Köşe çözümleri
Son yıllarda dikkati çeken iki politika (köşe) dalgalı kur ve parakurulu / dolarizasyon / para birliği olarak ortaya çıktı. Dalgalı (floating) kurda Merkez Bankası neredeyse hiç müdahale etmez ve döviz tutmaz. Herşey piyasaya bırakılmıştır. Para kurulu ise katı bir sabit kur rejimidir. Merkez Bankası çıkarılan bir kanunla ancak elinde tuttuğu yabancı dövizin değeri kadar para basabilir. Para ve bütçe politikası sıkı kontrol altındadır. Ülkenin kredibilitesi artar, spekülasyonlar azalır. Enflasyon bu yolla düşük tutulabilir. Bu sistem aslında hiperenflasyonu önlemek isteyen, elinde yüksek rezervi olan, küçük ve açık ekonomiler için iyidir. (Arjantin 1995'de bu sisteme geçmiştir, Hong Kong'ta yıllardır bu sistem uygulanmaktadır.)
Para kurulunun önemli bir dezavantaji çıkış problemidir. Bu sistemden ayrılmak istendiğinde disiplinden vazgeçiliyor zannıyla kredibilite kaybolabilir. Ayrıca aşırı sermaye girişi, yerel paranın değerlenmesine yol açabilir. Ayrıca Arjantin ve Hong Kong'ta da görüldüğü gibi spekülasyonlar hiç de azalmayabilir. Bir de faiz oranlarının volatilitesi istikrarsızlığa yol açar.
Dolarizasyon ya da para birliği özellikle bankaların hem kısa vadeli hem de döviz cinsinden borçlandığı istikrarsız bir ortamda söz konusu olabilir. Zira kur değer kaybederse bankalar zarar eder (currency mismatch). Yok eğer kur değer kaybetmesin diye devlet müdahale ederse faizler yükselir ve bankalar yine zarar eder. (maturity mismatch). İşte dolarizasyon ya da ortak bir
para birimini kullanmak bu ve benzer sorunları halledebilir. Doğu Timor bağımsızlığını kazandıktan sonra 1999'da para birimi olarak doları kullanmıştır. Ekvator 2000 yılında dolarizasyona geçmiştir. Panama 1903'ten beri doları kullanmaktadır. Bu rejimde Merkez Bankasının kapısına kilit vurulur ve senyoraj hakkından vazgeçilir. Ayrıca ABD'nin (ya da hangi ülkeyse) enflasyon ve faiz oranlari minimum olarak ithal edilir. Bankalarin sikismasi durumunda Merkez Bankasinin para basarak yardimlarina kosmasi, ya da memur maaşlarının bu yolla ödenmesi söz konusu olmaz.
Resmi verilere göre ABD'nin yıllık senyoraj geliri 25 milyar dolardır. Bu toplam devlet gelirlerinin % 1,5'i, GSYH'nin (Gayri Safi Yurtiçi Hasila) ise % 0,3'üne tekabül eder. [1 dolarlik bir banknotu basmak için yaklaşık 3 sent masraf vardır. Senyoraj = 97 cent] Amerikan Merkez Bankası (FED)'in yaptığı arastırmalara göre dolaşımdaki toplam dolar banknotların yaklaşık %55 ila %70'i ABD dışında tutulmaktadır. Dolaşımda toplam 480 milyar dolar olduğuna göre bu rakamın %70'i 336 milyar dolar demektir. En çok banknotun Rusya'da olduğu sanılmaktadır (40 milyar dolar). Bu rakam Rusya'da basılmış ruble banknotlardan ve hatta ruble cinsi banka mevduatlarının toplamından daha fazladır.
Son yıllarda dikkati çeken iki politika (köşe) dalgalı kur ve parakurulu / dolarizasyon / para birliği olarak ortaya çıktı. Dalgalı (floating) kurda Merkez Bankası neredeyse hiç müdahale etmez ve döviz tutmaz. Herşey piyasaya bırakılmıştır. Para kurulu ise katı bir sabit kur rejimidir. Merkez Bankası çıkarılan bir kanunla ancak elinde tuttuğu yabancı dövizin değeri kadar para basabilir. Para ve bütçe politikası sıkı kontrol altındadır. Ülkenin kredibilitesi artar, spekülasyonlar azalır. Enflasyon bu yolla düşük tutulabilir. Bu sistem aslında hiperenflasyonu önlemek isteyen, elinde yüksek rezervi olan, küçük ve açık ekonomiler için iyidir. (Arjantin 1995'de bu sisteme geçmiştir, Hong Kong'ta yıllardır bu sistem uygulanmaktadır.)
