Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1922 yılında bir sözünde şöyle diyor:
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel Türkiye'nin istiklaline, kendi benliğine 'an'anatı milliyesi'ne (geleneklerine, an'anelerine, adetlerine ve örflerine) düşman olan bütün anasırla (unsurlar ile)mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
***
Milli güvenlik; devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütünlüğünün, milletlerarası alanda siyasi, sosyal kültürel ve ekonomi dahil bütün menfaatlerinin ve ahdi hukukunun (uluslararası anlaşmalarla tespit edilen haklarının) her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması ve kollanması halidir.
Çok değil, bu satırlar 1990 yılında liselerde okutulan Milli Güvenlik Bilgisi dersi için Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanmış olan ders kitabından aldım.
O yıllarda Milli ve Türk sözünden bugünkü kadar korkulmuyor, kafatasçılık veya başka ideolojik akımlar ile örtüşmüyordu.
Bugün Milli demek neredeyse suç oldu. Türk demek ise ayrımcılık olarak görülüyor.
Bu kadar kısa bir süre içinde böylesine bir noktaya gelmiş olmak, Atatürk anıtlarının yakılması, Türkiye de yaşayan ve bugüne kadar ciddi ayrıma uğramamış olan yabancılar tarafından bile son derece yadırganıyor.
Böylesine bir ayrımın insanlarımızı kamplara bölmesi, kutuplaştırması olsa olsa bir başka gücün çıkarlarına hizmet etmekten ibarettir.
Yurt dışındaki örneklerde kimsenin milli devletinden ve simgelerinden vazgeçmediğini açıkça görüyoruz. Kendi aralarında farklı dinlere inansalar da devletlerini yüceltmeleri, devlete olan görevlerini sakınmadan yerine getirdiklerini görüyoruz.
Mesela Amerika'da bir Çinliye rastlayıp nerelisin diye sorsanız size Amerikalı olduğunu gurur duyarak söyleyecektir. Çinli olmak onun için bir soy kimliğidir. Bizde ise bunun uzun yıllardır hemşeri dernekleri ve yerleşen yabancı göçmenler tarafından ayrımcı bir zihniyetle pompalandığını görürsünüz.
***
Milli Para, Milli Ekonomi Modeli, Milli Devlet gibi kavramların toplum tarafından yeterince anlaşılamadığı, bunun siyaseten farklı cenahlara çekildiği maalesef inkâr edilemeyecek bir gerçektir.
Türkiye gibi alt kimliği farklı olan insanların Milli bir ruh ve anlayış etrafında toplanarak kendilerine yurt olacak vatanın savunulmuş olması Avrupa insanının mantığına ters düşmektedir.
Bunu bir ülkeyi parçalamada en kolay yol gibi görseler de İstiklal Savaşında yaşadıkları ile hiç te düşündükleri gibi olmadığını fark etmişlerdir.
Türk olmak ve Türkiye'de yaşamak bir ayrıcalık, bir güzellik, bir birlik ruhudur ve bize bu günleri armağan edenlerin kanı ile yoğrulmuş bir gerçektir.
Bu nedenle alt kimliği ne olursa olsun kendini bu vatanın bir parçası olarak gören, bu vatana hizmet eden, bu vatanın ekmeğini yiyen herkes Türk'tür, yaşadığı yerin adı da Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Bazı gerçekleri kavrayamayan, ya da zamanında Milli Güvenlik Bilgisi kitabının içindekileri sınıfı geçmek için kopya çekerek okuyanlara tavsiyem, her satırını bir de bugünkü şartlar içinde bir kez okumaları ve kendilerine dersler çıkarmalarıdır.
Bazı kitaplar başucu kitaplarıdır. Bu öyle bir kitaptır. Bazı kitaplar gibi makamda boyca yükselmekte kullanılmak için ayaklar altında basamak yapılacak bir kitap değildir.
Korkmayın.
Kaleminize sağlık.
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025