Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, 'İmam Hüseyin' eserinde, Hz. Hüseyin'in şehadetinden sonraki olaylar hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Alemlere rahmet Hz. Resûlullah'ın (s.a.v.) torunu Hz. Hüseyin'in (a.s.) başı getirildiği zaman İbn-i Ziyad yemek yiyordu. (İbn-i Sa'd, Tabakat, c. 5, s. 100). Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başı büyük bir tas, leğen içinde getirilip İbn-i-i Ziyad'ın önüne konuldu. Bu sırada İmam'ın (a.s.) mübarek başına aşağılayıcı hareketlerde bulundu.
Zeyd bin Erkam tarafından yapılan bir rivayet şöyledir: Ubeydullah elindeki kadib ile, Hz. Hüseyin (a.s.)'ın ön dişlerine ve dudaklarına vurdu. Yine bu esnada orada hazır bulunan Zeyd ondan kadibini çekmesini istedi; "Zira ben Hz. Peygamberin (s.a.v.) orayı öptüğünü gördüm" diyerek onu ikaz etti ve ağlamaya başladı. Bunun üzerine Ubeydullah'ın, "Allah gözlerinden yaşı eksik etmesin, vallahi bunamış ve aklı gitmiş bir ihtiyar olmasaydın boynunu vururdum" demiştir. Bu sözler karşısında oradan ayrılan Zeyd, etrafındaki insanları Ubeydullah'ı desteklemeleri nedeniyle tenkit etmiştir. (Taberî, Tarih, c. 6, s. 262; İbn'ül Esir, el-Kâmil, c. 8, s. 190; Belazurî, Ensab, c. 3, s. 412- 413).
Taberî'de bu konuşma daha detaylı olarak verilmektedir:
Humeyd bin Müslim der ki: "Ömer b. Sa'd beni çağırdı. Ev halkının yanına varmamı, Ömer'e Allah'ın bir fetih ve zafer nasip ettiğini ve kendisinin sıhhat ve afiyette olduğunu müjdelememi bana emretti. Ben de onun ev halkına giderek bildirilecek şeyleri bildirdim. Sonra İbn-i Ziyad'ın yanına gittim. İbn-i Ziyad köşkünde halk ile oturuyordu. Müsaade edilince bazı kişilerle birlikte ben de içeri girdim. Hüseyin (a.s.)'ın başı İbn-i Ziyad'ın önüne konmuştu. İbn-i Ziyad'ın elindeki değnekle onun ön dişleri arasına dokunup durduğunu görünce, ashabdan Zeyd bin Erkam, ona, "Çek şu değneği! O dudak ve dişlerden ki, kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'a yemin ederim ki; Resûlullah (s.a.v.)'in dudaklarını o dudakların üzerine koyarak onları öptüğünü görmüşümdür" dedi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. İbn-i Ziyad, "Allah senin iki gözünü ağlattı! Vallahi eğer sen kocamış, bunamış, aklı gitmiş olmasaydın, şimdi senin boynunu vurdururdum" dedi. Zeyd bin Erkam kalkıp gitti. Halkın, "Vallahi, Zeyd bin Erkam bir söz söyledi ki, eğer İbn-i Ziyad onu işitseydi kendisini muhakkak öldürürdü" dediklerini işittim. Onlara, "Ne dedi?" diye sordum. "O bizim yanımızdan geçerken, "Bir kul bir köleye sahip oldu! O da onları uşak yaptı. Siz ey Arap cemaati! Bugünden sonra hep kul kölesiniz! Siz Fatıma (a.s.)'ın oğlunu öldürdünüz. Mercane'nin oğlunu ise kendinize vali yaptınız. Halbuki o sizin hayırlılarınızı öldürüyor, hayırsız, işe yaramaz olanlarınızı kendisine kul ediniyor. Siz bu zillete razı oldunuz. Zillete razı olan kahrolsun!" diyordu, dediler." Bu ikazı yapanın Enes b. Mâlik olduğu veya Ebu Berze el-Eslemî olduğu da rivayet edilmektedir.
Enes'ten nakledilen bir rivayete göre, Ubeydullah elindeki kadib ile Hz. Hüseyin (a.s.)'ın ön dişlerine vurdu ve "Ne güzel ağız" dedi. Bunun üzerine orada bulunan Enes, "Kadibini çek, zira ben Hz. Peygamberin (s.a.v.) orayı öptüğünü gördüm" diyerek onu ikaz etmiştir. (Zehebî, Siyer-u A'lami'n-Nübela, c. 3, s. 205-210; Tarih'ul İslam, s. 61-80).
Ubeydullah, "Hanginiz öldürdünüz onu?" dedi. Bir adam ayağa kalktı. İbn-i Ziyad, "Öldürülürken o sana ne söyledi?" dedi. Adam Hz. Hüseyin (a.s.)'ın sözlerini nakledince, İbn-i Ziyad'ın yüzü karardı, suratı asıldı." (Zehebî, Siyer-u A'lami'n-Nübela, c. 3, s. 209). Mübarek baş, Ubeydullah tarafından bir sopanın ucuna takılarak Kûfe de dolaştırılmıştır ve herkesin görmesi sağlanmıştır. (Belazurî, Ensab, c. 3, s. 415).
Ubeydullah, İmam Hüseyin (a.s.)'ın kesik başına bakarak yaptığı işle övünürken kısa bir süre sonra İmam (a.s.)'ın Kerbela katliamını yapanlar hakkındaki bedduaları gerçekleşecek ve bir başka leğenin içinde Ubeydullah'ın başı, şimdi İmam (a.s.)'ın mübarek başının durduğu yerde sergilenecekti. Abdulmelik b. Umeyrü'l-Leysî, Kûfe'deki vali köşkünü göstererek, "Ben bu köşkte Hüseyin b. Ali'nin başını, Ubeydullah b. Ziyad'ın önünde bir kalkan üzerinde görmüştüm. Daha sonra Ubeydullah b. Ziyad'ın başını, Muhtar b. Ebu Ubeyd'in önünde gördüm. Daha sonra, Muhtar'ın başını, Mus'ab b. Zübeyr'in önünde gördüm. En sonra da Mus'ab'ın başını Abdülmelik'in önünde gördüm. Ben bu sözü Halife Abdülmelik'e söyleyince, Abdülmelik köşkün uğursuzluğundan kuşkulanarak oradan ayrıldı" demiştir. (Tarihu'l-Hulefa, s. 207-208)."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020