Dile kolay, güzide "kertel" medyamız tam 17 aydır kerameti, ABD, IMF ve Dünya Bankası'ndan menkul bir adamla meşgul etti bizi, Kemal Derviş'le.
Daha henüz ülke hudutlarından içeru duhul etmeden başlayan bu hikaye, daha sonra geniş bir yelpazede devam etti gitti.
Sabah kahvaltısında ne yedi?
Kimle yedi?
Zeytin çekirdeğini sofranın sağına koyunca, merkez sağdan, soluna koyunca merkez soldan oluverdi.
Safarisi diz kapaklarını aşınca muhafazakar,
Diz kapaklarından iki parmak yukarı olunca çağdaş oldu.
Tenis kortlarında gösterdiği çeviklik, ekonomiye vukufiyetle özdeşleştirildi.
Medyaya malzeme olacak bir şeyi kalmayınca İngiliz Cetrin devreye girdi.
Güzelliği,
Boyu,
Cazibesi,
Soyu sopu hariç her şeyi ile,
dünyanın,
Gelmiş geçmiş,
Yaşamış göçmüş,
Yemiş içmiş,
Ve dahi
Bilmem ne etmiş en büyük ekonomistine destek çıkmış.
Kim?
Tabi ki Cetrin.
Aslında medya için bu yalakalık daha eskilere dayanır.
Aynı şeyi 3.5 yıllık kabus koalisyon için de yapmıştı.
Sonunda olan oldu.
Varması planlanan ve dahi programlanan yere varınca, Derviş'in eski popülaritesi kalmadı.
Gerek de kalmadı.
O işini başarıyla tamamladı.
Misyonu bitti.
Şimdi medya ikinci bir "seçilmişi" pazarlıyor.
Ne ilginç, o da Atlantik ötesinden "olurlu".
Daha düne kadar kendisine yapılmadık hakaret bırakılmayan sayın Tayyip, ne hikmet, ne keramet bilinmez medyanın en çok gündeme getirdiği isim oluverdi bir anda.
Bundan daha da ilginç olanı, dün hakarette en aşırı gidenlerce, bugün en fazla övgüye mazhar oldu.
"Radikal İslamcı radikal dönek".
"Bu kadar radikal bir 'dönek'e, bu millet nasıl güvenecek?
Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek"?
Bu kadarla iktifa etmeyen Fatih Altaylı, daha da ileri giderek bir fıkradan yola çıkarak şunları da ekler:
"Ulan şerefsiz hani değişmiştin?"
"Değiştim" der müşteri. "Artık yaptığımdan pişman olmuyorum, özür falan da dilemiyorum.''
Bir başka makalesinde de ("Bizi yeme sırası Erdoğan'da" başlıklı makale, Hürriyet, 24.08.2001) şunları söyler:
RECEP Tayyip Erdoğan "O eski görüntülere aldanmayın. Ben değiştim'' adını taşıyan "Yerse'' konulu basın toplantısını yapıyor.
Tansu Çiller'in moda ettiği bir yaklaşımla, Tayyip Erdoğan da "basın'' toplantılarına "partili militanları'' dolduruyor.
Bu arada Tayyip Erdoğan'a sorulan sorular da tam anlamıyla "gazoz'' sorulardı.
Toplantıya katılan arkadaşları arayıp sordum: "Hazır yakalamışsınız. Niye herkesin merak ettiği soruları sormadınız?'' Sormamışlar değil, soramamışlar.
Hepsi el kaldırmışlar ama Tayyip Erdoğan çoğu tanıdığı, bildiği, yandaşı olan veya uzun süredir yakınında bulunan "güvenilir'' gazetecilere söz vermiş.
"Gerçek'' gazeteciler ise elleri havada beklemişler.
Anlayacağınız, Tayyip Erdoğan da aynı kendinden öncekiler gibi.
Şimdi Tayyip "bitirim delikanlı'' ayaklarıyla geliyor.
Ama hepsinin hamuru da, çamuru da aynı.
Aynı taktiklerle gelip, aynı taktiklerle bizi yiyorlar.
Afiyet olsun!
Bu kadarla da hızını alamayan Altaylı "Ne oldu da değiştin?" diye sorar ve şunları da ekler:
TAYYİP Erdoğan büyük bir inatla "değiştiği'' konusunda hepimizi "ikna etmeye çalışıyor''.
Bu "içeriksiz ikna çabası''nı ben şahsen yemiyorum.
Erdoğan beni değiştiğine ikna edecekse öncelikle bu "değişimin nedenleri'' konusunda ikna edici olmalı.
Tayyip Erdoğan "değiştim''in arkasındaki gerçek nedeni söylemeli.
"İnanmazsak durakta daha
çoook tramvay bekler!"
Ve en az Tayyip kadar bir hızla değişiveren Altaylı, Aydın Doğan durağında çoook beklemeden Tayyip'le buluşuverdi, hem de bu kadar hakaretler yağdırdığı Tayyip'in giydiği elbiseye bile hayran kalacak kadar:
"İçimden geçen duygu eğilip markasına bakmak oldu ama kendimi tuttum".
Keşke kendinizi tutmasaydınız Fatih bey.
Şimdi sıra o kareye şu cümleyi yazmaya geldi anlaşılan:
"Ne zaman adam oluruz?
Başkasına çok gördüğümüz 'dönekliği' kendimize laik gördüğümüz zaman".
Uygun düşmedi mi?
