Kılıç dansı sonrası KATAR krizi
Büyük Ortadoğu Projesi ile İslam dünyasını mahveden ABD, şimdi de Arap ülkelerini birbirine düşürdü. Suudi Arabistan öncülüğündeki 6 ülkenin İran'a yakınlaştığı iddiasıyla Katar'a karşı harekete geçmesi mezhep çatışmasını devletler seviyesine çıkarma girişimi olarak değerlendiriliyor
06.06.2017 00:00:00
ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ve İsrail ziyareti Ortadoğu'da yeni bir süreç başlattı. Suudi Arabistan Trump'ın ziyareti sırasında ABD ile 380 miyar dolarlık anlaşma yapmıştı. Bu anlaşmanın büyük kısmı (110 milyar dolar) Suud'un ABD'den silah alımıyla ilgiliydi.
Bu anlaşmanın ilk yansıması Katar krizi ile ortaya çıktı. Katar'ın terör örgütleriyle ve İran ile yakın ilişki içinde olduğunu iddia eden Suudi Arabistan öncülüğündeki Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Yemen ve Maldivler radikal bir karar aldı. Bu ülkeler Katar ile tüm ilişkilerini kesti.
Bu ülkelerin Katar'a karşı aldığı karar şunları kapsıyor:
- Katar'daki büyükelçiler geri çekildi.
- Katarlı diplomatlara ülkelerini terk etmeleri için süre tanındı.
- Katar vatandaşlarının bu ülkeleri terk etmesi istendi.
- Katar, Yemen'de Husilere karşı savaşan Uluslararası Koalisyon'dan atıldı.
- Söz konusu ülkelerin hava sahaları, kara suları ve limanları Katar'a kapatıldı.
Katar karşılık vermeyecek
Suudi Arabistan'dan Basra Körfezi'ne uzanan bir yarımada olan Katar böylece dış dünya ile bağlantısı kesilerek kelimenin tam anlamıyla izole edildi. Katar tansiyonu düşürme çabası içinde. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdulrahman el Sani, komşu ülkelere yaptırımla karşılık vermeyeceklerini ve diyalog istediklerini söyledi. Yaptırımlara 'karşılık' verilmeyeceğini açıklayan Katar Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamalarında, "Ülkelerin ilişkileri kesmeyle ilgili açıklamalarında belirttikleri iddialara bakıldığında bu girişimin de medya üzerinde planlı bir şekilde yürütülen ve çoğu iftira olan kampanyanın bir parçası olduğu görülmektedir" ifadesi de yer aldı.
Kılıç dansının bir sonucu
Krizin diğer cephelerine gelince. Irak, Katar'ın yanında saf tuttu. Irak Meclis Başkanı Cuburi, iki ülkenin ortak hareket edeceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi diyalog çağrısı yaptı ve "Günümüzün iç içe geçmiş dünyasında yaptırım uygulamak etkisizdir ve kabul edilemez" dedi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin yardımcılarından Hamid Ebu Talebi, Körfez ülkelerindeki diplomatik krizin suçlusunun ABD Başkanı Donald Trump olduğunu belirterek, "Olanlar kılıç dansının bir sonucu" dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise "Bu, onların bileceği iş. Biz ülkelerin ikili ilişkilerine karışmıyoruz" dedi.
Sünni NATO ve mezhep savaşı planı
Peki, bu krizin asıl nedeni ne? Görünürdeki neden bu ülkenin teröre destek verdiği iddiası ve İran ile yakınlaşması. Ancak krizin perde arkasında çok daha farklı nedenler yatıyor. Suudi Arabistan ile tarihinin en büyük silah anlaşmasını yapan ABD'nin bölgede bu ülkenin öncülüğünde NATO benzeri bir askeri oluşuma gitmek istediği biliniyor.
Ve bir başka neden.
6 ülkenin Katar'a karşı tavır almasının ABD'nin İslam dünyasında mezhep savaşı çıkarma planının bir parçası olduğu ifade ediliyor. Arap dünyasının ABD kontrolündeki Sünni ülkelerinin yine bir Sünni ülke olan Katar'a Şii İran'a yakınlaştığı için cephe alması mezhep çatışmasını devletler düzeyine çıkarma hamlesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye tansiyonu düşürme çabası içinde
Arap dünyasını sarsan krize Türkiye de müdahil oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar konusunda bir dizi telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili sırasıyla Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Al Suud ile telefonda görüştü.
Bölgede barış ve istikrarın önemine işaret edilen görüşmelerde, mevcut gerilimin düşürülmesinde diplomasi ve diyalog yolunu tercih etmenin öneminin vurgulandığı belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yaptığı yazılı açıklamada, "Bölgemizin barış ve istikrar arayışının sürdüğü, tüm bölge ülkelerinin bu ortak hedefler doğrultusunda gerekli adımları atmasına ihtiyaç duyulduğu bir dönemde, stratejik işbirliği içerisinde bulunduğumuz Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin kendi aralarındaki meseleleri müzakere, diyalog ve iletişim yoluyla çözmeleri gerekir. Yaşanan bu tatsızlığın bir an önce çözüme kavuşturulması için Sayın Cumhurbaşkanımız diplomatik temaslara başlamışlardır. Bu vesileyle önümüzdeki süreçte Türkiye olarak üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Katar krizi ile ilgili bir açıklama da Başbakan Binali Yıldırım'dan geldi. AKP Genel Başkan Vekili sıfatıyla AKP grubunda konuşan Yıldırım, "Irak ve Suriye krizi bitmeden yeni bir kriz ortaya çıktı. Türkiye olarak gelişmeyi üzüntüyle karşılıyoruz. Bu meselenin çözümü için Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümetimiz diplomatik temasları başlattı. Beklentimiz aralarındaki bu meseleyi tatlıya bağlamalarıdır. Mübarek Ramazan ayına yakışan dostane bir tutumun gerçekleştirilmesi için Türkiye olarak aktif tutumumuzu sürdüreceğiz" dedi.
