır. Hayat seyrimizde zor olanı başarmaya çalıştığımızda her şeyi çetrefilleştirip yaşanmaz bir hal aldırırız. Bir defa geldiğimiz dünyada dürüst bir yaşama imza atarak huzurlu, basit ve güzel bir hayat yaşamayı herkese tavsiye ederim.
Maddi ve manevi paklık, güzel ahlak, edep, hayâ, dürüstlük, hak, hukuk, adalet kavramlarını olgunlaştırarak; toplumu birlik ve beraberlik içinde huzurlu, mutlu ve eşit şekilde yaşaması adına Kur'an gönderilmiş, Peygamberimiz de tebliğ etmiştir.
Atatürk ise, milli ve manevi değerleri yok edilip esaret altında yaşamaya zorlanan Müslüman-Türk milletini etnik kökeni arka plana atarak bir ve beraber yapmıştır. Ülkemizi düşmandan temizleyerek namusumuzu, topraklarımızı, dinimizi, topyekûn ülkemizi kurtarmıştır. Kur'an-ı Türkçeye çevirttirerek toplumun dinini birinci ağızdan tam manası ile öğrenmesini sağlamıştır. "Ne Mutlu Türk'üm" mayası altında toplumu birlik ve beraberlik içinde huzurlu ve mutlu olarak eşit şekilde yaşatmak için mücadele vermiştir.
Farklı boyutları olan bu iki değer Müslüman-Türk milletinin vazgeçilmezi, kırmızıçizgisi olmak zorundadır. Gerçek manada olayları ele alacak olursak, Kur'an'ın emirlerine karşı gelmeden bir hayat süren, hiçbir haramı helal, helali de haram yapmadan yaşayan ve ona göre politikalar ortaya koyan Atatürk, milli ve dini değerlerimizi her şeyin üstünde tuttuğu için doğruluktan sapmadan, dürüstlükle hareket etmiştir. Bundan dolayı Allah tarafından hep ödüllendirilen bir kişi olmuştur.
Allah, Kur'an'ı ile doğruluğu ve dürüstlüğü emretmiştir. Atamız da bu doğrultuda hareket kabiliyeti belirleyip Müslüman-Türk milletine milli ve dini zırhı giydirip büyük bir kalkan yapmıştır.
Gelin görün ki şahsi menfaatleri 85 milyonun üzerinde seyreden istismarcı toplum mühendisleri gerçek değerlerimize paralel farklı boş kavramlar ortaya atıp bu kavramların da içini istediği biçimde doldurmak suretiyle halkımızın önüne koymaya devam etmektedirler. Bu hareketleri ile de toplumun duygularını sömürmek suretiyle kafalarındaki olguları halkımıza empoze etmeye çalışmaktadırlar.
Yanlışlarının yanlış olduğunu bildiği halde doğru imiş gibi gösteren toplum mühendisleri attıkları adımla toplumu yıpratmış, zamanla da bozulmasını sağlamışlardır.
Dini Kur'an üzere yaşamak ve yaşatmaktansa uydurdukları dine göre yaşatmaya çalışan aklı sıra din âlimi geçinenler ve diğer tarafta Yaşayan Atatürk'ü içi boş kavramlarla sınıflandırıp işlerine geldiği gibi içini doldurmaya çalışarak fil misali hareket eden aklı evveller amaçlarına ulaşmak adına kardeşçe yaşayan halkımızı kutuplaştırıp birbirine düşürmeye çalışan sağın ve solun zır cahilleri unutmayın ki 85 milyon kardeştir. Öyle de kalması için var gücümüzle her daim mücadele vereceğiz.
Buradan hareketle; Din ve Atatürk değerlerimize sahip çıkma noktasında etle kemiği birbirinden ayırmanızı tavsiye diyorum.
Din, Kur'an üzere yaşanır. Bunun dışında aksine fikri olanlar yani dini kullanarak pay devşirmeye çalışanlara dinci denir.
Dinini dürüstçe ve ahlaklı bir şekilde Kur'an üzere yaşayanlara da dindar denir.
Diğer taraftan Atamızın yolundan giderek ilkelerine uyan kısaca yaşayan Atatürk'ü rol model yapan kişiye de Atatürkçü denir.
Yaşayan Atatürk'ü değil de yaşantısına uyarladığı Atatürk'ü şahsi menfaatleri uğruna topluma empoze etmek için benzer söylemde içi boş bir kavram ortaya atıp istediği gibi içini doldurup, toplumdan prim devşirmek amacıyla Atamızı kullanmaya çalışanlara da Kemalist denmektedir.
Kemalist söylem hem toplumu, hem de Atatürk'ü yıpratmakta ve giderek de farklı farklı Atatürkler ortaya çıkmasına zemin oluşturmaktadır. Bu yanlış da devletimizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini tehlikeye atmaktadır.
Buradan hareketle; Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulurken milli ve manevi değerlerimiz üzerine inşa edilmiştir. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birlik ve dirliği için bu değerlerimizi her şeyin üstünde tutmamız şarttır.
Bu bağlamda Din, Atatürk ve Milliyetçilik kavramlarını sözde sırtlanarak yola çıkanların bu değerlerimizin içini boşaltıp ülkemizin ruhunu elinden almaya çalıştıkları aşikârdır. Şayet bu 3 değerimiz elimizden alınırsa ülkemizin içi boş bir kovandan farksız olacaktır.
Ezcümle, her sakallı cübbeliyi dindar sanmayacağımız gibi, Kemalist'im diyeni de Atatürkçü sanmamak gerekir. Halkımızın birliği ve huzuru, ülkemizin salahiyeti için bu vazgeçemeyeceğimiz değerlerimizi her daim, her ortamda birbirinden ayırt etmek gerektiğinin altını çizerim. Kavramlaştırmaya çalışanlara da müsaade etmemek gerektiğini belirtirim.
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023