Yıllardır ülkemizdeki medya iki başlık olarak tahlil edilir; Yandaş medya, karşıt medya.
Bu iki anlayışta gazetecilik, habercilik, her görüşe, inanca saygı, her kesime eşit mesafede olmak, her kesime söz hakkı, ahlaklı, doğru, ilkeli yayıncılık gibi sözlüklerle kendilerine sanal bir kaftan çizerler.
Ama sahaya bakınca ilkesiz, çirkef, yalan, fitne, iftira, aldatma, kandırma, hedef gösteren bir medya vardır karşınızda.
Özellikle bazı dönemlerde daha doğrusu siyasi iktidarın bocaladığı günlerde bazı yazarlar, TV kanalları, spikerler, gazeteler hedefe alınır ve gündemin ortasına bırakılır.
İktidar ateş püskürür, savcılar çoktan harekete geçmiştir bile. Karşı mahalleden, 'kapatın bunları' sesleri yükseliyordur. Vatandaş ise sosyal medyada çoktan linçe başlamıştır.
Hep böyle olmadı mı? Şimdi de aynı oyun oynanıyor!
Durun! Siz kardeşsiniz, diyorum. Hepiniz aynı odaktan besleniyorsunuz. Hepinizin amacı, gayesi, hedefi bir.
Şaşırmayın! Yok, o spikerler, filan yazarlar, o televizyonlar, o gazeteler iktidarın yaptıklarını ortaya döküyor, halkı uyandırıyor filan demeyin.
Anlatayım; İnsanların duyguları ve hep geleceğe yönelik ifadelerle siyaset yapan anlayışların en büyük gücü medyadır ve medya iki yönlü olmak zorundadır; Yandaşlar ve kripto yandaşlar. Yani sözde karşıtlar.
Şöyle örnek vereyim; Ampulün yanması için eksi ve artı kutupların olması lazım. Eğer eksi kutup olmazsa ampul yanmaz. Ampul yanarken eksi kutubu yerinden çıkarırsanız, bu sefer de ampul patlar.
Bugün görünüşte hedefe konulan medya, ampulün eksi kutbudur. Eğer dediklerini yapıp bu medyayı sustururlarsa emin olun ampul sönecektir.
Çünkü halk, ekranlarda çizilen Türkiye profili ile yaşadığı gerçekleri karşılaştıracak ve iktidar sahiplerini sorgulayacaktır.
Karşıt denilen gerçekte ise kripto olan medya çözüm ve çıkış yolu göstermeden yaptığı sözde eleştiriler ile halkın aklını değil hislerini galeyana geçirip, kendi gerçekleriyle yüzleşmesine engel olup, iktidara yaklaştırıyor.
Evet, bir kaçı hariç ülkede yandaş ve karşıt medya yoktur. Aynı kaynaktan beslenen, aynı limana demir atan ve insanımızı aynı limanda tutmayı amaçlayan bir medya anlayışı vardır.
Her alanda olduğu gibi medyada da büyük bir kurgu, tezgâh ve orta oyunu vardır.
Düşünün bir kere! Gazetecilik ahlakından, tarafsız habercilikten bahseden, her görüşe aynı mesafedeyiz, diyenler basın açıklamalarını bile başkalarının yazdığı liderleri her gün saatlerce haber yapan, yorumlayan medya 20 bin sahifeyi aşan 52 eser yazmış Prof. Dr. Haydar Baş'tan tek satır haber, açıklama, görüş vermezler.
Her şeyi geçtim! Türkiye'den bir parti liderini Rusya davet ediyor, meclisinden konuşturuyor, biz bu modeli uygulayacağız, diyor, ABB başkanları bu modelden bahsediyor, Avrupalı siyasetçiler bu fikirleri kaynağıyla dile getiriyor ama yandaş denilen medyayı geçti sözde iktidara muhalefet eden medyada tek satır haber yok!
Bakın, övgü demiyorum. Haber yok haber. Nerede ahlak, nerede ilke?
Diğer taraftan Prof. Dr. Haydar Baş'ın aleyhinde olabilecek bir olay duydular mı, hepsi aynı cephede sipere yatar ve başlarlar saldırmaya.
(Allah'ın selamı üzerine olsun) Prof. Dr. Haydar Baş aramızdan ayrıldı. Rusya'dan, Fransa'dan, Almanya'dan, Azerbaycan'dan, Irak'tan, İran'dan, Lübnan'dan ve daha birçok ülkeden siyasi ve akademik çevrelerden taziye mesajları geldi.
Bir tanesini haber yapmadılar. Ama cenaze töreniyle ilgili onlarca yalan ve komplo haberleri yaptılar.
Bizler ne olduğunu, neler yapılmak istendiğini ve hedeflerinizi çok iyi biliyoruz. Ama başaramayacaksınız. Hak olan, hak yolda olanlar mutlaka galip gelecektir.
Rabbimden umuyor ve diliyorum ki, hakikatleri gizleyenlere öyle bir utanç versin ki, insan içine çıkamasınlar.
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025