Son bir soru:
Bu millet, şu mâlum medyanın çoook övdüğü kişilerden ne hayır gördü Allah aşkına?
Daha henüz ülke hudutlarından içeru duhul etmeden başlayan bu hikaye, daha sonra geniş bir yelpazede devam etti gitti.
Sabah kahvaltısında ne yedi?
Kimle yedi?
Zeytin çekirdeğini sofranın sağına koyunca, merkez sağdan, soluna koyunca merkez soldan oluverdi.
Safarisi diz kapaklarını aşınca muhafazakar,
Diz kapaklarından iki parmak yukarı olunca çağdaş oldu.
Tenis kortlarında gösterdiği çeviklik, ekonomiye vukufiyetle özdeşleştirildi.
Medyaya malzeme olacak bir şeyi kalmayınca İngiliz Cetrin devreye girdi.
Güzelliği,
Boyu,
Cazibesi,
Soyu sopu hariç her şeyi ile,
dünyanın,
Gelmiş geçmiş,
Yaşamış göçmüş,
Yemiş içmiş,
Ve dahi
Bilmem ne etmiş en büyük ekonomistine destek çıkmış.
Kim?
Tabi ki Cetrin.
Aslında medya için bu yalakalık daha eskilere dayanır.
Aynı şeyi 3.5 yıllık kabus koalisyon için de yapmıştı.
Sonunda olan oldu.
Varması planlanan ve dahi programlanan yere varınca, Derviş'in eski popülaritesi kalmadı.
Gerek de kalmadı.
O işini başarıyla tamamladı.
Misyonu bitti.
Şimdi medya ikinci bir "seçilmişi" pazarlıyor.
Ne ilginç, o da Atlantik ötesinden "olurlu".
Daha düne kadar kendisine yapılmadık hakaret bırakılmayan sayın Tayyip, ne hikmet, ne keramet bilinmez medyanın en çok gündeme getirdiği isim oluverdi bir anda.
Bundan daha da ilginç olanı, dün hakarette en aşırı gidenlerce, bugün en fazla övgüye mazhar oldu.
"Radikal İslamcı radikal dönek".
"Bu kadar radikal bir 'dönek'e, bu millet nasıl güvenecek?
Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek"?
Bu kadarla iktifa etmeyen Fatih Altaylı, daha da ileri giderek bir fıkradan yola çıkarak şunları da ekler:
"Ulan şerefsiz hani değişmiştin?"
"Değiştim" der müşteri. "Artık yaptığımdan pişman olmuyorum, özür falan da dilemiyorum.''
Bir başka makalesinde de ("Bizi yeme sırası Erdoğan'da" başlıklı makale, Hürriyet, 24.08.2001) şunları söyler:
RECEP Tayyip Erdoğan "O eski görüntülere aldanmayın. Ben değiştim'' adını taşıyan "Yerse'' konulu basın toplantısını yapıyor.
Tansu Çiller'in moda ettiği bir yaklaşımla, Tayyip Erdoğan da "basın'' toplantılarına "partili militanları'' dolduruyor.
Bu arada Tayyip Erdoğan'a sorulan sorular da tam anlamıyla "gazoz'' sorulardı.
Toplantıya katılan arkadaşları arayıp sordum: "Hazır yakalamışsınız. Niye herkesin merak ettiği soruları sormadınız?'' Sormamışlar değil, soramamışlar.
Hepsi el kaldırmışlar ama Tayyip Erdoğan çoğu tanıdığı, bildiği, yandaşı olan veya uzun süredir yakınında bulunan "güvenilir'' gazetecilere söz vermiş.
"Gerçek'' gazeteciler ise elleri havada beklemişler.
Anlayacağınız, Tayyip Erdoğan da aynı kendinden öncekiler gibi.
Şimdi Tayyip "bitirim delikanlı'' ayaklarıyla geliyor.
Ama hepsinin hamuru da, çamuru da aynı.
Aynı taktiklerle gelip, aynı taktiklerle bizi yiyorlar.
Afiyet olsun!
Bu kadarla da hızını alamayan Altaylı "Ne oldu da değiştin?" diye sorar ve şunları da ekler:
TAYYİP Erdoğan büyük bir inatla "değiştiği'' konusunda hepimizi "ikna etmeye çalışıyor''.
Bu "içeriksiz ikna çabası''nı ben şahsen yemiyorum.
Erdoğan beni değiştiğine ikna edecekse öncelikle bu "değişimin nedenleri'' konusunda ikna edici olmalı.
Tayyip Erdoğan "değiştim''in arkasındaki gerçek nedeni söylemeli.
"İnanmazsak durakta daha
çoook tramvay bekler!"
Ve en az Tayyip kadar bir hızla değişiveren Altaylı, Aydın Doğan durağında çoook beklemeden Tayyip'le buluşuverdi, hem de bu kadar hakaretler yağdırdığı Tayyip'in giydiği elbiseye bile hayran kalacak kadar:
"İçimden geçen duygu eğilip markasına bakmak oldu ama kendimi tuttum".
Keşke kendinizi tutmasaydınız Fatih bey.
Şimdi sıra o kareye şu cümleyi yazmaya geldi anlaşılan:
"Ne zaman adam oluruz?
Başkasına çok gördüğümüz 'dönekliği' kendimize laik gördüğümüz zaman".
Uygun düşmedi mi?
Son bir soru:
Bu millet, şu mâlum medyanın çoook övdüğü kişilerden ne hayır gördü Allah aşkına?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024