Bu anlaşmanın ilk yansıması Katar krizi ile ortaya çıktı. Katar'ın terör örgütleriyle ve İran ile yakın ilişki içinde olduğunu iddia eden Suudi Arabistan öncülüğündeki Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Yemen ve Maldivler radikal bir karar aldı. Bu ülkeler Katar ile tüm ilişkilerini kesti.
Bu ülkelerin Katar'a karşı aldığı karar şunları kapsıyor:
- Katar'daki büyükelçiler geri çekildi.
- Katarlı diplomatlara ülkelerini terk etmeleri için süre tanındı.
- Katar vatandaşlarının bu ülkeleri terk etmesi istendi.
- Katar, Yemen'de Husilere karşı savaşan Uluslararası Koalisyon'dan atıldı.
- Söz konusu ülkelerin hava sahaları, kara suları ve limanları Katar'a kapatıldı.
Katar karşılık vermeyecek
Suudi Arabistan'dan Basra Körfezi'ne uzanan bir yarımada olan Katar böylece dış dünya ile bağlantısı kesilerek kelimenin tam anlamıyla izole edildi. Katar tansiyonu düşürme çabası içinde. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdulrahman el Sani, komşu ülkelere yaptırımla karşılık vermeyeceklerini ve diyalog istediklerini söyledi. Yaptırımlara 'karşılık' verilmeyeceğini açıklayan Katar Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamalarında, "Ülkelerin ilişkileri kesmeyle ilgili açıklamalarında belirttikleri iddialara bakıldığında bu girişimin de medya üzerinde planlı bir şekilde yürütülen ve çoğu iftira olan kampanyanın bir parçası olduğu görülmektedir" ifadesi de yer aldı.
Kılıç dansının bir sonucu
Krizin diğer cephelerine gelince. Irak, Katar'ın yanında saf tuttu. Irak Meclis Başkanı Cuburi, iki ülkenin ortak hareket edeceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi diyalog çağrısı yaptı ve "Günümüzün iç içe geçmiş dünyasında yaptırım uygulamak etkisizdir ve kabul edilemez" dedi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin yardımcılarından Hamid Ebu Talebi, Körfez ülkelerindeki diplomatik krizin suçlusunun ABD Başkanı Donald Trump olduğunu belirterek, "Olanlar kılıç dansının bir sonucu" dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise "Bu, onların bileceği iş. Biz ülkelerin ikili ilişkilerine karışmıyoruz" dedi.
Sünni NATO ve mezhep savaşı planı
Peki, bu krizin asıl nedeni ne? Görünürdeki neden bu ülkenin teröre destek verdiği iddiası ve İran ile yakınlaşması. Ancak krizin perde arkasında çok daha farklı nedenler yatıyor. Suudi Arabistan ile tarihinin en büyük silah anlaşmasını yapan ABD'nin bölgede bu ülkenin öncülüğünde NATO benzeri bir askeri oluşuma gitmek istediği biliniyor.
Ve bir başka neden.
6 ülkenin Katar'a karşı tavır almasının ABD'nin İslam dünyasında mezhep savaşı çıkarma planının bir parçası olduğu ifade ediliyor. Arap dünyasının ABD kontrolündeki Sünni ülkelerinin yine bir Sünni ülke olan Katar'a Şii İran'a yakınlaştığı için cephe alması mezhep çatışmasını devletler düzeyine çıkarma hamlesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye tansiyonu düşürme çabası içinde
Arap dünyasını sarsan krize Türkiye de müdahil oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar konusunda bir dizi telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili sırasıyla Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Al Suud ile telefonda görüştü.
Bölgede barış ve istikrarın önemine işaret edilen görüşmelerde, mevcut gerilimin düşürülmesinde diplomasi ve diyalog yolunu tercih etmenin öneminin vurgulandığı belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yaptığı yazılı açıklamada, "Bölgemizin barış ve istikrar arayışının sürdüğü, tüm bölge ülkelerinin bu ortak hedefler doğrultusunda gerekli adımları atmasına ihtiyaç duyulduğu bir dönemde, stratejik işbirliği içerisinde bulunduğumuz Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin kendi aralarındaki meseleleri müzakere, diyalog ve iletişim yoluyla çözmeleri gerekir. Yaşanan bu tatsızlığın bir an önce çözüme kavuşturulması için Sayın Cumhurbaşkanımız diplomatik temaslara başlamışlardır. Bu vesileyle önümüzdeki süreçte Türkiye olarak üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Katar krizi ile ilgili bir açıklama da Başbakan Binali Yıldırım'dan geldi. AKP Genel Başkan Vekili sıfatıyla AKP grubunda konuşan Yıldırım, "Irak ve Suriye krizi bitmeden yeni bir kriz ortaya çıktı. Türkiye olarak gelişmeyi üzüntüyle karşılıyoruz. Bu meselenin çözümü için Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümetimiz diplomatik temasları başlattı. Beklentimiz aralarındaki bu meseleyi tatlıya bağlamalarıdır. Mübarek Ramazan ayına yakışan dostane bir tutumun gerçekleştirilmesi için Türkiye olarak aktif tutumumuzu sürdüreceğiz" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.