Gazetemiz Yeni Mesaj yazarlarının da içinde bulunduğu, çeşitli ilim, fikir, sanayici, işadamı, akademisyenden oluşan kuvay-ı milliye ekibi, Malatya'dan sonra Elazığ'a uğradı. Elazığ'ın önde gelen esnaf, sanayici ve işadamlarını, eşraflarını ziyaret etti. Ziyareti fırsat bilen Doğu insanının tertiplediği geniş katılımlı toplantıya iştirak etti.
KUVAY-I MİLLİYE KATARI
ARTIK YOLA ÇIKTI
Elazığ'a has bir bağ evinde gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum değerlendirildi. Karşılıklı görüş alışverişi şeklinde geçen toplantıda, ülkenin içinde bulunduğu kuşatılmışlıktan çıkışın yolları tartışıldı. Bunun da ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın önderliğinde yeni bir siyasi oluşumun işbaşına gelmesiyle mümkün olabileceğinin altı çizildi.
Toplantıda bir konuşma yapan yüksek mühendis Yusuf Karaca, ülkemizin manevi dinamiklerinden Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin, "Eşrefoğlu al haberi bahçe bizde bağ bizdedir / Cennetteki yeşil ırmak, coşkun akan sel bizdedir" dizelerini okuyarak çözümün kendimizde olduğuna işaret etti.
Yeni Mesaj gazetesi yazarı Ahmet Erimhan, Türkiye'nin, içinde bulunduğu onursuzluğa tesadüfi değil bilinçli tercihlerle sürüklendiğinin altını çizerek, "Anadolu insanının emeği üzerinde zor bir oyun oynanıyor. Bu zor oyun mutlaka bozulmalı" dedi. Erimhan, Türkiye'nin bu zor oyunu bozacak insandan mahrum olmadığını, siyaset alanında bu insanın ayak seslerinin duyulmaya başlandığını söyledi.
Prof. Dr. Ata Selçuk, ülkenin içinde bulunduğu durumdan ancak kuvay-ı milliye ruhu ile kurtulunabileceği inancını taşıdıklarını belirtti. Türkiye'nin kuzeyinden bir güneşin doğmakta olduğuna işaret eden Selçuk, ışıkları Güneydoğu'ya da uzanan bu güneşin yakın zamanda tüm Türkiye'yi kuşatacağı haberini aldıklarını söyledi.
Elazığ'ı karış karış dolaştıklarında vatandaşta ciddi bir güven problemi bulunduğunu gördüklerini söyleyen Doç. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Yaşadığımız bu kara tabloyu aydınlığa dönüştürecek, hiç kimseyi dışta bırakmayacak şekilde herkesi bir baba şefkati ile kucaklayarak güven aşılayacak isim, vatandaş tarafından Prof. Dr. Haydar Baş olarak ifade edildi" dedi. Eyercioğlu, vatandaşın, "zaman bu insanı başımıza getirme zamanıdır" tespitini aktardı.
Bilişim uzmanı Cemal Baba, gazetemizin imtiyaz sahibi Bilal Karamus, savunma sanayii uzmanı Abdullah Ağar, yönetici Engin Çamurdan, gazetemiz yazarları Dr. Nuri Kaplan ve Mehmet Öztürk, Avukat Zühdü Kazancı da yaptıkları konuşmalarda, her türlü namüsait şartlara rağmen ülkemizin çözülemeyecek problemi olmadığını, bu problemleri çözecek kuvay-ı milliye katarının Prof. Dr. Haydar Baş'ın önderliğinde yola çıktığını, dolayısıyla artık geleceğe ümitle bakılması gerektiğini vurguladılar.
PROF. DR. HAYDAR BAŞ NE ZAMAN BU MİLLETİN ÖNÜNE DÜŞECEK?
