Beşerdir, şaşar. Önemli olan beşerin suç işlememek için bir gayreti olması ve olası yanılgısından bir an önce dönüp pişman olması, af dilemesidir.
Bu konu kadar önemli olan nokta ise devleti yönetenlerin, sosyal, ekonomik, kültürel ve dini alanlarda toplumun önünde olan kişi ve anlayışların, insanları suça götürebilecek yolların önünü kesmek için her türlü siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve manevi adımları atmasıdır.
Bir diğer önemli nokta ise yargıdır. Her suça aynı ceza değil suça göre ceza mantığı ve caydırıcılığı önemlidir.
Bugün suç işlemede özellikle adi suçlar patlamış durumda. Herkes konuşuyor, her şey tartışılıyor. Ama tartışılmayan bir başlık var; İnsanımız neden suç işliyor? Sahi neden?
Ben ilk sıraya eğitim ve ekonomiyi koyuyorum. Milli ve manevi değerlerden yoksun, temel hassasiyetleri çok zayıf bireyler yetiştirildi.
Bu profile sahip bireylerin kurduğu ailede yetişen çocuklar haliyle hayata 1-0 geride başladı. Üstüne ekonomik sıkıntılar eklenince hem aile, hem de çocuklar etkilendi. Zaten zayıf olan temeller çatırdamaya ve çökmeye başladı. Bu çöküş hem kendilerini etkilediği gibi parçası oldukları toplumu da etkiledi.
Sokaklarda ve ekranlarda ihtirasları tetikleyen yaşam şekilleri zaten milli ve manevi değerlerinden zayıf ve yoksun kalmış bireyleri, o hayatın bir parçası olmak için suça yönlendirdi.
Başta siyasetçiler olmak üzere dini ve sosyal yapıların etnik milliyetçilik, mezhepçilik, ayrımcılık söylemleri de suçları tetikleyici önemli başlıklardandır. Bu mealde uzmanlar birçok başlık ve sebep sıralarlar.
Suçun önlenmesi, başlığında en çok kullanılan kavram 'adil yargı' kavramıdır. Oysa şu bir gerçektir ki, insanımızın ekonomik sorunlarını çözmeden ahlaki sorunlarını çözmek artık mümkün değildir.
Ülkemizde işlenen suçlar konusunda TUİK'in açıkladığı rakamlar bunu göstermektedir.
Ceza infaz kurumunda bulunan kişi sayısı geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 14 artarak 264 bin 842'ye yükseldi.
İşlenen suçlara bakınca karşımıza ilk hırsızlık, suçu çıkıyor. Hırsızlık neyle ilintilidir? Ekonomi.
Diğer başlıklara baktığımızda gasp, cinayet, uyuşturucu üretimi, kaçakçılık ve kullanımı, icra iflas kanununa muhalefet gibi suçlar sıralanıyor. Bu suçların oluşmasında ki, en önemli başlıklardan birisi yine ekonomidir.
Genel anlamda bu suçları işleyenlerin sosyo-ekonomik durumları incelendiğinde yine karşımıza milli ve manevi eğitimsizlik ve ekonomik sıkıntılar, manen ve siyaseten aldatılmışlık çıkıyor karşımıza.
Bir diğer acı başlık ise boşanmalardır. Boşanmak kanunen suç değildir. Ama boşanmaların ilk sebebine baktığımızda karşısızda yine ekonomik sebepleri buluyoruz.
Bu mealde sağlıklı bir toplum, huzurlu bir toplum, refah seviyesi yüksek bir toplum, eğitimli bir toplum, güçlü devlet-güçlü millet istiyorsak Prof. Dr. Haydar Baş'a, Milli Ekonomi Modeli'ne ve sosyal devlet projelerine ihtiyacımız kaçınılmazdır.
Adalet
İşlenen cinayetleri, iktidar ve siyasetin açıklamalarını, medyanın duruşunu görüyorsunuz. Şu cümleleri iyi oku kardeşim!
"İnancımızda ceza mantığı oldukça hassastır… İslam, suçluya hasta gözüyle bakar. Cezadan maksat hastayı iyi etmek ve topluma kazandırmaktır… Bu bakışın gayelerinden biride, onu hesap gününe hazırlamaktır ve kurtuluşuna vesile olmaktır…
İşlenen suçun cezasının dünyadayken insana, Cenab-ı Hakk'ın (c.c.) koyduğu ölçüler dâhilinde verilmesi, suçluya ahiret azabından kurtuluş ümidi bahşeder. Bir başka deyişle suçlu temizlenir…
Her şeyden evvel işlenen bir kötülük, kimin hukukunu ihlaldir, ceza ona göredir. İşlenen suçun çeşidi ve boyutu nedir? Tatbik edilecek ceza ona göredir. Hangi hukuk ihlali söz konusudur? Allah'ın (c.c) hukuku mu? Amme hukuku mu? Şahsın hukuku mu? Hangisi ve nasıl? Ceza buna göredir…
Bir hukuk sisteminde adaletin ihlali ya az bir suça, büyük bir ceza, ya da ağır bir suça, hafif bir ceza şeklindedir. Her ikisi de zulümdür. Ya suçluya haksızlık yapılır, ya da mağdura… Her ikisi de haksızlıktır. Adalet ise haklıya, hakkını gerekli ve yeterli şekilde vermek, haksıza da yaptığı haksızlık oranında haddini bildirmektir…" (Prof. Dr. Haydar Baş Veda Hut. İnsan Hak. sh:236…241).
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025