Son iki yazıdır eğitim sistemindeki sorunları ve Prof. Dr. Haydar Baş’ın Sosyal Devlet Milli Devlet modelinden istifadeyle çözümleri ifade etmeye çalıştık. Bugünkü yazımda da, Sayın Baş’ın bu modelinde ifade edilenlerden bazı bölümler aktarmaya çalışacağız.
Prof. Dr. Baş, eğitimin temel hedefi konusunda şunları ifade etmektedir:
“Milli Devlet, eğitim konusunu, günümüzde ihtiyaç duyulan ve özlenen insanın yetiştirilmesi bakımından önemle ele almaktadır. Bu bağlamda Kapitalizmin bencil ve egoist insan modelinin yerine; tüm insanlığa haklarını verecek ve onları koruyacak fertlerin yetiştirilmesi, milli eğitimin ana vazifelerindendir.”
Diğer bir ifadeyle verilen eğitimle her genç, hem kendi, hem ailesi hem de toplumu yararına kazanılacak.
Prof. Dr. Baş, modelinde bir devletin en büyük sermayesi olarak yetişmiş gençliğini görmektedir: “Milli Devletin en büyük sermayesi elbette ki yetişmiş gençliğidir. Vazifemiz, iyi eğitilmiş, bilgili, tecrübeli ve kabiliyetli bir genç neslin yetiştirilmesidir.”
Gençliğe gerçekten mükemmel bir eğitim vermek, ancak gençliğine bu kadar kıymet veren bir lider tarafından mümkündür. Gençliğini en büyük sermaye olarak gören bir anlayış, eğitimin hakkını verir ve asla bir yük olarak görmez.
Prof. Dr. Baş’ın modelinde eğitim hem tarihi değerleri hem de çağdaşlığı barındırmalıdır: “Toplumun birlik ve dirliğinin teminatı olan Türk kimliğini onurla temsil eden bireylerin, milli ve manevi değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize uygun olarak çağdaş standartlarda bir eğitim alması temel politikamız olacaktır.”
Tarihinden gelen milli ve manevi değerlerini kaybeden bir millet hafıza kaybına uğrar, varlığını ve geleceğini sağlam bir temele oturtamaz, eğitimde ve teknolojide çağdaşlığı yakalayamayan bir millet ise bunları yakalayan ülkelerin boyunduruğu altına girer.
Modelin eğitime olan bu temel bakışlarını ifade ettikten sonra kısaca modelin eğitim çağındaki gençler için düşündüklerini ifade etmeye çalışalım:
* Eğitim konusunda fırsat eşitliği devlet eliyle sağlanacaktır. Okumak isteyen her gence eğitim döneminin her safhasında devlet eliyle destek sağlanacaktır.
* Ulaşım, yemek, sağlık ve kültürel-sosyal faaliyetlerden her öğrenci ücretsiz faydalandırılacaktır.
* Yoksul öğrencilerimizin kıyafet, kitap, kırtasiye ve gıda ihtiyacı devletçe karşılanacaktır.
* Bir Sosyal Devlet projesi olarak, her ihtiyaç sahibi öğrenciye ihtiyacını karşılayabilecek miktarda burs verilecektir.
* Her liseli imtihansız üniversiteye girecek. Üniversite harçları kaldırılarak, burs miktar ve adedi attırılacak.
* Her köye ilkokul projesi ile köylerde eğitim çilesine son verilecektir.
* Eğitime ayrılan pay artırılarak başta öğretmen maaşları iyileştirilecek, her lise bir SÜPER LİSE haline getirilecek.
* Türkiye’nin teknik ara elemana ihtiyacı var. Sanayimiz ve iş hayatımız orta sınıf teknisyenlere şiddetle muhtaçtır. Meslek Lisesini bitirene iş garantisi verilerek bu ihtiyaç giderilecektir.
* Sanayi ve üniversite işbirliği sağlanacaktır. Bu iş birliği eğitimin ilk yılından başlayarak hayata geçirilecek, böylece yüksek eğitimli gençlerimizin beyin göçüne son verilecektir.
