İnsanlık olarak yüzyılın en zor döneminden geçiyoruz. Korona salgının bize gösterdiği en büyük gerçeklerden birisi; öldürme endüstrisi değil, yaşatma endüstrisi üzerine yatırım yapılmasının önemi. Dışa bağımlı olduğumuz solunum destek cihazı ve ekipmanının İHA üretmek kadar önemli olduğu gerçeğidir.
Salgın sürecinde aşı bulundu, ilaç bulundu şeklinde bolca şişirme haberi, sadece tıklama sayısını artıran magazin haberleri yüzlerce kez okuyacağız, acaba diyerek bir dostumuza soracağız, maalesef.
İmmünoloji alanında çalışan bir bilim insanı olarak söylüyorum; şu sıcak gündemde Türkiye olarak aşı konusunda yapabileceğimiz şeyler sınırlı. Kullanıcıdan öteye geçebilmek için yapılması gereken çok işler var. Aşı geliştirme ve üretme süreci uzun soluklu bir iş, altyapı, yetişmiş yüzlerce kişi, onlarca bilim insanı lazım. Bunlar hadi denince olmaz, en az 5 yıllık bir zaman gerektirir, şimdiden toplumu bir beklenti içine sokmayalım.
Aşı geliştirmek için önce yasal bir düzenleme ile Ulusal İmmünoloji Kurumu (enstitüsü) kurulmalıdır. Bu Kurum hedef odaklı bütçesi olan, kaynaklarını rasyonel kullanan, kalifiye insan yetiştirtilebilen, istihdam eden ve hesap verebilir bir yapıya sahip olmalı. Maalesef, siyasilerimiz her işin önemini iş başa gelince anlıyor.
Koronavirüs salgında nasıl bir yol izlenmelidir? Sürecin ne kadar uzayacağı belli değil, bir yılı geçebilir. İngiltere ve Hollanda da dillendirilen kontrollü yayılma ile toplumsal bağışıklama çözüm olabilir mi?
Salgının önlenmesinde önümüzdeki seçenekler: 1- Acil önlem (1-3 ay) sosyal izolasyon ile yayılmayı yavaşlatma ve zaman kazanma, 2- Orta vadeli önlem (1 yıl) toplumsal bağışıklama ve destek ilaçları bulmak. 3- Uzun vadeli önlem ise aşı geliştirmedir.
Sosyal izolasyon acil durum yönetimi için doğrudur, ancak uzun vadeli uygulanamaz, tekrar başa dönüşler, ekonomide çöküş ve toplumda dalgalanmalara neden olur. Siyasiler ağır bedel öder. Bu krizde ekonominin çökmenin önlenebilmesi için aylık bin TL vatandaşlık maaşına geçilmelidir. Yoksa bütün işletmeler batabilir, insanlar evinde çorba kaynatamaz, bu da ancak para basılarak (Milli Ekonomi Modeli, Prof. Dr. Haydar Baş) ile sağlanabilir. ABD'deki gibi sadece bir ay değil, en az bir yıl boyunca halka ödeme yapılmalıdır.
Uzun vadeli korumada ülkemizde aşı geliştirme altyapısı yok. Yurt dışından bize ulaşması bir yıldan fazla zaman alır. Bu süreçte en önemli çıkış yolu kontrollü bağışıklamadır. İyi planlama yapılırsa hastalığın öldürücülüğü 60 yaş altında binde birden aşağı kadar çekilebilir.
Asıl tartışılması gereken konu, kontrollü bağışıklama nasıl olacak? Bundan ne anlıyoruz ve süreç nasıl yönetilecek? Bu tür salgınla boğuşan bazı ülkeler, elde aşı ve imkan yoksa, yapabildiği hazırlıkları yaparak (70 yaş üzeri insanları evde tutup) ya resmi ya da gayri resmi kanaldan işi akışına bırakarak toplumsal bağışıklama sürecine girebilir (İngiltere ve Hollanda da konuşulan).
Bu süreç şeffaf bir şekilde yönetilmelidir. İyi yönetilirse ekonomik çöküşü önleyebilir, hatta önemli kazanımlar sağlayabilir. Yanlış yönetilirse çok can alır. Kişisel görüşüm işi akışına bırakmadan, bölgesel dilimleme yaparak tam kontrollü bağışıklama uygulanmalıdır. Nisan ayı için ilk seçilecek bölge önerim otellerin çok fazla olduğu 1- Antalya, 2- Muğla, Aydın, İzmir olabilir.
Nihayetinde kapitalist egemen bir dünyadayız, bu pandeminin birçok küresel fırsatçıları ve istismarcıları olacaktır. Sosyal izolasyona paralel olarak gerekli tıbbi hizmeti hazır bulundurarak, öncelikle sağlık çalışanlarını bağışıklama sürecine hemen koymalıyız. Bütün ülke genelini enfekte-bağışıklamaya açmak yanlıştır. Kayıp çok fazla olur. Pilot bölgeler ile işe başlanmalı.
Gördüğüm kadarı ile şimdi bekle gör politikası izleniyor. Umre sürecine çok geç müdahalenin faturasının çıkması bekleniyor. Dünkü paketten sağlık personeline hiçbir şey çıkmadı. Nisan ayından itibaren sağlık personeline pandemi ödemesi yapılmalıdır.
- İstanbul’dan Taç Mahal’e, Türk coğrafyasına trenle seyahat ülkümüz olsun! / 11.03.2025
- Millete umut olalım insanlığa ümit sunalım / 23.11.2024
- Mevlana Mesnevi’si ve İslam imajı / 04.09.2024
- Mevlana ve Türklük / 26.07.2024
- Sünnilik gömleği Türkiye’ye dar geliyor / 21.07.2024
- Borsa asli yörüngesinden uzaklaşmış, rantiyeye teslim olmuş / 03.03.2024
- Enflasyonun önemli bileşenlerinden birisi kontrolsüz kredi kartı sistemi / 21.02.2024
- Koronada yeni varyantlar ne olacak? / 03.10.2023
- Koronavirüs salgını nasıl durabilir? / 26.04.2021