Erdoğan’ın kişiliğinden olsa gerek bazı çıkışları birilerinin bayağı canını sıkıyor. Çünkü ortada bir plan ve kurulan bir düzen var. Erdoğan’ın biraz sonra örneklendireceğimiz gibi ani çıkışları bu plan ve düzenleri tehlikeye sokuyor. Haliyle malum odaklar hemen kısa devre yapıp, karşı tarafı devre dışı bırakmak istiyorlar. İşte bu noktalarda Sayın Erdoğan’ın danışmanları devreye giriyor ve bu kısa devreleri önlüyorlar.
2006’yı hatırlarsanız Erdoğan’ın İsrail, Filistin, Hamas vb. çıkışları birilerinin bayağı canını sıkmıştı. İşte bu noktada AKP’nin kurucularından ve Erdoğan’ın baş danışmanlarından Cüneyt Zapsu devreye girmiş ve tarihe geçen şu adını henüz bulamadığım açıklamayı yapmıştı;
“Bu adam dürüst bir adam. Kendi inançlarına sahip ve bu inançlarında samimi. Lütfen şunu yapmaya çalışın… “Sömürmek” kötü bir kelime, ama kullanmak… Bu adamdan yararlanın. Çünkü bu kişinin çok itibarı var, hem kendi inançları nedeniyle Müslüman dünyasında, hem de Batı tipi demokrasiye inanıyor. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın… Burada ve Avrupa’da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur.”
Şimdi yine benzer bir durum ortada. Erdoğan’ın hastalığı, Ergenekon ve darbe süreçlerinin artık inandırıcılığını yitirmeye başlaması. Cemaatin her olayda hükümetle veya hükümetin önünde anılmaya başlaması artı MİT ve emniyette yaşanılan son gelişmeler ve medyada başlayan “ERDOĞAN CEMAATE KÜSTÜ VEYA CEMAAT ERDOĞAN’DAN VAZGEÇTİ” gibi tartışmalar. Haliyle yine birilerine görev düştü, ortalığı en azından görünüşte sakinleştirmek için.
İşte bu görevi de yine Sayın Erdoğan’ın danışmanlarından Yalçın Akdoğan üstlendi. Erdoğan’ın danışmanı olan bu şahıs aynı zamanda “Yasin Doğan” ismiyle Yeni Şafak gazetesinde hükümet sözcülüğü desek mi, yok yine biz yazarlık yapıyor, diyelim.
15 Şubat tarihli yazısında da Yalçın (Yasin) (AK) Doğan gündemdeki bu tartışmalara cevap veriyor ve her şeyin farkında olduklarını, ortada bir oyun olduğunu ama bu oyunu bozacaklarını iddia ediyor… İşte o yazıdan birkaç cümle;
“9 yıldır içimin daraldığı, kalbimin sıkıştığı onlarca olay yaşadım… Ama şu son günlerde yaşananlar hepsinden fazla içimi daraltıyor. Bu olayların hepsi Başbakan Erdoğan’ın volkan gibi patlamasıyla, önüne aldığı her şeyi silip süpürmesiyle aşıldı…
…İnsanın bir uzvu başka bir uzvuna adavet besleyemez, gönül koyamaz, hasmane tutum takınamaz. Bugün bazılarının anlamadığı şudur: Başbakan Erdoğan’ı gönülden seven cemaat mensupları ile Hoca Efendi’ye sevgi besleyen AK Partililer arasında bir çatışma ve çekişme olamaz, bunlar birbirinden ayrılamaz, çünkü bunlar aynı insanlardır…
… AK Parti ile Gülen cemaati arasında hiçbir zaman bir çatışma ve çekişme yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır. Bu sadece gönül birlikteliği değil, büyük Türkiye idealinde temerküz eden bir amaç ve hedef birlikteliğidir…
MİT’i temizleme ve yanlışların hesabını sorma arayışı ile bugünkü durum tamamen farklı eksene oturmuştur…
…Hele üstüne bir de hükümete ‘tuzağa düşmeyin’, ‘MİT’in karanlık ilişkilerine arka çıkmayın’ tavsiyesinde bulunmak ayrı bir istihzadır.
