Keşke üç maymunu oynasalar

"Üç maymunu oynamak" diye bir tabir var ya? Diyorum ki, Keşke ülke medyamız da üç maymunu oynasa. Ama ülke medyamız çok daha büyüğe oynuyor. Medyamızın yüzde doksanı iktidar karşısında hizaya geçmiş vaziyette. Kimi, iktidara karşı esas duruşunu sözde din adına yapıyor. Kimi menfaat adına yapıyor. Esas duruşunu bozanlar ise bir şekilde hizaya getiriliyor.Yüzde doksan dedik ya! Geriye kalan onun, dokuzu da, iktidara bir şekilde muhalefet ediyor. Akılcı eleştiriler getiriyor. Tarihten örnekler veriyorlar. Ama gelin görün ki, dünyadaki zulmün, terörün, yağmanın kaynağı AB'ye, ABD'ye kısaca Haçlıya "hayır" diyemiyorlar. Çözüm ve çareyi onlardan arıyor ve bekliyorlar. Bunun ötesinde bu medya anlayışı, "iktidara muhalefet" adı altında milli ve dini değerlerimize (bilinçli, bilinçsiz) eleştiri ve saldırmaya kalkışınca, yandaş medyadan çok AKP'ye hizmet pozisyonuna giriyorlar. Yüzden geriye kaç kalmıştı? 1. İşte o "bir" biziz. Prof. Dr. Haydar Baş ve yetiştirdiği güzide kadro, yıllardan beri iktidarların, muhalefetlerin adına, boyuna, şekline şemalına değil icraat ve niyetlerine baktılar. Tespit, teşhis, tedavi yöntemiyle yeri geldi takdir ettiler, yeri geldi uyardılar, yeri geldi ikaz ettiler. Dinleyen oldu, dinlemeyen oldu. Ama AKP iktidarları gibi hiçbir iktidar, "siyaset aleminde yalnız ben varım" kibrine kapılmadılar. Kibrin vahametini ise şeytana sorun?İktidar, Ortadoğu ateşine ortak olduğu yetmezmiş gibi bu ateşi, izlediği siyasi mantıkla ülkemize taşıdı. Artık sokaklarda korku var. Toplu taşıma araçlarında, evlerde insanımız korku içinde yaşıyor. İnsanımız birbirine korkuyla bakıyor. Çünkü toplu taşıma araçlarını, AVM'leri, okulları vs. havaya uçururuz, babında terör örgütlerince açıkça tehdit ediliyoruz. Günlerdir o bahsettiğim % 90'lık medyanın tv ve gazetelerini, sinir sistemimin kaldırabildiği ölçüde takip etmeye, yazdıklarını okumaya çalışıyorum. Yok böyle bir şey! Olmaz böyle bir mantık! Aynen hükümet gibi terörün ötesinde suçlu arama gayretindeler. Kimi muhalefetten, kimi doğuda yapılanmış falan, filan örgütlerden, kimi PKK'dan, kimi Kandil'den şikayetçi. Esad direnmeseydi bunları yaşmazdık, aptallığında olanlar bile var. "Niye ABD'den hızlı hareket ediyorsun", mealinde hükümeti eleştirenlerde var. Birde Öcalan ortak paydaları var. Çünkü Öcalan'ı el birliğiyle halk kahramanı, barış güvercini yapmışlardı. Şimdi ise Kandil, Öcalan'ı satıyor, Kandil çözüm sürecini baltalıyor, çizgisiyle hem Öcalan'a, hem de iktidara muhafızlık yapıyorlar.Hele dinci medya ve o yazarları yok mu? Barzani'yi ayakta alkışlamış, barış kahramanı olarak tanıtmış, Emine Hanımın mutluluk gözyaşlarını milletin yüzüne serpiştirmiştiler. Şimdi Barzani nerde, sorusunu dahi sormuyorlar. Sahi "Siz Kerkük'e karışırsanız bizde Diyarbakır'a karışırız" diyerek koskoca Türkiye Cumhuriyetine tehditler gönderen Barzani, Kobani'de soydaşları katledilirken neden sesi çıkmıyor? Ve neden "Ey Barzani! hani sen Kürt halklarının savunucusuydun, koruyucusuydun" sorusu sormuyorlar?İsrail'den de ses çıkmıyor. Ama bu dinci medya, AKP döneminde zirve yapan ticaret hacmini, Müşerref'e "İsrail'i tanıyın" telkinlerini veren hükümeti, Bilal Erdoğan'ın Yahudi limanlarındaki gemilerini görmüyor, Yahudi, Mason örgütleri CFR'deki, ADL'deki konuşmaları, anlaşmaları yazmıyor, yorumlamıyor ama Ortadoğu'yu yakan İsrail'dir, diyor. Yani "ben antisemitizme karşıyım" diyen anlayışı yüceltmek, alkışlatmak, desteklemek için "antisemitizmlik" yapıyorlar. Biz mi ne yapıyoruz? Gazetemizden, televizyonlardan, il il düzenlenen panellerde kurtuluş yolunu, yani Ehl-i Beyt'i anlatıyoruz. İslam dünyasının bu çatı altında buluşması gerektiği ilahi mesajını duyurmaya gayret ediyoruz. İslam coğrafyasında akan kanı, bu kanı akıtma sebeplerini ve bu kanı akıtanların siyasi, ekonomik ve özellikle inanç kimlikleriyle, Prof. Dr. Haydar Baş liderliğinde hem Müslümanlara, hem de dünyaya göstermeye, tanıtmaya gayret ediyoruz. Allah muvaffak eylesin?