Para kurulunun önemli bir dezavantaji çıkış problemidir. Bu sistemden ayrılmak istendiğinde disiplinden vazgeçiliyor zannıyla kredibilite kaybolabilir. Ayrıca aşırı sermaye girişi, yerel paranın değerlenmesine yol açabilir. Ayrıca Arjantin ve Hong Kong'ta da görüldüğü gibi spekülasyonlar hiç de azalmayabilir. Bir de faiz oranlarının volatilitesi istikrarsızlığa yol açar.
Dolarizasyon ya da para birliği özellikle bankaların hem kısa vadeli hem de döviz cinsinden borçlandığı istikrarsız bir ortamda söz konusu olabilir. Zira kur değer kaybederse bankalar zarar eder (currency mismatch). Yok eğer kur değer kaybetmesin diye devlet müdahale ederse faizler yükselir ve bankalar yine zarar eder. (maturity mismatch). İşte dolarizasyon ya da ortak bir
para birimini kullanmak bu ve benzer sorunları halledebilir. Doğu Timor bağımsızlığını kazandıktan sonra 1999'da para birimi olarak doları kullanmıştır. Ekvator 2000 yılında dolarizasyona geçmiştir. Panama 1903'ten beri doları kullanmaktadır. Bu rejimde Merkez Bankasının kapısına kilit vurulur ve senyoraj hakkından vazgeçilir. Ayrıca ABD'nin (ya da hangi ülkeyse) enflasyon ve faiz oranlari minimum olarak ithal edilir. Bankalarin sikismasi durumunda Merkez Bankasinin para basarak yardimlarina kosmasi, ya da memur maaşlarının bu yolla ödenmesi söz konusu olmaz.
Resmi verilere göre ABD'nin yıllık senyoraj geliri 25 milyar dolardır. Bu toplam devlet gelirlerinin % 1,5'i, GSYH'nin (Gayri Safi Yurtiçi Hasila) ise % 0,3'üne tekabül eder. [1 dolarlik bir banknotu basmak için yaklaşık 3 sent masraf vardır. Senyoraj = 97 cent] Amerikan Merkez Bankası (FED)'in yaptığı arastırmalara göre dolaşımdaki toplam dolar banknotların yaklaşık %55 ila %70'i ABD dışında tutulmaktadır. Dolaşımda toplam 480 milyar dolar olduğuna göre bu rakamın %70'i 336 milyar dolar demektir. En çok banknotun Rusya'da olduğu sanılmaktadır (40 milyar dolar). Bu rakam Rusya'da basılmış ruble banknotlardan ve hatta ruble cinsi banka mevduatlarının toplamından daha fazladır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Talhaoğlu / diğer yazıları
- KOBİ'lerle kalkınma / 21.06.2002
- Kâr/zarar / 24.05.2002
- Amerika AŞ.'nin Sonu mu Geliyor ? / 21.05.2002
- Enron ve Türkiye / 11.05.2002
- Merkez ve Büyüme / 07.05.2002
- Vergiler / 29.04.2002
- Devlet desteklemiş, Japon yapmış... / 25.04.2002
- Krizden harcamayla mı çıkılır yoksa tasarrufla mı? / 23.04.2002
- Dolar düşüyor. Sevinelim mi ? / 09.04.2002
- Yeni ekonomik program / 28.03.2002
- Kâr/zarar / 24.05.2002
- Amerika AŞ.'nin Sonu mu Geliyor ? / 21.05.2002
- Enron ve Türkiye / 11.05.2002
- Merkez ve Büyüme / 07.05.2002
- Vergiler / 29.04.2002
- Devlet desteklemiş, Japon yapmış... / 25.04.2002
- Krizden harcamayla mı çıkılır yoksa tasarrufla mı? / 23.04.2002
- Dolar düşüyor. Sevinelim mi ? / 09.04.2002
- Yeni ekonomik program / 28.03.2002