Kurban kesmek mali bir ibadettir, nisap miktarına malik olan her Müslüman'a vaciptir.
Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle ifade buyrulmaktadır: "Biz her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği hayvanların üzerine, Allah'ın adını ansınlar diye, kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız tek bir Allah'tır. Şu halde yalnız Ona teslim olun." (Hac suresi, 22/34)
"Onların (kurbanların) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır. Esasen Allah u Teâlâ ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder." (Hac suresi, 37)
Peygamberimiz de kurban kesmeyi teşvik etmiş ve kurban kesenlere büyük müjdeler vermiştir.
"Kurban Bayramı'nda yapılan amellerden Allah u Teâlâ katında kurban kesmekten daha kıymetlisi yoktur. Daha kanı yere düşmeden Allah u Teâlâ, onu muhafaza eder. Onunla nefsinizi tezkiye edin, onu seve seve kesin." (Tirmizi)
Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber'in (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ey insanlar! Kurban kesiniz, kanlarıyla Allah'tan sevap isteyip umunuz. Çünkü kurbanın kanı her ne kadar yere düşse de hakikatte, Allah'ın himayesindedir."
Gücümüz yettiğince kurbanlarımızı, hasta ve zayıf olanlardan değil de göze hoş görünen, güzel semiz hayvanlardan seçmeliyiz, bu konuda Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Kurbanlarınız semiz olsun. Onlar Sırat'ta bineklerinizdir." (Zâdü'l-Mukvin)
"Kurbanların en hayırlısı boynuzlu koçtur." (İbni Mace)
Bir rivayette Rasulullah (s.a.v) iki güzel (kusursuz ve semiz) koç kurban etmiş ve onları kendi elleriyle keserek, "Bismillahi Allah u Ekber! Bunlar, benim ve kurban kesemeyen ümmetim içindir" buyurmuştur. (Müttefekun aleyh)
Kestiğimiz kurban etlerini nasıl değerlendireceğimiz konusunda Cenab-ı Hak Kurân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Onlardan yiyin ve eli dar olana ve yoksullara yedirin." (Hac sures, 28); "Etinden yiyin ve ondan dilenen ve dilenmeyen yoksullara yedirin." (Hac suresi, 36)
Kurban; fakir, yetim, yoksul ve kimsesizleri sevindirmek suretiyle toplumda sevgi, birlik ve dayanışma duygularının gelişmesine, insanların birbirleriyle kucaklaşmasına vesile olur. Kesilen kurban etinin üçte birini yoksullara, üçte birini misafirlere, üçte birini ise aile efradımıza bırakmak dinimizce uygun görülmüştür.
Peygamberimiz (s.a.v), Hz Aişe'ye, "Kurban etini ne yaptınız?" diye sorduğunda, Hz Aişe (r.a.) validemiz, "Ya Rasulallah! Hepsini dağıttık, sadece ön ayakları kaldı" cevabını vermişler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Bilakis ey Aişe! Hepsi kalmış, ön ayakları hariç" buyurmuşlar.
Eski bayramlara baktığımızda kurbanlık koyun alınır, bir gün evvel eve getirilir, çoluk çocuk kurbanlık koçla oynar severdi. Ertesi gün kurban kesilirken tüm aile kurbanın başında durur, sonra kesilen kurbanın etleri pay edilir, baba evin büyük çocuğuna, akrabalarda, komşularda ihtiyaç sahibi olanlara pay edilen kurban etlerini dağıttırırdı.
Aslında bu olay, kurban kesmek ibadetinin, baba tarafından bir sonraki nesillere aktarılması ve fiili olarak öğretilmesidir.
Bugün apartman kültüründe, bu şekilde bir bayram yaşama kültüründen uzak kaldık. Vatandaşların bazıları, ekonomik sıkıntıdan kesemiyor, bazıları, ucuz ve rahat olduğundan yurt dışında kurban kestirmeyi uygun buluyor.
Bu vesileyle Kurban Bayramınızı kutlar, bayramın hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim.
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023
- Kurban kesmek / 26.06.2023