Kûfelilerin İmam Hüseyin'e (a.s) yazdığı mektupların sayısının yüzlerce ve hatta binlerce olduğu söylenmektedir. O günlerde Kûfe'den Mekke'ye birbiri ardınca elçiler gidiyordu. Nitekim bazen bir elçinin kendisiyle birlikte birkaç mektubu da götürdüğünü yazmışlardır. Şeyh Abbas Kummi Kûfelilerin İmam Hüseyin'e (a.s) yazdığı mektupların sayısını 12.000 olarak bildirmektedir.
İmam Hüseyin Efendimiz Kûfe'ye doğru hareket edip onların vefasızlığını ve dönekliğini öğrendiğinde onlara yazmış olduğu mektup:
"Allah'a hamd, Peygamber'e salat ve selamdan sonra: Ey ce¬maât, kahrolup kederden kurtulmayasınız. Bizi yardımınıza çağırdığınızda biz koşarak size yardım etmeye geldik; sizse elimizdeki kılıcı kendi aley¬himize çektiniz; ortak düşmanımızı yakmak için tutuşturduğumuz ateşi bize karşı alevlendirdiniz. Dostlarınızın aley-hine ittifak edip, düşman¬larınıza destek oldunuz. Halbuki onlar ne aranızda bir adalet yaymışlardır, ne onların gele¬ceğine bir ümidiniz vardır ve ne de bizde bir bid'at ve hata görülmüştür.
Yazıklar olsun size! Kılıç kınında iken, kalp rahat ve karar kesinleşmemişken bizi kendi halimize bırakmadınız; çekirge seli gibi süratle bize geldiniz ve kelebekler gibi uçuşup kaçtınız. Ey ümmetin tağutları, hiziplerden ayrı düşenler, Kur'ân'ı atanlar, şey¬tanın tükürükleri, sözleri tahrif edenler, sünnetleri söndürenler, zinayı nesebe karıştıranlar, ve Kur'ân'la alay edip onu parçalayan¬lar! Yazıklar olsun size! Allah'a andolsun ki bu vefasızlık, sizin herkesçe bilinen tavrınızdır; damarlarınıza işlemiştir bu... Kökleriniz bundan kuvvet almıştır. Sizler, sahibi¬nin boğazında kalan, ama gasıba tatlı bir lokma olan en kötü meyve¬siniz. Allah'ın lâneti, antlaşma kesinleştikten sonra, Allah'ı kefil kılmakla birlikte onu bozanların üzerine olsun.
Bilin ki, zinazade oğlu zinazade (Ziyad oğlu Ubeydul¬lah) bizi iki şeyden birini seçmeye mecbur bırakmıştır: Din veya zillet. Zilletse bizden uzaktır. Ne Allah, ne Resulü, ne mü'min¬ler, ne bizi yetiştiren pâk etekler ve ne de izzetli ölümü alçak kimselere itaate tercih eden onurlu kimseler bunu bizden kabul etmezler. Ben düşmanın yırtıcılığına ve sayısının çokluğuna ve yardımcının yardımını kesmesine rağmen, bu az sayıdaki ailemle onlara doğru yürüyeceğim. Bilin ki, bu kavim benden sonra ancak süvarinin bineğe bindiği bir süre miktarınca eğlenip durur ve daha sonra savaşın değirmeni onların aleyhine dönüp boyunları dara çekilir. İşte bu, babamın aleyhisselâm bana ilettiği bir vasiyet¬tir. Kararınızı alın ve bana mühlet vermeden planınızı uygulayın.
"Rabbim ve ve Rabbiniz olan Allah'a tevekkül etmişim. Bütün canlı varlıklar, O'nun kudreti altındadır. Gerçekten Rabbimin yolu doğru ve muhkem yoldur." (Hud/56)
***
İmam Hüseyin (a.s.) Kûfe halkı çağırdığı için mi kıyam etmiştir?
İmam Hüseyin'in (a.s.) kıyamı zaman açısından Kûfe halkının mektuplar göndererek kendisini Kûfe'ye İmam olması için davet etmesinden önce gerçekleşmiştir. Yani kıyamın davetle ilgisi yoktur. Kûfe halkı, Yezid'in halifeliğine karşı İmam Hüseyin'den (a.s.) yardım istemiştir. Ama İmam'ın kıyamı, Kûfe halkı için değildir. Kerbela şehadeti ile noktalanan kıyam, hak ile bâtılın mücadelesidir. Bu kıyam, Cenab-ı Hak tarafından naspedilen imamet makamı kendisine hak olan Hz. Hüseyin'in (a.s.) bâtıl olana karşı ikazıdır. Bu kıyam, Yezid gibi bir kişinin İslam'ı temsil etmemesi gerektiğinin haykırılışıdır. Bu kıyam, Sakife'den başlayan bozulmanın sona ermesi için canından geçen bir İslam önderinin iman tavrıdır. Bu kıyam, "Allah beni öldürülmüş görmek istiyor" ölçüsünde kendini bulan Allah rızası için ölümü göze almanın adıdır. Bu kıyam, Halife Hz. Osman döneminde Medine, Mekke, Kûfe, Basra ve Mısır şehirlerinde ve köylerinde, yanlış icraatlara ayaklanan halkı, o gün yaşanan cinayetler karşısında tekrar harekete geçirmenin yoludur. Yani İmam Hüseyin (a.s.)'ın kıyam edişinin Kûfe halkı ile ilgisi yoktur. Bu karar Mekke'de alınmıştır ama İmam Hüseyin, Kûfe halkından gelen yardım çağrılarına cevap anlamında, önce Kûfe'ye gitmeye karar vermiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Ümmü Eymen anamız / 24.02.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Ümmü Eymen anamız / 24.02.2025