Başlıkta yazdığım gibi, inanın mübalağa etmiyorum. Sanki Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden fırlamışçasına, Bağımsız Türkiye Partisi, genç lideri Hüseyin Baş ve Türk siyasi tarihinin hiç görmediği sayıdaki genç adaylarıyla tüm Türkiye'de il il, ilçe ilçe seçime giriyorlar. Karşılıklı atışmalarla topu kendi aralarında çeviren iktidar ve muhalefete nazik bir başkaldırı sergiliyorlar. Kutuplaşmalarla yıllardır iki parti arasına sıkıştırılmaya çalışılan Türk milletine 'oyunda biz de varız' diyorlar. Bizzat yetkiyi Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden aldıklarını dile getiriyorlar.
Kalemimiz yazdığınca, bu yazımızda Gençliğe Hitabeden bazı kesitleri açmaya çalışacağız…
"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir…"
Atatürk'ün gençliğe hitabesi okul duvarlarında demirbaş olarak durmamalı, gençliğe hitabe dersleri okutulmalı ve gençler şerh edebilecekkadar Gençliğe Hitabe 'ye hâkim olmalı. Maalesef gençler Gençliğe Hitabeyi, anlamış ya da özümsemiş değiller. Nedense Atatürk'ün seslendiği kişinin kendileri olduğunu düşünüp, üzerlerine alınmıyorlar. Gençler, mücadele etmesi gerektiğinin farkında bile değil, sokakta mikrofon uzatılan gençlerin neredeyse tamamı umudunu yitirmiş, yurt dışına kaçmaktan bahsediyor. Bağımsız Türkiye Partisi dışında muhalifler, popülist Atatürkçüler, ne Atatürk'ü ne de Gençliğe Hitabesini anlamış değiller. Bağımsız Türkiye Gençliği, vahametin farkında ve vatan sathını terk etmiyor.
Türk gencinin yurt dışına çıkmaya zorlanmasının da, karışıklık çıkarması gerektiğinin bilincindeki, ne idüğü belirsiz, milyonlarca kaçağın Türkiye'ye neden sokulduğunun da, sebebini gören, anlayan ve buna refleks gösteren yegâne topluluk, Bağımsız Türkiye Partisi'dir...
"Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin…"
Bağımsız Türkiye Gençliği hiçbir seçim yardımı almadan mücadele etmeye çalışıyor. Sanki Atatürk çıkıp gelmiş de "Tekâlifi milli emirlerini" uyguluyor, neyi var, neyi yok, pankart, bayrak, afiş, el ilanı vb. materyalleriyle, devletten milyarlarca lira ödenek alan koca koca "megaboard" sahibi partilere karşı mücadele ediyorlar.
"Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir…"
İktidarın yaptıklarıyla vakit kaybetmeyeceğim. Asıl vahim olan, Atatürk'ün partisi olduğunu iddia eden dikkatleri başka yöne çekme çabasındaki Neo CHP'dir. Bütün ülkemiz yabancılara peşkeş çekilirken CHP'nin siyaseti yalnızca iktidarın icraatlarını örtmektedir.
Bu bir cambaza bak oyunudur. Başrol oyuncusu iktidar, yardımcı oyuncu ise CHP'dir. Son 22 yılda sadece, fabrikalar satılmakla kalmamıştır, limanlar ve Telekom gibi stratejik kurumlar da satılmıştır. Atatürk'ün 10 yılda kurduğu her şey satılırken CHP 10. Yıl Marşı söylemekten fazlasını yapmamıştır. Gerçi bu seçim döneminde 10. Yıl Marşını bile söylemez oldu.
Kanadalı Alamos Gold, Kaz Dağları'nda altın madeninden, servetimizi kökünden söküp götürürken, CHP 26 Temmuz 2019'da "Su ve Vicdan Nöbeti" gerçekleştirmiştir. Elbette ülkemizin suyu da ağacı da çok önemlidir ama benim anlatmak istediğim bambaşka bir şey…
Buradan size basit bir soru sormak istiyorum. Evinize hırsız girse ve bütün altınlarınızı, paranızı, birikiminizi alıp götürse, altınlarım çalındı diye mi, yoksa hırsız eve girerken bahçedeki ağaca zarar verdi diye mi feryat edersiniz?
Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesi sözünden, CHP'nin anladığı kültürel batılılaşmadır…
Rahmetli Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, "Batıdan medet uman, Amerika'nın kuyruğuna takılan, bu vahşilere bel bağlayan, ya satılmıştır, ya vatansızdır, ya vatan hainidir, ya da süper ahmaktır. Kültür; Hakkâri'de bale gösterisi yapmak, arada bir konsere gidip hava atmak değildir. Çağdaşlık; Moda'nın ara sokaklarında köpek gezdirmek değildir. Bizde böyle sahte çağdaş, sahte aydın sınıfı yetiştirilmiştir. Kendi kültüründen kopuk, kendi milletinden halkından tiksinen, ama arada halkçılık edebiyatı yapan tipler yetiştirilmiş ve Türkiye'nin başına bunlar bela edilmiştir. En korkunç sömürgeleşme zihinlerin ve gönüllerin köleleşmesidir. Bunun en başarılı uygulandığı yer Türkiye'dir… Bir millet her nesilde yeniden doğar" diyor.
Türk gençliği olarak Ortadoğu'nun kan içerisinde yüzdüğü bu günleri tefekkür etmeliyiz. Bizi Ortadoğu'daki diğer ülkelerden ayıran tek özellik, Atatürk faktörüdür.
Yüz yıl önce vatanımızı işgal eden güçleri hatırlayın; o zamanda önce Libya'dan Mısır'a Kuzey Afrika'yı, Irak ve Suriye'yi, Batı Trakya'yı işgal ettiğini ve daha sonra Anadolu'ya kastettiğini unutmamalıyız. Dün düşman askeri karşımızdaydı, şimdi ise içimizdeler. Ülkemizde 30'dan fazla üsleri var.
Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlarla önce tüm askerlerimiz tasfiye edildi, ardından profesyonel askerlik konseptine geçildi ve askeri sistem tamamen değişti.
"Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır…" Bağımsız Türkiye Partisi'nin her bir ferdi, görevi bizatihi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten almıştır. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi her Türk gencini göreve davet etmektedir. Gençliğe Hitabeyi okuyan her genç bunu üzerine almalı ve harekete geçmelidir.
"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
- ‘Dikkat şeysidir’ algı operasyonları / 18.10.2024
- Yeni bir strateji / 09.10.2024
- ... gir cennetime / 30.09.2024
- Anglosakson ekseni / 26.09.2024
- Aselsan 2023… 2053… 2071 / 21.09.2024
- Imad 4 / 26.08.2024
- Time dergisine başlık: 'Rüzgara düğüm atmak' / 24.08.2024
- Fitiller ateşlendi / 23.08.2024
- Gençliğe Hitabe’den fırlamışçasına / 24.03.2024