Ne zamandır içinde bulunduğumuz durumu sorguluyorum. Savaşlar, afetler, ekonomi, insana verilen değer, eğitim sistemi, sağlık sistemi vs. Tüm bu saydıklarım da insani ve vicdani sorumluluktan uzak, ben merkezli idareciler profili ön plana çıkıyor. Bazı şeylerin önden sezmek, önlemini almak, alt yapıyı sağlamak bu kadar zor olmamalı.
Üst üste gelen sorunlar neticesinde kimsenin ses çıkartmaması beni hayretler içerinde bırakıyordu. Neden suskundu insanlarımız, neden eleştirmiyordu. Yoksa Atatürk'ün yıllar önce temelini attığı canım ülkemde bu kadar mı adalet sorgulanmaz bir yere gelmişti.
Türkiye'de yaşamaya başladığımdan bu yana adalet, sağlık, eğitim gibi konularda karşılaştığım her konuda hep sorunlar ile karşı karşıya kaldım. Ancak haberlere kadar konu olup da halk ile dalga geçer cevaplar verilmesi artık ciddi anlamda sorunların baş gösterdiğinin bir göstergesidir. Öyle ya ülkede yaşayan birer fertler olarak hayatımızı idame etmek, geleceğimiz hakkında endişelerimiz olması gayet normal. Ancak sorunlar o kadar basite indirgenmiş olacak ya da insanlarımız o kadar hakkını savunmaz olacak ki sayın bakanların cevapları kan donduraca nitelikte.
Sağlık Bakanı: "Her vaka hasta değildir."
Ekonomi Bakanı: "Kur benim için önemli değil."
Milli Eğitim Bakanı: "EBA'nın çökmesi olumlu haber."
Tarım Bakanı: "Et fiyatları yüksek değil."
Vaka kelime anlamı olay olup ortada bir durumun var olduğunu ifade etmektedir. Kelimeye takılmayayım yapılan bir kısım icraatlar göz atalım. Vaka artışlarının başladığı ilk dönemde AVM'lerde gezmeler serbest, sahilde hava almak yasaktı, vaka sayısının azalması ile vatandaşlarımıza tatil kısıtlaması getirilmedi.
İstanbul'da ikamet eden çoğu vatandaş Türkiye'nin çeşitli illerine memleketine ya da tatiline gitti. Bu hastalığın yaygınlaşmasını hızlandırdı, vaka azalan yerlerde vaka sayısının artmasına neden oldu. Tatil bitti halk İstanbul'a geri döndü vaka sayısı tekrar arttı. Bunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Ekonominin canlanması için yapılan bu hareketler neticesinde sadece bir sorum olacak; ekonomi daha mı değerli sağlığımızdan. Bu sayede sağlık sektöründen çalışan yüzlerce kişilerin emeği heba olmuyor muydu?
Ekonomi Bakanı dolar artışının önemli olmadığını dile getiriyor. Ancak halen dolara bağımlı bir şekilde yaşıyoruz, yurtdışından aldığımız ürünler dolar üzerinden hesap ediliyor. Temennimiz dolara bağlı kalmamak. Sayın Bakan şu an olan durumu değil de bizim temenni ettiğimiz durumu iletmiş. O günler de gelecek Milli Ekonomi Modeli ile inşaallah.
Eğitim Bakanımız EBA'nın çökmesine olumlu olarak görmesi beni hakikaten hayal kırıklığına uğrattı. Eğitim ülkenin her ferdine istihdam edilmesi gereken temel bir ihtiyaçtır. Amaç hakikaten eğitim vermek ise, eğitime giden yolları açmamız gerekmez mi?
Tarım Bakanımız et fiyatların yüksek olmadığınındın bahsediyor kime göre neye göre. Bugün maalesef iyi bir iş imkânı olan kişiler bile et yemeyi bir kenara bırakın, istediği besinleri alamamaktan şikayetçi.
Bu cümleleri kurarken empati yapmak gerekli. Asgari ücret ile geçinen bir kişinin aldığı ücreti kira, fatura, eğitim, sağlık ve besin olarak harcamaya kalktığınızda, birçok şeyden feragat etmeniz gerektiğinizi anlıyorsunuz.
Peki ya bu kadar olumsuzluk baş göstermişken, "empati yapalım" diyen, z kuşağını dile getiren, beyin göçünü engellemek için, doğal afetler için, ülkenin doğal kaynaklarını kullanmak için projelerin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezi Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacak olan Bağımsız Türkiye Partisi neden olmasın diyelim.
- AV. AHMET HAYDAR İLİK: Türk gençliğine verilen büyük vazife / 26.11.2024
- HAYDAR NECMEDDİN KAZANCI / Çözümsüz vaatler / 24.11.2024
- ÖMER SAY/ Vah ki yurdum evladına vah, vah ki Türk'ün devletine vah... / 23.11.2024
- MELEK KERESTECİ: Kerbela’dan çıkarılacak dersler / 24.07.2024
- MERVE ZIVALI: Yüreklerimize dokunan kahramanlar / 17.05.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -2- ‘Türklere yapılan soykrımı’ anlatan haritanın hikâyesidir / 24.04.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -1- ‘Zeytun’a Ağıt’ olayının gözyaşı hikâyesidir / 23.04.2024
- HİLMİ SALBAŞ: Neden Bağımsız Türkiye Partisi / 25.03.2024
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024