Prof. Dr. Haydar Baş'ı duymazlıktan gelen insanımız perişan, umudunu kaybetmiş. Dostluk kavramı olmayan, milli bilinci olmayan, maneviyatı tahrip olmuş, hayata yaşama heyecanı ile bakamayan, isabetli karar veremeyen, en önemlisi itikatta hatalar yapmış bir nesil yetişti ve yetişiyor.
Bu kayıp öyle kolay kolay tedavi edilecek kayıp değil. Neden mi? Çok ciddi itikadı hatalar yapıldı çünkü.
Domuz eti kasaplık et kapsamına sokuldu. Sonuç; muhafazakâr kesim, bu itikadi yanlışı savunmaya başladı. Yanlışı savunacak kadar cahilleşmeler, doğruyu inkâr edecek kadar da haktan ve hakikatten uzaklaşma meydana geldi.
Yanlış yapanı ikaz edeceğine, "Zorlayan mı var, yemesinler" dedi. Bu sözü söyleyen kişi dininin güçlendiğini zannetti. Hayır, efendi sen yanlışı savunuyorsun. Harama rıza küfürdür. Benim hacı amcam bir defa inandı; ölçüyü kaçırdı. İnandığı şeyin yanlışlığını kabul etmekte zorlanmaya başladı. Yanlış yapanı destekledi.
Destekledikleri ise, korkunç itikadi hatalar yaptılar. O kötülüğü düzeltmeye güçlerinin ve imkânlarının olmadığını söylüyor artık insanımız. Öyle ise o kötülüğe kalben buğzedip rahatsız olması, onu o kötülüğün mesuliyetinden kurtarmak için de desteğini kesmesi gerekirdi.
Allah ve Resulünün ölçülerine sahip çıksaydık, hem kendimizin imanı kavileşmiş olacaktı, hem de topluma fitnenin yayılması yavaşlayacaktı, birileri dini kullanmaya veya din düşmanlığı yapmaya kalkışamayacaktı.
İlmihal bilgisi, haramlardan kaçmak için öğrenilir. İslam'ın temel itikadi meseleleri bir tarafa bırakıldı. Onun yerini cübbe, sakal, misvak, şalvar almaya başladı.
Kendi seçtiğinin yaptıklarını bir tarafa bıraktı insanımız. Haramı meşrulaştıranı ikaz etmedi. Bu kişi ne görürse görsün, ne duyarsa duysun hangi ilmi açıklama yapılırsa yapıısın, nafile. Çünkü bu hatalar, dikkatsizlik, ihmal veya kasıt gibi tutumların sonunda meydana geldi.
Ölçümüz inancımızdır. Bu ölçüyü rehber edinenleri biz rehber edinseydik, "Ehl-i Beyt imanın özüdür" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleseydik, 'Atatürk vatandır' tespitine inansaydık bugün milli ve manevi birliğimiz tam olacaktı.
Bu kayıp öyle kolay kolay tedavi edilecek kayıp değil. Neden mi? Çok ciddi itikadı hatalar yapıldı çünkü.
Domuz eti kasaplık et kapsamına sokuldu. Sonuç; muhafazakâr kesim, bu itikadi yanlışı savunmaya başladı. Yanlışı savunacak kadar cahilleşmeler, doğruyu inkâr edecek kadar da haktan ve hakikatten uzaklaşma meydana geldi.
Yanlış yapanı ikaz edeceğine, "Zorlayan mı var, yemesinler" dedi. Bu sözü söyleyen kişi dininin güçlendiğini zannetti. Hayır, efendi sen yanlışı savunuyorsun. Harama rıza küfürdür. Benim hacı amcam bir defa inandı; ölçüyü kaçırdı. İnandığı şeyin yanlışlığını kabul etmekte zorlanmaya başladı. Yanlış yapanı destekledi.
Destekledikleri ise, korkunç itikadi hatalar yaptılar. O kötülüğü düzeltmeye güçlerinin ve imkânlarının olmadığını söylüyor artık insanımız. Öyle ise o kötülüğe kalben buğzedip rahatsız olması, onu o kötülüğün mesuliyetinden kurtarmak için de desteğini kesmesi gerekirdi.
Allah ve Resulünün ölçülerine sahip çıksaydık, hem kendimizin imanı kavileşmiş olacaktı, hem de topluma fitnenin yayılması yavaşlayacaktı, birileri dini kullanmaya veya din düşmanlığı yapmaya kalkışamayacaktı.
İlmihal bilgisi, haramlardan kaçmak için öğrenilir. İslam'ın temel itikadi meseleleri bir tarafa bırakıldı. Onun yerini cübbe, sakal, misvak, şalvar almaya başladı.
Kendi seçtiğinin yaptıklarını bir tarafa bıraktı insanımız. Haramı meşrulaştıranı ikaz etmedi. Bu kişi ne görürse görsün, ne duyarsa duysun hangi ilmi açıklama yapılırsa yapıısın, nafile. Çünkü bu hatalar, dikkatsizlik, ihmal veya kasıt gibi tutumların sonunda meydana geldi.
Ölçümüz inancımızdır. Bu ölçüyü rehber edinenleri biz rehber edinseydik, "Ehl-i Beyt imanın özüdür" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleseydik, 'Atatürk vatandır' tespitine inansaydık bugün milli ve manevi birliğimiz tam olacaktı.
Murat Oruç / diğer yazıları
- O'na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var / 13.08.2016
- İki lider / 16.07.2016
- Gülbaba ile genç / 26.06.2016
- Üst akıl / 21.06.2016
- Nasırlı eller / 18.06.2016
- Eksen kayması / 11.06.2016
- 'Atatürk demek vatan demektir' / 05.06.2016
- Zekât ile faizin tartışması / 29.05.2016
- İki lider / 16.07.2016
- Gülbaba ile genç / 26.06.2016
- Üst akıl / 21.06.2016
- Nasırlı eller / 18.06.2016
- Eksen kayması / 11.06.2016
- 'Atatürk demek vatan demektir' / 05.06.2016
- Zekât ile faizin tartışması / 29.05.2016