Yurdumun güzel insanları kendi elleri ile büyüttükleri önce masum, daha sonra kendi vatandaşına kurşun sıkacak kadar canileşen bu örgüte, vatan nöbeti tutarak, darbe gecesi canını ortaya koyarak gereken dersi verdi.
Asıl mücadele daha yeni başlamalı. Bu ve buna benzer fitne hareketlerinin halka doğru kanallardan anlatılması gerekir. Toplumun karşı karşıya kaldığı zehir yüklü ideolojileri ?ki bunlar dini, imanı, vatanı, hedef alan çalışmalardır? yeni yetişen nesil bunları tanımalı ve fikir hayatında bunlar ile mücadele edebilecek bilgi birikimine sahip olmalı. Milyonlarca vatandaşımızın emeğini bir hamlede silmek istemiyorsak dini bütünlüğü ve milli bütünlüğümüzü korumak için fitne akımlarını ortaöğretimde ders konusu yapıp genç beyinlerin fikri hür, vicdanı hür bir şekilde yetiştirmemiz şart.
Bu örgüt, milletçe bizi öyle bir tuzağa çekti ki, anlamadık. Anlayan, anlatan Prof. Dr. Haydar Baş'ı da dinlemedik. Yaşadığımız gerçek karşımızda. Bir ve beraber olduk. Ama bunu sürdürebilecek miyiz? İşte bu noktada büyük bir rehbere ihtiyacımız var. Bu tehlikeyi önceden haber veren, uyaran Prof. Dr. Haydar Baş'a ihtiyacımız var.
Mesela! Milli ve manevi değerleri ana kaynağından öğrenmiş ve hayatına yansıtan bir gence, bir şakirt gelse ve dese ki; "Kelime?i tevhidin ikinci bölümü (Muhammed Allah'ın Resulüdür,) kısmını söylemeksizin, sadece ilk kısmını söyleyen kimselere rahmet ve merhamet bakışı ile bakmalıdır." O genci tepkisi ne olur? "Senin söylediklerin İslam inancına aykırıdır. Bu sözler kişiyi iman dairesinden çıkarır. Kendine gel, tevbe et ve bu sapık fikirlerin sahiplerinden uzaklaş" der.
Atatürk'ü eleştirmeye başlasa, fitne hareketlerini bilen genç; Atatürk'ün bastırdığı isyanlara baktığımızda tamamı İngiliz ile işbirliği yapan Nakşi şeyhlerinin desteği ve kontrolünde çıkmıştır. Fitneci rezil olup gider.
Fikri kaos çıkartmayı isteyen karanlık ellere karşı bütün milletimizin tevhidin merkezi Ehl?i Beyt çizgisinde buluşması şarttır.
Çünkü bizler gönülleri sahipsiz bırakırsak bu insanlar bugün gider yarın başka bir kılık ile gelir. Onun için eğitilmiş bir nesil yetiştirilmeli. Hem fen ilimlerini, İslami ilimlerini, kendi örf ve âdetini iyi bilen nesillerden vücuda getirmeliyiz.
Bize rehber olan yazdığı onlarca kitap ve binlerce makaleler ile vatandaşımıza her daim ışık tutan Prof. Dr. Haydar Baş'a her daim ihtiyacımız vardı. Şimdi ihtiyacımız daha da acilleşti. Kendimiz için, ailemiz için, devletimiz için, milletimiz için Haydar Baş.
Asıl mücadele daha yeni başlamalı. Bu ve buna benzer fitne hareketlerinin halka doğru kanallardan anlatılması gerekir. Toplumun karşı karşıya kaldığı zehir yüklü ideolojileri ?ki bunlar dini, imanı, vatanı, hedef alan çalışmalardır? yeni yetişen nesil bunları tanımalı ve fikir hayatında bunlar ile mücadele edebilecek bilgi birikimine sahip olmalı. Milyonlarca vatandaşımızın emeğini bir hamlede silmek istemiyorsak dini bütünlüğü ve milli bütünlüğümüzü korumak için fitne akımlarını ortaöğretimde ders konusu yapıp genç beyinlerin fikri hür, vicdanı hür bir şekilde yetiştirmemiz şart.
Bu örgüt, milletçe bizi öyle bir tuzağa çekti ki, anlamadık. Anlayan, anlatan Prof. Dr. Haydar Baş'ı da dinlemedik. Yaşadığımız gerçek karşımızda. Bir ve beraber olduk. Ama bunu sürdürebilecek miyiz? İşte bu noktada büyük bir rehbere ihtiyacımız var. Bu tehlikeyi önceden haber veren, uyaran Prof. Dr. Haydar Baş'a ihtiyacımız var.
Mesela! Milli ve manevi değerleri ana kaynağından öğrenmiş ve hayatına yansıtan bir gence, bir şakirt gelse ve dese ki; "Kelime?i tevhidin ikinci bölümü (Muhammed Allah'ın Resulüdür,) kısmını söylemeksizin, sadece ilk kısmını söyleyen kimselere rahmet ve merhamet bakışı ile bakmalıdır." O genci tepkisi ne olur? "Senin söylediklerin İslam inancına aykırıdır. Bu sözler kişiyi iman dairesinden çıkarır. Kendine gel, tevbe et ve bu sapık fikirlerin sahiplerinden uzaklaş" der.
Atatürk'ü eleştirmeye başlasa, fitne hareketlerini bilen genç; Atatürk'ün bastırdığı isyanlara baktığımızda tamamı İngiliz ile işbirliği yapan Nakşi şeyhlerinin desteği ve kontrolünde çıkmıştır. Fitneci rezil olup gider.
Fikri kaos çıkartmayı isteyen karanlık ellere karşı bütün milletimizin tevhidin merkezi Ehl?i Beyt çizgisinde buluşması şarttır.
Çünkü bizler gönülleri sahipsiz bırakırsak bu insanlar bugün gider yarın başka bir kılık ile gelir. Onun için eğitilmiş bir nesil yetiştirilmeli. Hem fen ilimlerini, İslami ilimlerini, kendi örf ve âdetini iyi bilen nesillerden vücuda getirmeliyiz.
Bize rehber olan yazdığı onlarca kitap ve binlerce makaleler ile vatandaşımıza her daim ışık tutan Prof. Dr. Haydar Baş'a her daim ihtiyacımız vardı. Şimdi ihtiyacımız daha da acilleşti. Kendimiz için, ailemiz için, devletimiz için, milletimiz için Haydar Baş.
Murat Oruç / diğer yazıları
- O'na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var / 13.08.2016
- İki lider / 16.07.2016
- Gülbaba ile genç / 26.06.2016
- Üst akıl / 21.06.2016
- Nasırlı eller / 18.06.2016
- Eksen kayması / 11.06.2016
- 'Atatürk demek vatan demektir' / 05.06.2016
- Zekât ile faizin tartışması / 29.05.2016
- İki lider / 16.07.2016
- Gülbaba ile genç / 26.06.2016
- Üst akıl / 21.06.2016
- Nasırlı eller / 18.06.2016
- Eksen kayması / 11.06.2016
- 'Atatürk demek vatan demektir' / 05.06.2016
- Zekât ile faizin tartışması / 29.05.2016