Fikir ve mana mimarlığını Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı kuvay-ı milliye ekibinin Elazığ'daki temaslarını gazetemiz Yeni Mesaj muhabirleri de takip ettiler. Vatandaşın düşürüldüğü vahim duruma rağmen firasetine ve beklentilerine tanık oldular. "Gençliğimiz gidiyor. Ülke gidiyor. Lütfen siyaset sahnesine çıkın. Lütfen ülkenin yönetimini alın. Lütfen bize, gençliğimize, ülkemize sahip çıkın"
Bir başka vatandaş, "Benim zamanım geçti. Biz heba olduk. Bari evlatlarımız olmasın. Onun için, ilmi, ticari, sınai alanlarda yaptığınız çalışmaları siyasete de taşıyın. Siyasette de söz sahibi olun. Yoksa biz öldük, yandık. Evlatlarımız da heba olup gidecek."
Elazığ'lı vatandaşlar, tarihi, coğrafyası, yer üstü ve yer altı zenginlikleri, insan potansiyeli ile Türkiye'nin mevcut zillet durumunu içlerine sindiremediklerini söylediler. "Yağ, un, şeker, tuz var. Ama ortaya helvadan başka herşey çıkıyor. Helva yapacak bir ustadan yoksunuz" dediler. Bu kadar zenginliğe rağmen memleketimizin içine düştüğü onursuzluğa tahammül edemediklerini belirttiler.
Bu kötü gidişata, ilmi, sınai, ticari, fikri çalışmalarını yakından takip ettikleri bir ismin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın mutlaka el atması gerektiğini söylediler. "Bu, son şansımız" dediler. Hububatçı bir vatandaş, "Biz heba olduk. Bari evlatlarımız olmasın. Ne olur siyasette söz sahibi olun" şeklinde görüşlerini dile getirirken, bir başka Elazığlı şunları söylüyordu: "Gençliğimiz elden gidiyor. Ülke gidiyor. Lütfen siyaset sahnesine çıkın. Lütfen bize, gençliğimize, ülkemize sahip çıkın." 80 yaşındaki bir ihtiyar amca ise, "Ne zaman hocamız bu milletin önüne düşecek? Her namazda dua ediyor, ölmeden evvel bunu görmek istiyorum" diyordu.
KUVAY-I MİLLİYE KATARI
ARTIK YOLA ÇIKTI
Elazığ'a has bir bağ evinde gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum değerlendirildi. Karşılıklı görüş alışverişi şeklinde geçen toplantıda, ülkenin içinde bulunduğu kuşatılmışlıktan çıkışın yolları tartışıldı. Bunun da ancak Prof. Dr. Haydar Baş'ın önderliğinde yeni bir siyasi oluşumun işbaşına gelmesiyle mümkün olabileceğinin altı çizildi.
Toplantıda bir konuşma yapan yüksek mühendis Yusuf Karaca, ülkemizin manevi dinamiklerinden Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin, "Eşrefoğlu al haberi bahçe bizde bağ bizdedir / Cennetteki yeşil ırmak, coşkun akan sel bizdedir" dizelerini okuyarak çözümün kendimizde olduğuna işaret etti.
Yeni Mesaj gazetesi yazarı Ahmet Erimhan, Türkiye'nin, içinde bulunduğu onursuzluğa tesadüfi değil bilinçli tercihlerle sürüklendiğinin altını çizerek, "Anadolu insanının emeği üzerinde zor bir oyun oynanıyor. Bu zor oyun mutlaka bozulmalı" dedi. Erimhan, Türkiye'nin bu zor oyunu bozacak insandan mahrum olmadığını, siyaset alanında bu insanın ayak seslerinin duyulmaya başlandığını söyledi.
Prof. Dr. Ata Selçuk, ülkenin içinde bulunduğu durumdan ancak kuvay-ı milliye ruhu ile kurtulunabileceği inancını taşıdıklarını belirtti. Türkiye'nin kuzeyinden bir güneşin doğmakta olduğuna işaret eden Selçuk, ışıkları Güneydoğu'ya da uzanan bu güneşin yakın zamanda tüm Türkiye'yi kuşatacağı haberini aldıklarını söyledi.
