Geleneksel Manisa Mesir Şenlikleri kapsamında 15 Nisan'da halka bedava dağıtılan ve 41 çeşit baharattan imal edilmiş şifalı macun olan 'Mesir Macunu', kuvvet verici, sindirimi kolaylaştırıcı, iştah açıcı, yorgunluğu giderici ve zehirli hayvanların sokmalarına karşı bağışıklık kazandırıcı özelliğe sahip bulunuyor.
Arapça "acn" kelimesinden türeyen macun sözü, "yoğrulmuş" veya "hamur edilmiş" manasına geliyor. Macunlar, eski çağlardan beri hastalıklara karşı ve kuvvet verici olarak kullanılmıştır. Selçuklu ve Osmanlılar zamanında, Anadolu'da en iyi macunu ilk Türk eczacıları yaparlardı. Macunculuk, Türklerde ayrı bir esnaflık kolu olup, Evliya Çelebi zamanında İstanbul'da 300 macuncu dükkanı bulunmaktaydı. Mesir macunu, tarihi Türk tıp geleneklerine bağlı olarak, on altıncı yüzyılda meşhur hekim Merkez Efendi tarafından yapılmış şifalı bir terkiptir.
'Mesir Macunu'nun ilk defa karılmasına vesile olan olayın hikayesi ise şöyledir: Kanuni Sultan Süleyman Han, Manisa'da hastalanan annesi Hafsa Sultan için devrin hekimlerinden Merkez Efendi'ye bir ilaç yapmasını emreder. Merkez Efendi de 41 çeşit baharattan şifalı bir macun imal eder (1527). Hafsa Sultan bu macunu kullanarak iyileşir. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, bu macundan herkesin istifade etmesi için, her yıl şenlik düzenlenmesini irade eder. 15 Nisan'dan itibaren her yıl mesir şenliklerinde, geleneklere bağlı kalınarak, Manisa'daki Sultan Camii kubbe ve minarelerinden halka macun saçılmaya başlandı.
Mesir macununu oluşturan 41 çeşit şifalı nebat ve baharatın isimleri şunlar:
Anason, Çivit, Çöpçün, Çörekotu, Dar-ı fülfül, Hardal tohumu, Havlıcan, Hıyarşenbe, Hindistan cevizi ve beşbase, Hindistan çiçeği, Kakule, Kalbarda, Karabiber, Karanfil, Kebabiye, Kimyon, Kırım tartar, Kişniş, Limon tuzu, İksir, Ma-i leziz, Meyan balı, Portakal kabuğu, Revan kökü, Safran, Sakız, Sarıhalile, Sinameki, Şamlı ve şaşlı, Şeker, Rezene, Tarçın, Tarçın çiçeği, Teke mersini, Tiryak, Ud-ül-kahar, Vanilya, Yeni bahar, Zencefil, Zerde çöp ve Zulumba.
Arapça "acn" kelimesinden türeyen macun sözü, "yoğrulmuş" veya "hamur edilmiş" manasına geliyor. Macunlar, eski çağlardan beri hastalıklara karşı ve kuvvet verici olarak kullanılmıştır. Selçuklu ve Osmanlılar zamanında, Anadolu'da en iyi macunu ilk Türk eczacıları yaparlardı. Macunculuk, Türklerde ayrı bir esnaflık kolu olup, Evliya Çelebi zamanında İstanbul'da 300 macuncu dükkanı bulunmaktaydı. Mesir macunu, tarihi Türk tıp geleneklerine bağlı olarak, on altıncı yüzyılda meşhur hekim Merkez Efendi tarafından yapılmış şifalı bir terkiptir.
'Mesir Macunu'nun ilk defa karılmasına vesile olan olayın hikayesi ise şöyledir: Kanuni Sultan Süleyman Han, Manisa'da hastalanan annesi Hafsa Sultan için devrin hekimlerinden Merkez Efendi'ye bir ilaç yapmasını emreder. Merkez Efendi de 41 çeşit baharattan şifalı bir macun imal eder (1527). Hafsa Sultan bu macunu kullanarak iyileşir. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, bu macundan herkesin istifade etmesi için, her yıl şenlik düzenlenmesini irade eder. 15 Nisan'dan itibaren her yıl mesir şenliklerinde, geleneklere bağlı kalınarak, Manisa'daki Sultan Camii kubbe ve minarelerinden halka macun saçılmaya başlandı.
Mesir macununu oluşturan 41 çeşit şifalı nebat ve baharatın isimleri şunlar:
Anason, Çivit, Çöpçün, Çörekotu, Dar-ı fülfül, Hardal tohumu, Havlıcan, Hıyarşenbe, Hindistan cevizi ve beşbase, Hindistan çiçeği, Kakule, Kalbarda, Karabiber, Karanfil, Kebabiye, Kimyon, Kırım tartar, Kişniş, Limon tuzu, İksir, Ma-i leziz, Meyan balı, Portakal kabuğu, Revan kökü, Safran, Sakız, Sarıhalile, Sinameki, Şamlı ve şaşlı, Şeker, Rezene, Tarçın, Tarçın çiçeği, Teke mersini, Tiryak, Ud-ül-kahar, Vanilya, Yeni bahar, Zencefil, Zerde çöp ve Zulumba.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.