* Üniversite çevresinde tekno-kentler kurularak firmaların araştırma geliştirme departmanları oluşturularak üniversite öğrencilerine istihdam alanı oluşturulacaktır.
Prof. Dr. Baş, eğitimin temel hedefi konusunda şunları ifade etmektedir:
“Milli Devlet, eğitim konusunu, günümüzde ihtiyaç duyulan ve özlenen insanın yetiştirilmesi bakımından önemle ele almaktadır. Bu bağlamda Kapitalizmin bencil ve egoist insan modelinin yerine; tüm insanlığa haklarını verecek ve onları koruyacak fertlerin yetiştirilmesi, milli eğitimin ana vazifelerindendir.”
Diğer bir ifadeyle verilen eğitimle her genç, hem kendi, hem ailesi hem de toplumu yararına kazanılacak.
Prof. Dr. Baş, modelinde bir devletin en büyük sermayesi olarak yetişmiş gençliğini görmektedir: “Milli Devletin en büyük sermayesi elbette ki yetişmiş gençliğidir. Vazifemiz, iyi eğitilmiş, bilgili, tecrübeli ve kabiliyetli bir genç neslin yetiştirilmesidir.”
Gençliğe gerçekten mükemmel bir eğitim vermek, ancak gençliğine bu kadar kıymet veren bir lider tarafından mümkündür. Gençliğini en büyük sermaye olarak gören bir anlayış, eğitimin hakkını verir ve asla bir yük olarak görmez.
Prof. Dr. Baş’ın modelinde eğitim hem tarihi değerleri hem de çağdaşlığı barındırmalıdır: “Toplumun birlik ve dirliğinin teminatı olan Türk kimliğini onurla temsil eden bireylerin, milli ve manevi değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize uygun olarak çağdaş standartlarda bir eğitim alması temel politikamız olacaktır.”
Tarihinden gelen milli ve manevi değerlerini kaybeden bir millet hafıza kaybına uğrar, varlığını ve geleceğini sağlam bir temele oturtamaz, eğitimde ve teknolojide çağdaşlığı yakalayamayan bir millet ise bunları yakalayan ülkelerin boyunduruğu altına girer.
Modelin eğitime olan bu temel bakışlarını ifade ettikten sonra kısaca modelin eğitim çağındaki gençler için düşündüklerini ifade etmeye çalışalım:
* Eğitim konusunda fırsat eşitliği devlet eliyle sağlanacaktır. Okumak isteyen her gence eğitim döneminin her safhasında devlet eliyle destek sağlanacaktır.
* Ulaşım, yemek, sağlık ve kültürel-sosyal faaliyetlerden her öğrenci ücretsiz faydalandırılacaktır.
* Yoksul öğrencilerimizin kıyafet, kitap, kırtasiye ve gıda ihtiyacı devletçe karşılanacaktır.
* Bir Sosyal Devlet projesi olarak, her ihtiyaç sahibi öğrenciye ihtiyacını karşılayabilecek miktarda burs verilecektir.
* Her liseli imtihansız üniversiteye girecek. Üniversite harçları kaldırılarak, burs miktar ve adedi attırılacak.
* Her köye ilkokul projesi ile köylerde eğitim çilesine son verilecektir.
* Eğitime ayrılan pay artırılarak başta öğretmen maaşları iyileştirilecek, her lise bir SÜPER LİSE haline getirilecek.
* Türkiye’nin teknik ara elemana ihtiyacı var. Sanayimiz ve iş hayatımız orta sınıf teknisyenlere şiddetle muhtaçtır. Meslek Lisesini bitirene iş garantisi verilerek bu ihtiyaç giderilecektir.
* Sanayi ve üniversite işbirliği sağlanacaktır. Bu iş birliği eğitimin ilk yılından başlayarak hayata geçirilecek, böylece yüksek eğitimli gençlerimizin beyin göçüne son verilecektir.
* Üniversite çevresinde tekno-kentler kurularak firmaların araştırma geliştirme departmanları oluşturularak üniversite öğrencilerine istihdam alanı oluşturulacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025