Elazığ'ı karış karış dolaştıklarında vatandaşta ciddi bir güven problemi bulunduğunu gördüklerini söyleyen Doç. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Yaşadığımız bu kara tabloyu aydınlığa dönüştürecek, hiç kimseyi dışta bırakmayacak şekilde herkesi bir baba şefkati ile kucaklayarak güven aşılayacak isim, vatandaş tarafından Prof. Dr. Haydar Baş olarak ifade edildi" dedi. Eyercioğlu, vatandaşın, "zaman bu insanı başımıza getirme zamanıdır" tespitini aktardı.
Bilişim uzmanı Cemal Baba, gazetemizin imtiyaz sahibi Bilal Karamus, savunma sanayii uzmanı Abdullah Ağar, yönetici Engin Çamurdan, gazetemiz yazarları Dr. Nuri Kaplan ve Mehmet Öztürk, Avukat Zühdü Kazancı da yaptıkları konuşmalarda, her türlü namüsait şartlara rağmen ülkemizin çözülemeyecek problemi olmadığını, bu problemleri çözecek kuvay-ı milliye katarının Prof. Dr. Haydar Baş'ın önderliğinde yola çıktığını, dolayısıyla artık geleceğe ümitle bakılması gerektiğini vurguladılar.
PROF. DR. HAYDAR BAŞ NE ZAMAN BU MİLLETİN ÖNÜNE DÜŞECEK?
Fikir ve mana mimarlığını Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı kuvay-ı milliye ekibinin Elazığ'daki temaslarını gazetemiz Yeni Mesaj muhabirleri de takip ettiler. Vatandaşın düşürüldüğü vahim duruma rağmen firasetine ve beklentilerine tanık oldular. "Gençliğimiz gidiyor. Ülke gidiyor. Lütfen siyaset sahnesine çıkın. Lütfen ülkenin yönetimini alın. Lütfen bize, gençliğimize, ülkemize sahip çıkın"
Bir başka vatandaş, "Benim zamanım geçti. Biz heba olduk. Bari evlatlarımız olmasın. Onun için, ilmi, ticari, sınai alanlarda yaptığınız çalışmaları siyasete de taşıyın. Siyasette de söz sahibi olun. Yoksa biz öldük, yandık. Evlatlarımız da heba olup gidecek."
Elazığ'lı vatandaşlar, tarihi, coğrafyası, yer üstü ve yer altı zenginlikleri, insan potansiyeli ile Türkiye'nin mevcut zillet durumunu içlerine sindiremediklerini söylediler. "Yağ, un, şeker, tuz var. Ama ortaya helvadan başka herşey çıkıyor. Helva yapacak bir ustadan yoksunuz" dediler. Bu kadar zenginliğe rağmen memleketimizin içine düştüğü onursuzluğa tahammül edemediklerini belirttiler.
Bu kötü gidişata, ilmi, sınai, ticari, fikri çalışmalarını yakından takip ettikleri bir ismin, Prof. Dr. Haydar Baş'ın mutlaka el atması gerektiğini söylediler. "Bu, son şansımız" dediler. Hububatçı bir vatandaş, "Biz heba olduk. Bari evlatlarımız olmasın. Ne olur siyasette söz sahibi olun" şeklinde görüşlerini dile getirirken, bir başka Elazığlı şunları söylüyordu: "Gençliğimiz elden gidiyor. Ülke gidiyor. Lütfen siyaset sahnesine çıkın. Lütfen bize, gençliğimize, ülkemize sahip çıkın." 80 yaşındaki bir ihtiyar amca ise, "Ne zaman hocamız bu milletin önüne düşecek? Her namazda dua ediyor, ölmeden evvel bunu görmek istiyorum" diyordu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.