Memun'un bütün tuzaklarını bozdu
Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari'r-Rıza adlı eserinde şöyle anlatıyor: Hüseyin bin İbrahim bin Natane, Ebu Salt-ı Herevî'den, Memun ile İmam Rıza (a.s) arasında şöyle bir konuşma geçtiğini naklediyor:Memun: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Ben senin ilmini, fazlını, zühdünü, veranı (günah ve mekruhlardan uzak durmanı) ve ibadetini tanıdım seni hilafet makamına kendimden daha layık görüyorum."
24.07.2017 00:00:00
İmam Rıza (a.s): "Ben Allah'ın kulluğuyla iftihar ediyorum, zühd vesilesiyle bu dünyanın şerrinden kurtulmayı istiyorum; günahlardan uzak durma vesilesiyle Allah katındaki nimetlere ulaşıp mutlu olma ümidindeyim. Dünyada alçakgönüllü olma vesilesiyle de Allah katında yüce mertebelere ulaşma ümidindeyim."
Memun: "Ben kendimi hilafetten azlederek onu sana teslim edip sonra da sana biat etme düşüncesindeyim."
İmam: "Eğer bu hilafet senin hakkınsa ve Allah-u Teâlâ onu sana layık görmüşse, Allah'ın sana giydirdiği bu hilafet elbisesini üzerinden çıkarıp başkasına giydirmen caiz değildir. Ama eğer hilafet senin hakkın değilse, kendine ait olmayan bir hakkı bana verme yetkisine sahip değilsin."
Memun: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Bu teklifi kabul etmekten başka çaren yok!"
İmam: "Bu teklifi kendi isteğimle asla kabul etmeyeceğim."
Memun bir müddet bu teklifinde ısrarda bulunmaya devam etti. Ama, İmam (a.s)'ın kabulünden ümidini kesince İmam Rıza (a.s)'a şöyle bir öneride bulundu: "Eğer halifeliği ve benim sana biatimi kabul etmiyorsan, benim veliahdım ol."
İmam: "Allah'a and olsun ki, babam dedeleri vasıtasıyla Müminlerin Emiri Ali (a.s)'dan, o da Resûlullah'tan benim için şöyle nakletti: Ben, sen sağken zehirlenerek vefat edeceğim ve mazlum bir şekilde öleceğim. Öldüğümde gök ve yerdeki melekler benim için ağlayacaklar. Gurbet diyarında Hârun'ur-Reşid'in yanına gömüleceğim."
Memun bu sözü duyunca ağladı. Daha sonra şöyle dedi: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Kim seni öldürecek? Ben sağ olduğum müddetçe kim sana karşı böyle cüretkâr davranabilir?"
İmam (a.s): "Eğer ben katilimi tanıtmak istersem, tanıtırım ve kim olduğunu söylemek istersem, söylerim."
Memun: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Böyle sözlerle kendini, veliahtlığımı kabul etmeme suretiyle rahatlatıp halkın, 'Ali bin Mûsa mal ve makama rağmen zahiddir' demesini mi istiyorsun?"
İmam (a.s): "Allah'a and olsun ki, Allah-u Teâlâ'nın beni yarattığı günden beri yalan söylemedim. Dünyayı dünya için terk etmedim. Ben senin ne istediğini çok iyi biliyorum."
Memun: "Ne istiyorum?"
İmam (a.s): "Eğer doğru söylersem güvende olacak mıyım?"
Memun: "Güvendesin."
İmam (a.s): "Sen, halkın 'Ali bin Mûsa dünyaya rağbetsiz değildir, ancak dünya ona rağbetsizdir; hilafete ulaşmak için veliahtlığı nasıl hırsla kabul ettiğini görmüyor musunuz!' demesini istiyorsun."
Memun, öfkelenerek, "Sen sürekli olarak bana, benim hoşlanmadığım şekilde davranıyorsun. Galiba benim kudretimden korkmuyor ve kendini de güvende sanıyorsun. Allah'a and olsun ki, veliahtlığı kendi isteğinle kabul etmek zorundasın, yoksa seni onu kabule mecbur ederim. Eğer kabul edersen ne âla ama eğer kabul etmezsen boynunu vurdururum!"
