Kopyacılara kanmanın ceremesi bu

Türk siyaset tarihinde 'iktidara geldiğimizin 18. ayında millete elektriği bedava vereceğim, işte projelerim' diyen bir genel başkana rastlayan oldu mu, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyden başka? Olmadı.Değil genel başkan, bir aydın, bir ilim adamı veya bir bürokrat çıktı mı ortaya?! Çıkmadı.Prof. Dr. Baş, nasıl yapacağını da ortaya koydu.Türk milleti ondan duydu alternatif, yenilenebilir enerji kaynaklarımız. Rüzgar gülünü ondan duydu bu millet. Büyük barajların stratejik ve mali açılardan sakıncalı olduğunu ondan duydu Türk milleti. Dünya ondan duydu.18 ay içinde millete bedava enerji sağlama projelerini Prof. Dr. Baş ortaya koydu? Dünya bilim adamları baş tacı yaptı. AKP hükümetine de, "Bu bir milli model? Bu modelin orasından burasından araklayarak göz boyamaya kalkışmayın, yazık olur. Modelin tamamını uygulayalım. Ben ilmimi-irfanımı paylaşır size danışmanlık hizmeti de sunarım, yeter ki milletimiz kurtulsun, milletimizin yüzü gülsün" çağrısı yaptı. Dinlemediler.Türk milleti de yeterince kulak asmadı; küresel ve yerel toplum hortumcuları milletin kulağına "enformatik tıkaçlar" vurdular. Gelinen noktada AKP, bir yandan milletin kaynak ve karlı işletmelerini ecnebiye peşkeş çekerken, pansuman tedbirler türünden adımlar atıyor. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ndeki bazı projelerini güya uygulamaya alıyor. Ama nerede?! Konma veya çalma akıl ile bir arpa boyu yol alınmaz. Liberal kafa ve kapitalist ekonomi yönetimi ile bu projeler, milletin yüzünü değil, olsa olsa birkaç yandaşın veya stratejik ortak ecnebinin yüzünü güldürür.Ne oldu bakınız?  Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak için geçen günlerde aldığı lisans başvurularının toplam tutarı 156 milyar YTL'ye, toplam kurulu güç ise Türkiye'nin mevcut toplam elektrik enerjisi kurulu gücünün iki katına yakın olan 78 bin megavata (MW) ulaştı.EPDK Başkanı Yusuf Tülek, "Beklediğimizin çok üzerinde bir başvuru ile karşılaştık. Böyle bir durum dünyada daha önce yaşanmadı. Bundan ülkemiz ve sektörümüz adına çok memnunuz" diyor. Bu arada Enerji Bakanlığı dereler üzerinde 1 109 irili ufaklı mikro-enerji santralleri kurmak için düğmeye basıverdi. Bakan Hilmi Güler, derelerden bu tribünler sayesinde üretilecek elektrik enerjisinin 6 Atatürk Barajının enerjisine eşit olduğunu naklediyor. Demek ki, tüm dünyada olduğu gibi, Ankara da Milli Ekonomi Modeli'ni okuyor. Kaş-göz arasında bu işlere kimler başvurdu, kaç günde başvuru işlemleri bitti? Bu işler yapılacak, yandaşlara yaptırılacak ve yine yandaşlara satılacak? Cumhuriyet mirası en karlı işletmeleri peşkeş çeken ekonomi anlayışı bunları satmadan bırakır mı?Bütün bu işlerden yüce milletimizin karı ne olacak? Hiç birşey? Milletimiz, rüzgar gülü inşasını, dere üstünde tribün yapmasını, bu işler için başvuru yapmayı bilmez, ihale dosyasını içeri vermeyi bilmez. Millet, ancak iki torba kömür ve iki paket erzak karşılığında iktidar koltuğuna oturttuğu hükümetten gelen zamlı elektrik faturasını ödemeyi bilir.Ne yapalım? Bizden günah gitti? Prof. Dr. Baş'ın dünya çapındaki ekonomi modelini ve projelerini fark etmeyen millet, kopyacıların oyunlarıyla oyalanmaya ve faturaları da zamlı zamlı ödemeye mahkum olurlar. Kendi düşen ağlamaz.