Hey gidi ne günlerdi o günler! Cuma namazını huşu ile kılan insanlar Beyazıt Meydanı'na çıkarlardı.
Huşularına huşu katılırdı. Çünkü dışarıda binlerce kişi tarafından 'şeytanın büyüğü ABD, kahrolsun İsrail' sloganları atılıyor, Filistin feryatları yükseliyor, maketleri yakılıyor, bunlarla iş birliği yapan hükümetler kınanıyordu.
Çağ değişti. Şeytanın büyüğü daha da oburlaştı. İsrail zulümde zirve yaptı, ilhaka başladı. Kudüs'ü başkent ilan etti. Golan Tepeleri'ni kendi haritası içine aldı. Müslüman mezarlıklarını bile yerleşime açtı. On binlerce Müslüman'ı katletti, ediyor.
İçeriye gelirsek! ABD, 1 Mart tezkeresinin ret intikamını, askerimizin başına çuval geçirerek aldı.
Irak'ı, Türkiye üzerinden işgal ve yerle bir etti.
Öcalan'ı şartlı olarak ülkemize teslim etti.
Ankara Büyükelçileri bile devlet yöneticilerimizi alenen hedef aldı.
Gülen yapılanmasını bu topraklarda eken, büyüten ve 15 Temmuz'da hasada yeltenen yine ABD'dir.
15 Temmuz ve akabinde gelişen olaylara binaen 2017'de ülkemize vize koyan da ABD'dir.
Parası ödenmiş F-35'leri vermeyen de ABD'dir.
Parası ödenmiş S-400'lerin kullanılmasını engelleyen de ABD'dir.
Rahip Brunson üzerinden yargımıza müdahale eden ABD'dir. Aynı konu üzerinden devlet yöneticilerimizi dünya kamuoyu önünde zor duruma düşüren de ABD'dir.
Türkiye'nin yeterinden fazla düşmanı varken Suriye'nin doğusunda bir terör örgütü (PKK-PYD) kurup, ülkemize saldırtan, onlarca askerimizi şehit eden de ABD'dir.
Bu örgütü yok etmek istediğimizde, askerimizin önüne çıkanda ABD'dir.
Masa kurarak, o örgütün varlığını resmileştiren de ABD'dir.
Ülkemize, 'güvenli bölge' sözü verip, o bölgeyi PKK-PYD için güvenli hale getiren de ABD'dir.
Terörist başlarından Mazlum Kobani'yi, Beyaz Saray'a davet eden, 'general' diyen de ABD'dir.
Cumhuriyet tarihinde benzeri olmayan o alçak mektubu kaleme alanda ABD'dir.
'Mahvederiz', cümlesinin sahibi de ABD'dir.
Bu çerçevede AKP'nin yönettiği Türkiye kiminle düşman? Suriye ile Mısır ile Libya ile. Diğer taraftan Afganistan, Pakistan, Irak ve İran gibi ülkelerle sınırlı bir diyalog içerisinde.
Türk Cumhuriyetleriyle sıcak selamlaşma dışında bir icraat yok. Rusya'ya bir dost, bir düşman taktiği uygulanıyor. Çin, Hindistan gibi ülkelerle ele avuca sığan bir ekonomik yaklaşım yok.
Ama ABD, denilince! Canım, cicim, babam, dostum! Bu nasıl iştir böyle?
İşte Suriye, işte Libya meselesi!
ABD'nin son zamanlarda Libya konusunda daha aktif olmaya başladığını dile getiren Çavuşoğlu; "Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye ve ABD olarak birlikte çalışmamızı önerdi. Sayın Trump da buna olumlu baktı ve bizim düzeyimizde yani dışişleri, savunma bakanları düzeyinde, istihbaratlar düzeyinde birlikte çalışma talimatı aldık. Şimdi teknik düzeyde arkadaşlarımız görüşüyor. Burada ortak hareket etmemiz, bölgenin istikrarı ve Libya'nın geleceği bakımından da önemlidir."
Daha bir ay önce Trump'a, ABD'ye 'tıyneti bozuk' diyen siz değil miydiniz?
Ne olmuştu?
İki uçak dolusu milyonlarca dolarlık sağlık malzemelerini ABD'ye göndermiştik.
ABD ne yapmıştı? Vatanımıza, milletimize kasteden, Mehmetçiklerimizi katleden, yanı başımızda devlet kurma gayretinde olan PKK-PYD'ye her türlü yardımın yanında Covid yardımı da göndermişti.
Milli ve manevi değerlerini birazcık hisseden herkes bu tabloya isyan etmişti.
AKP grup başkanvekili Numan Kurtulmuş ne demişti? "Bunların tıyneti bozuk."
"Biz, insanlık olarak yardım ettik. Eğer ABD hükümeti de bir şekilde terör gruplarına yardım yapıyorsa, onlar da tıynetinde olanları yapıyorlar."
'Tıyneti bozuk'un', Türkçemizdeki karşılığı; Mayası bozuk, soyu bozuk, sütü bozuk, kanı bozuk anlamlarına gelir.
Meydanlarda, 'Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz' naraları atıp sonra tıyneti bozuklarla iş tutmanın da bir anlamı, tabiri, tasviri olmalı.
Daha kaç kez devlet ve milletimizi aynı delikten ısırtacaksınız? Nedir bu ABD sevdanız? Bu sevdanız milli, manevi ve ekonomik değerlerimizi feda ettiniz. Komşularımızı feda ettiniz, dostumuz kalmadı. Yetmedi mi?
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025