24 Ocak 1980 kararları Türkiye ekonomisinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Dönemin Başbakanı Demirel'in müsteşarı unvanı ile bu kararların alınması ve uygulanması Özal'a düşmüştü. 12 Eylül darbesinin de 24 Ocak kararlarının uygulanması için yapıldığı çok zaman geçmeden anlaşılacaktı.
24 Ocak kararlarının en can alıcı noktası, dövizi serbest bırakması ve ihracata dayalı büyüme modelinin kabulüyle özelleştirmeyi gündeme getirmesiydi. Özal sıklıkla 70 sente muhtaç olunan günlerin geride kaldığını "müjdeleyen" nutuklar atarken ihracatın bütün ekonomik problemleri çözecek bir sihir olduğunu ısrarla vurguluyordu.
İhracata dayalı büyüme modelinin ABD dolarına karşılık bulma anlayışının bir ürünü olduğunu anlamak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Para'yı tanımlamasını beklemek zorunda kaldık. Bu tarihten önce hemen hemen herkes ihracatın ekonomik büyümenin motoru olduğuna inandırılmıştı. Halbuki ABD, karşılıksız dolarını ürün ve/veya hizmetle takas etmek için dünyanın belli başlı ülkelerine bu anlayışı kabul ettirmişti. Çin, ABD'nin fasoncusu olmakla övünür hale gelmişti.
Türkiye, Özal döneminde ihracata teşvik getirdi. İhracatçılara KDV iadesi gibi çok önemli bir imtiyaz verilince hayali ihracatçılarımız bile türemişti. Tekstil ve turizm ihracatın belkemiği oldu. Ege ve Akdeniz kıyıları otel inşaatları ile betonlaşırken milyarlarca dolarlık tekstil yatırımları ithal edildi. Bu durum ülke ekonomisini dışsal etkilere karşı oldukça hassas bir noktaya getirdi. FED nezle olduğu zaman biz zatürre olduk. Dünya ölçeğindeki krizler anında bizi batırma noktasına kadar getirdi.
Milli Ekonomi Modeli'nin birincil hedefi yurt sınırları içinde yaşayan vatandaşların asli ihtiyaçlarını mükemmel bir şekilde karşılamaktır. Vatandaşların; beslenme, barınma, giyim, eğitim, sağlık, güvenlik ve ulaşım ihtiyaçları başta olmak üzere diğer tali ihtiyaçları da ülke kaynakları devreye sokularak karşılamak esası üzerine kurulu bir düşünce aynı zamanda krizlere karşı koruyucu bir kalkan vazifesi görmektedir. Vatandaşların ihtiyaçları dışında kalan fazla mal ve hizmetler ihracat yoluyla yerli ve milli paranın yabancı topraklarda hakim olması için dışarıya satılabilir. Dış ticarette asıl olan Milli Para'nın talep edilmesi kanalıyla TL'ye itibar kazandırmaktır.
Koronavirüs salgını bize ihracata dayalı büyüme modellerinin bu tip krizlerde tamamen çöktüğünü bir kez daha gösterdi. Virüs salgını nedeniyle tüm ekonomik faaliyetler sekteye uğradı. Yurtdışı seyahatler tamamen durdu. Bunun sonucunda turist ağırlamak mümkün görülmüyor. Peki milyonlarca işçinin çalıştığı sektör ne olacak? Ekonomiyi dövize endeksleyerek ihracata bağımlı kılanlar şimdi kara kara düşünüyor. Halbuki ekonomi Milli Para ile finanse edilseydi yani dövize mahkum edilmeseydi bu kara tablolar oluşmayacaktı.
Çin bu sayede yani ihracata dayalı ekonomi dayatmasından çıkarak iç tüketimi destekleyen Milli Ekonomi Modeli sitemini hayata geçirdi ve çarçabuk bu krizlerden sıyrıldı. Koronavirüsle beraber ekonomik virüs olan doları da alt etti.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024