İmam (a.s), "Allah-u Teâlâ (göz göre göre) kendimi ölüme atmaktan beni nehyetmiştir. Eğer durum bundan ibaretse kendi görüşüne göre uygun olanı yap. Ben bunu kabul ederim ama hiçbir atama ve azletme işine karışmam, hiçbir kanunu değiştirmem ve hiçbir sünneti de bozmam. Sadece uzaktan uzağa yol göstericilikte bulunurum."
Bunun üzerine Memun, istemediği halde bu şartlarla İmam (a.s)'ı veliahtlığa kabul etti.
OKAN EGESEL
Memun: "Ben kendimi hilafetten azlederek onu sana teslim edip sonra da sana biat etme düşüncesindeyim."
İmam: "Eğer bu hilafet senin hakkınsa ve Allah-u Teâlâ onu sana layık görmüşse, Allah'ın sana giydirdiği bu hilafet elbisesini üzerinden çıkarıp başkasına giydirmen caiz değildir. Ama eğer hilafet senin hakkın değilse, kendine ait olmayan bir hakkı bana verme yetkisine sahip değilsin."
Memun: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Bu teklifi kabul etmekten başka çaren yok!"
İmam: "Bu teklifi kendi isteğimle asla kabul etmeyeceğim."
Memun bir müddet bu teklifinde ısrarda bulunmaya devam etti. Ama, İmam (a.s)'ın kabulünden ümidini kesince İmam Rıza (a.s)'a şöyle bir öneride bulundu: "Eğer halifeliği ve benim sana biatimi kabul etmiyorsan, benim veliahdım ol."
İmam: "Allah'a and olsun ki, babam dedeleri vasıtasıyla Müminlerin Emiri Ali (a.s)'dan, o da Resûlullah'tan benim için şöyle nakletti: Ben, sen sağken zehirlenerek vefat edeceğim ve mazlum bir şekilde öleceğim. Öldüğümde gök ve yerdeki melekler benim için ağlayacaklar. Gurbet diyarında Hârun'ur-Reşid'in yanına gömüleceğim."
Memun bu sözü duyunca ağladı. Daha sonra şöyle dedi: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Kim seni öldürecek? Ben sağ olduğum müddetçe kim sana karşı böyle cüretkâr davranabilir?"
İmam (a.s): "Eğer ben katilimi tanıtmak istersem, tanıtırım ve kim olduğunu söylemek istersem, söylerim."
Memun: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Böyle sözlerle kendini, veliahtlığımı kabul etmeme suretiyle rahatlatıp halkın, 'Ali bin Mûsa mal ve makama rağmen zahiddir' demesini mi istiyorsun?"
İmam (a.s): "Allah'a and olsun ki, Allah-u Teâlâ'nın beni yarattığı günden beri yalan söylemedim. Dünyayı dünya için terk etmedim. Ben senin ne istediğini çok iyi biliyorum."
Memun: "Ne istiyorum?"
İmam (a.s): "Eğer doğru söylersem güvende olacak mıyım?"
Memun: "Güvendesin."
İmam (a.s): "Sen, halkın 'Ali bin Mûsa dünyaya rağbetsiz değildir, ancak dünya ona rağbetsizdir; hilafete ulaşmak için veliahtlığı nasıl hırsla kabul ettiğini görmüyor musunuz!' demesini istiyorsun."
Memun, öfkelenerek, "Sen sürekli olarak bana, benim hoşlanmadığım şekilde davranıyorsun. Galiba benim kudretimden korkmuyor ve kendini de güvende sanıyorsun. Allah'a and olsun ki, veliahtlığı kendi isteğinle kabul etmek zorundasın, yoksa seni onu kabule mecbur ederim. Eğer kabul edersen ne âla ama eğer kabul etmezsen boynunu vurdururum!"
İmam (a.s), "Allah-u Teâlâ (göz göre göre) kendimi ölüme atmaktan beni nehyetmiştir. Eğer durum bundan ibaretse kendi görüşüne göre uygun olanı yap. Ben bunu kabul ederim ama hiçbir atama ve azletme işine karışmam, hiçbir kanunu değiştirmem ve hiçbir sünneti de bozmam. Sadece uzaktan uzağa yol göstericilikte bulunurum."
Bunun üzerine Memun, istemediği halde bu şartlarla İmam (a.s)'ı veliahtlığa kabul etti.
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.