…MİT konusunda kişileri ve niyetleri sorgulamayın, vahim sonuca bakın, deniyorsa, bugün yaşadığımız vahim sonuç kimin eseridir? (Kimin?)
…Şunu herkesin bilmesi gerekir: Türkiye’nin zararına olan bir durum, ne AK Partinin ne herhangi bir grubun faydasına olabilir. Bugün için AK Parti iktidarına zarar vermek ise Türkiye’ye ve Türkiye içindeki herkese zarar vermek anlamına gelir. (!)
…9 yıllık iktidar döneminde maruz kalınan türlü türlü oyunlar, provokasyonlar, tezgahlar büyük bir tecrübe oluşturmuştur… Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse halel getiremez…” ydogan@yenisafak.com.tr
15 Şubat 2012
Evet, Yasin Beyin yazısı bayağı uzun. Ama kısaca AKP’nin Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu, cemaatin AKP’li olduğunu. AKP, cemaat birlikteliğinin bir menfaat birlikteliği değil ideal birlikteliği, hedeflerinin aynı olduğunu vurguluyor ve kimsenin AKP ile cemaati birbirinden ayıramayacağını iddia ediyor. Çünkü kardeşmişler…
Bülent Arınç, cemaat iktidar kavgası haberlerine sadece gülüyorum, diyor. Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasının izahına aklının yetmediğini vurguluyor.
Ortada bir sorun olduğu kesin. Ama başta Ahmet Hakan olmak üzere birçok yandaş ve cemaatçi yazar “yok böyle bir şey” diye yazıyorlar. (devam edecek)
2006’yı hatırlarsanız Erdoğan’ın İsrail, Filistin, Hamas vb. çıkışları birilerinin bayağı canını sıkmıştı. İşte bu noktada AKP’nin kurucularından ve Erdoğan’ın baş danışmanlarından Cüneyt Zapsu devreye girmiş ve tarihe geçen şu adını henüz bulamadığım açıklamayı yapmıştı;
“Bu adam dürüst bir adam. Kendi inançlarına sahip ve bu inançlarında samimi. Lütfen şunu yapmaya çalışın… “Sömürmek” kötü bir kelime, ama kullanmak… Bu adamdan yararlanın. Çünkü bu kişinin çok itibarı var, hem kendi inançları nedeniyle Müslüman dünyasında, hem de Batı tipi demokrasiye inanıyor. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın… Burada ve Avrupa’da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur.”
Şimdi yine benzer bir durum ortada. Erdoğan’ın hastalığı, Ergenekon ve darbe süreçlerinin artık inandırıcılığını yitirmeye başlaması. Cemaatin her olayda hükümetle veya hükümetin önünde anılmaya başlaması artı MİT ve emniyette yaşanılan son gelişmeler ve medyada başlayan “ERDOĞAN CEMAATE KÜSTÜ VEYA CEMAAT ERDOĞAN’DAN VAZGEÇTİ” gibi tartışmalar. Haliyle yine birilerine görev düştü, ortalığı en azından görünüşte sakinleştirmek için.
İşte bu görevi de yine Sayın Erdoğan’ın danışmanlarından Yalçın Akdoğan üstlendi. Erdoğan’ın danışmanı olan bu şahıs aynı zamanda “Yasin Doğan” ismiyle Yeni Şafak gazetesinde hükümet sözcülüğü desek mi, yok yine biz yazarlık yapıyor, diyelim.
