Prof. Dr. Mehmet Kaplan'ın Milli Kültür Dergisinin 1983 Nisan sayısında yayınlanan "Kitapsızlar" başlıklı yazısı çok ilgimi çekmişti. O yazısında Merhum Kaplan Hoca şöyle diyordu: "Türkiye'de Cumhuriyet devrinde üniversite ve öğretim üyeleri bir hayli artmıştır. Fakat kütüphanelerde bunların kitaplarını ararsanız, çoğunu bulamazsınız. Zira, bu gerçekten iyi yetişmiş ilim adamları kitaplarını bastıramamıştır. Eskiden "İlim satırda değil, sadırdadır" derlerdi. Kitaba değil, konuşmaya ehemmiyet verirlerdi... Bir Mükrimin Halil vardı. Ayaklı kütüphane idi. Türk ve İslam tarihini çok iyi bilirdi.... Binlerce benzeri gibi, bu büyük alim de hayatı boyunca kazandığı bilgi hazinesini mezarına beraber götürmüştür."Bir defa bilmemiz gerekir ki üniversite demek makale demektir; kitap demektir. Bunların olmadığı yerde sadece duvarlar vardır. Soğukluk, sığlık, kuruluk, cılızlık ve âhenksizlik vardır.İşte ele alıp bilgi sunmaya çalışacağım "Muallam Naci Efendi Hayatı ve Eserlerinin Tedkiki" adlı eser de, Prof. Dr. Mehmet Kaplan Hoca'nın bahsettiği türden bir eserdir. Bu eser; 1973 yılında Prof. Dr. M. Kaya Bilgegil'in nezaretinde ve Dr. M. Orhan Okay Bey'in katkılarıyla hazırlanmış Dr. Celal Tarakçı imzalı doktora tezidir.747 sayfalık bu doktora tezini Dr. Celal Tarakçı, aradan yirmi bir yıl geçtikten sonra (1994'te) ve ancak profesör olduktan sonra binbir zahmetle bastırabilmiş ve hizmete sunabilmiştir. Türkiyemizin nerelere para harcadığı düşünülürse, böyle kıymetli eserlerin bunca zaman geciktirilmesindeki sebeplerin hüznü kendiliğinden ortaya çıkar kanaatindeyim.Bu hususta, Prof. Dr. Celal Tarakçı, eserinde, Birkaç Söz başlığıyla şöyle sesleniyor: "Bana, yirmi yıl evvel, edebiyat doktoru payesi kazandıran bu çalışmamı ilim alemine sunabilmek için resmi ve özel birçok kuruluşa başvurdum. Fakat başarılı olamadım. Her kuruluş bakış açılarına göre değerlendirilince, haklı mazeretler beyan ettiler."Görülüyor ki, Türkiyemizde -maalesef- ilmi bakış hala kıymet kazanmıştır. Hem "Muallim Naci Efendi" gibi bir kıymetin bilinmesi ve tanınmasındaki tanınmasındaki zaruret ve hem de O'nun hakkındaki böyle kıymetli bir çalışmanın gözden ırak tutulması hiç de gönül açıcı değildir.Eserin Önsöz'ünde Prof. Dr. Tarakçı şöyle diyor: "İnsanın ihtiyaçlarını karşılayarak onun saadetini temin eden Türk-İslam Medeniyetini meydana getiren müesseseler zamanla bozulmaya yüz tutar. Müesseselerdeki bozukluk düşmanların galibiyetini hazırlar. Yenilgilerimizin ve düşmanı yücelten özelliklerin sebepleri üzerinde düşünülerek Tanzimat'ın eşiğine varılır. Düşmanın nizamından yararlanmak inancıyla bu eşik aşılır ve Tanzimat başlar. Batı alemiyle kültürel ilişkilerimiz gelişir. Neticede her iyi ve güzel şeyin orada olabileceği kanaati yaygınlaşır. Yeni yetişenler, hele Avrupa'yı görenler, oradaki medeniyetin cazibesine kapılırlar. Gözleri başka alemlere yönelemez olur.Naci bu durum karşısında, Şark-Garp ayrılığını değil, sentezini arzulayan bir tavır takınır. Şarkdan faydalanılamayacağını sanan Garbçılar; Naci'nin karşısında, hala maziden faydalanılabileceğine inananlar da yanında yer alırlar. Naci zıtlıklar gösteren iki kanaate göre değerlendirilir. Bu söylenenler, bir bakıma göre, Naci'yi değil de, söyleyenleri tanımamızı sağlıyor. Ayrıca bizi, "insan, dünyayı almış olduğu kültür açısından temaşa eder, bu açı içinde olmayanları yok sayar" kanaatine ulaştırıyor."Görülüyor ki, bu tesbitler bile Dr. Tarakçı'nın ne kadar objektif bir değerlendirmeyle Muallim Naci ve dönemini incelediğini gösteriyor. Yazar ayrıca, eserin sonuna ek olarak, Muallim Naci hakkında bir şiir vokabüleri de ekliyor. Kelimeleri gramer kategorileri ve menşeilerine göre alfabetik sırayla sunuyor.Bu kıymetli eser; tekniğiyle ilmiyle ve feyziyle gönüllere ve beyinlere büyük istifadeler sunacak hüviyettedir. Öyleyse sözlerime Muallim Naci Efendi'nin muhteşem mısralarıyla nihayet vereyim:"Esrar-ı Huda akl ile idrak olunmazHikmetleri kıldı nice âkilleri hayranİşler ne murad eyler ise Hazreti MevlaLa-yüs'elü'amma fe'ale'l-lahü ta'ala, "(Terkib-i Bend-i Muallim Naci, s.4).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012