Tüm dünyanın gözleri önünde Filistinli kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yönelik soykırım hava bombardımanlarıyla hiç durmadan devam ediyor. İsrail ordusunun üst düzey komutanlarından biri şu ifadeyi kullanmıştı; "Sadece 40 günde Gazze'nin tamamını 10 bin kez bombaladık."
Geçtiğimiz günlerde BM Genel Sekreteri Guterres'in, BM Sözleşmesinin 99. maddesini devreye sokarak Gazze'deki savaşın derhal durdurulması ve ateşkes ile ilgili cesurca çıkışı, ABD'nin veto duvarına çarpmıştı.
BM Güvenlik Konseyi üyelerinin çoğunluğu, savaşın derhal durdurulması ve ateşkes çağrısında bulunmasına rağmen "Biden" hükümeti önerilen kararı veto ederek mevcut durumu daha da kötüleştirdi.
İsrail ordusu tarafından, Gazze'de "gerçekleştirilen soykırımın devamının engellenmesi"ne ilişkin, BM Genel Sekreterinin cesur 99. Madde çağrısı sonrası, 100 ülkenin eş sunucusu olduğu karar tasarısı,193 üyeli BM Genel Kurulunun Özel Acil Filistin oturumunda oylandı. Karar tasarısı, 23 "çekimser" ve 10 "hayır" oyuna karşı, 153 ülkenin desteğiyle, ezici bir çoğunlukla kabul edildi. ABD'nin Fransa, İsviçre, Arnavutluk, BAE gibi bazı dostlarının da aralarında bulunduğu Güvenlik Konseyi'nin 13 üyesi, Guterres'in önerdiği, savaşın durdurulması ve derhal ateşkes ilan edilmesi yönündeki karar lehinde oy kullandı. İngiliz hükümeti ise çekimser kaldı.
Peki, ABD neyi veto etti? Aslında ABD, uluslararası toplum nezdinde 1945 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Şartı'nın "insan haklarının korunması" ilkesini veto etti.
ABD'deki İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Doktorlar vb. dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşları, BM Genel Sekreteri'nin sunduğu plana destek vermesine rağmen, "Biden", ille de "Netanyahu" dedi. ABD'nin adil olmayan vetosu nedeniyle bir kez daha ateşkes "imkânsıza kadar askıya alındı." Gazze'de Filistinlilere yönelik katliam devam ediyor...
Geçmişten bu güne ABD hep "barış" ve "demokrasi" den söz ederek, "insan hakları namına" katliam yapmış ya da başkalarının yaptığı katliamları desteklemiştir. Filistin meselesinde de, Carter'ın başkanlığından "Oslo" toplantısına kadar vb. her dönem İsrail'in arkasında durmuş, yaptığı insanlık dışı vahşetin destekçisi olmuştur.
En son Birleşmiş Milletler bu vahşetin acil durdurulması gerektiğini söylerken, fırsat buldukça Yahudi kimliğinden bahseden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD Kongresi'ne İsrail için 100 milyar dolardan fazla yardımın hızla onaylanması çağrısında bulunmuştu.
Bilindiği üzere 81 yaşındaki Biden, 2024 Seçimleri için adaylığını resmi olarak açıklamıştı. Pek çok siyasi analist, Trump'ın Yahudi Damadı Jared Kushner'e karşılık Biden'ın elinin güçlü olmadığını ve Netanyahu sayesinde Yahudi lobisinin desteğini almaya çalıştığını dile getiriyor. Ama hep beraber göreceğiz, İsrail ordusunun devam eden katliamı Biden'a, ABD'de ya da küresel düzeydeki kamuoyunda daha fazla nefretin artması dışında, hiç bir şey kazandırmayacak.
- ‘Dikkat şeysidir’ algı operasyonları / 18.10.2024
- Yeni bir strateji / 09.10.2024
- ... gir cennetime / 30.09.2024
- Anglosakson ekseni / 26.09.2024
- Aselsan 2023… 2053… 2071 / 21.09.2024
- Imad 4 / 26.08.2024
- Time dergisine başlık: 'Rüzgara düğüm atmak' / 24.08.2024
- Fitiller ateşlendi / 23.08.2024
- Gençliğe Hitabe’den fırlamışçasına / 24.03.2024