15 Şubat tarihli yazısında da Yalçın (Yasin) (AK) Doğan gündemdeki bu tartışmalara cevap veriyor ve her şeyin farkında olduklarını, ortada bir oyun olduğunu ama bu oyunu bozacaklarını iddia ediyor… İşte o yazıdan birkaç cümle;
“9 yıldır içimin daraldığı, kalbimin sıkıştığı onlarca olay yaşadım… Ama şu son günlerde yaşananlar hepsinden fazla içimi daraltıyor. Bu olayların hepsi Başbakan Erdoğan’ın volkan gibi patlamasıyla, önüne aldığı her şeyi silip süpürmesiyle aşıldı…
…İnsanın bir uzvu başka bir uzvuna adavet besleyemez, gönül koyamaz, hasmane tutum takınamaz. Bugün bazılarının anlamadığı şudur: Başbakan Erdoğan’ı gönülden seven cemaat mensupları ile Hoca Efendi’ye sevgi besleyen AK Partililer arasında bir çatışma ve çekişme olamaz, bunlar birbirinden ayrılamaz, çünkü bunlar aynı insanlardır…
… AK Parti ile Gülen cemaati arasında hiçbir zaman bir çatışma ve çekişme yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır. Bu sadece gönül birlikteliği değil, büyük Türkiye idealinde temerküz eden bir amaç ve hedef birlikteliğidir…
MİT’i temizleme ve yanlışların hesabını sorma arayışı ile bugünkü durum tamamen farklı eksene oturmuştur…
…Hele üstüne bir de hükümete ‘tuzağa düşmeyin’, ‘MİT’in karanlık ilişkilerine arka çıkmayın’ tavsiyesinde bulunmak ayrı bir istihzadır.
…MİT konusunda kişileri ve niyetleri sorgulamayın, vahim sonuca bakın, deniyorsa, bugün yaşadığımız vahim sonuç kimin eseridir? (Kimin?)
…Şunu herkesin bilmesi gerekir: Türkiye’nin zararına olan bir durum, ne AK Partinin ne herhangi bir grubun faydasına olabilir. Bugün için AK Parti iktidarına zarar vermek ise Türkiye’ye ve Türkiye içindeki herkese zarar vermek anlamına gelir. (!)
…9 yıllık iktidar döneminde maruz kalınan türlü türlü oyunlar, provokasyonlar, tezgahlar büyük bir tecrübe oluşturmuştur… Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse halel getiremez…” ydogan@yenisafak.com.tr
15 Şubat 2012
Evet, Yasin Beyin yazısı bayağı uzun. Ama kısaca AKP’nin Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu, cemaatin AKP’li olduğunu. AKP, cemaat birlikteliğinin bir menfaat birlikteliği değil ideal birlikteliği, hedeflerinin aynı olduğunu vurguluyor ve kimsenin AKP ile cemaati birbirinden ayıramayacağını iddia ediyor. Çünkü kardeşmişler…
Bülent Arınç, cemaat iktidar kavgası haberlerine sadece gülüyorum, diyor. Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasının izahına aklının yetmediğini vurguluyor.
Ortada bir sorun olduğu kesin. Ama başta Ahmet Hakan olmak üzere birçok yandaş ve cemaatçi yazar “yok böyle bir şey” diye yazıyorlar. (devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Esad, halkını katlediyor (!) Şara devletini koruyor (!) / 11.03.2025
- ABD neden Ortadoğu’da? / 10.03.2025
- Faiz maddi-manevi hastalıktır / 09.03.2025
- Ramazanda faiz indirim kararı / 08.03.2025
- Erdoğan ve Bahçeli birlikte başardılar / 07.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -2- / 06.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -1- / 05.03.2025
- Başkomutan! / 03.03.2025
- PKK bitti (!) Kürt sorunu (!) küreselleşti / 02.03.2025
- Seçilmişlerin dilinden oruç / 01.03.2025
- ABD neden Ortadoğu’da? / 10.03.2025
- Faiz maddi-manevi hastalıktır / 09.03.2025
- Ramazanda faiz indirim kararı / 08.03.2025
- Erdoğan ve Bahçeli birlikte başardılar / 07.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -2- / 06.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -1- / 05.03.2025
- Başkomutan! / 03.03.2025
- PKK bitti (!) Kürt sorunu (!) küreselleşti / 02.03.2025
- Seçilmişlerin dilinden oruç / 01.03.2025