Türkiye'nin Türkî Cumhuriyetlere ve yakın komşu devletlere dönük dış politikalarını, oluşturulmaya çalışılan dünya dengeleri açısından yeniden ele alması gerektiği bir gerçektir. Dış Ticaret Müsteşarlığı'mız, son günlerde yıllardan beri BM'nin sürdürdüğü ambargo altında kıvranan Irak'la ticari arayışlara girmeye başladı.
ABD komisyoncuları konuşlanmış
Ancak sözkonusu uluslararası dayatmalar sebebiyle istenen neticelerin hayli uzağında bulunduğumuz bir gerçek. ABD ve İngiltere, bir yandan kafası estiğinde bombalamayı sürdürdüğü Irak'a yönelik ambargo konusunda lobilerinin güdümündeki BM'yi dilediği gibi yönlendirirken, diğer yandan Ürdün ve sair Arap ülkelerine konuşlanmış aracı firmalarıyla Irak'ı sağmaya devam ediyor.
Kaçak mal işportacısı gibi
Türkiye ise Irak, İran... gibi yanıbaşındaki komşuları ile ticaretini adeta kaçak mal işportacısı pozisyonunda götürmeye çalışıyor. Yaşanan krizlere rağmen hala beli bükük de olsa ayakta kalabilen kimi tüccar, sanayici ve imalatçımız ise, ister istemez Gürcistan ve Azerbaycan'a üç-beş ihracat ve ithalat yapamanın telaşı içindedir. Ancak İstanbul-Trabzon-Tiflis-Bakü hattındaki kara taşımacılık riski, bu komşularımızla ilgili ticari umutları baltalamaktadır.
Taşımacılık, ihracatın, ithalatın, ticaretin can damarıdır. Taşımacılığın olmadığı yerde pazarlama, pazarlamanın olmadığı yerde de ticari aktivite yok demektir. Dolayısıyla mal dolaşımının esası denilebilecek taşımacılık, en az üretim kadar önem arz etmektedir.
Riskli güzergah
Bu cümleden olarak son günlerde Gürcistan ve Azerbaycan'a taşımacılık hizmeti veren nakliyeciler, oldukça büyük risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Nakliyecilerimiz, Gürcistan Sarp kapısında, Haşuri'de, Kutayski'de, Azerbaycan Kırmızı Köprü sınır kapısında, Karadağ'da ve sair normal güzergahlarda karşılaştıkları çeşitli tehdit, saldırı ve darplardan müştekidirler. Kim bilir; belki de bu ticaretin önünü kesmek isteyen global lobiler oralara tünemişlerdir.
Son bir yıl içinde Türk otobüslerine 53 saldırı yapıldığı söylenmektedir. Hatta Ağustos'un 28'inde Tiflis'ten kalkan Türk otobüsü şehirden 15 km. uzaklaştığı bir noktada silahlı saldırıya uğramış, 156 kurşun sıkıldığı tespit edilmiştir.
Krizin üstüne gelen bütün bu gelişmeler, komşularımıza taşıma hizmeti veren veren yaklaşık 300 adet otobüs sayısını 30 civarına indirmiştir. Tüccarlarımızın 1 milyar dolar civarında ihracat geliri temin etmeye çalıştıkları kapı komşularımızın yol güzergahlarında yaşanan bu tip olaylar devam eder, gerekli güvenlik önlemleri alınamazsa buralara açılan ticaret kapımız da fiili olarak kapanmış olacaktır.
Kafalar kumdan çıkarılmalı
Bu noktada yetkililerimizin daha aktif davranarak, yol güvenliğinin sağlanması konusunda taraflarla işbirliğine kısa sürede girmesi kaçınılmazdır.
Her alanda yeni bir yapılanma yaşanan bu komşularımızda, güvenliği sağlayacak hukuki ve sair polisiye tedbirlerde büyük boşluklar olması doğaldır. Bu boşlukların ranta çevrilmesi de... Asırlardan beri kökleşmiş değerlerini bağrında barındıran ülkemizde vurgunun, yolsuzluğun, rüşvetin ve su-i istimalin ayyuka çıktığını göz önüne alırsak, oralarda bu tip işlerin dönmesinin hayli doğal olduğu kabul edilmelidir. Yakın komşularımıza yönelik politikaların geniş çerçeveli ele alınmasının yanısıra oralara gönderdiğimiz insanlarımızın eğitim ve ahlaklarının, sadece milletimizi temsil etmek anlamında değil, aynı zamanda yıllardan beri hasretini çektikleri güzel karakterlerin de oralardaki insanlara tranferi açısından son derece önemli bir noktadır.
Bazı yetkililerimiz, kafalarını kumdan çıkarıp biraz da sağa sola bakarlarsa, avucumuzun içindeki kapı komşularımızın, yani bize en yakın dünyanın, parmaklarımızın arasından kum tanecikleri gibi kayıverdiğini hissederler. Böyle gidersek, yarın kapımızı açacak komşu bulamayacağız; bizden söylemesi.
ABD komisyoncuları konuşlanmış
Ancak sözkonusu uluslararası dayatmalar sebebiyle istenen neticelerin hayli uzağında bulunduğumuz bir gerçek. ABD ve İngiltere, bir yandan kafası estiğinde bombalamayı sürdürdüğü Irak'a yönelik ambargo konusunda lobilerinin güdümündeki BM'yi dilediği gibi yönlendirirken, diğer yandan Ürdün ve sair Arap ülkelerine konuşlanmış aracı firmalarıyla Irak'ı sağmaya devam ediyor.
Kaçak mal işportacısı gibi
Türkiye ise Irak, İran... gibi yanıbaşındaki komşuları ile ticaretini adeta kaçak mal işportacısı pozisyonunda götürmeye çalışıyor. Yaşanan krizlere rağmen hala beli bükük de olsa ayakta kalabilen kimi tüccar, sanayici ve imalatçımız ise, ister istemez Gürcistan ve Azerbaycan'a üç-beş ihracat ve ithalat yapamanın telaşı içindedir. Ancak İstanbul-Trabzon-Tiflis-Bakü hattındaki kara taşımacılık riski, bu komşularımızla ilgili ticari umutları baltalamaktadır.
Taşımacılık, ihracatın, ithalatın, ticaretin can damarıdır. Taşımacılığın olmadığı yerde pazarlama, pazarlamanın olmadığı yerde de ticari aktivite yok demektir. Dolayısıyla mal dolaşımının esası denilebilecek taşımacılık, en az üretim kadar önem arz etmektedir.
Riskli güzergah
Bu cümleden olarak son günlerde Gürcistan ve Azerbaycan'a taşımacılık hizmeti veren nakliyeciler, oldukça büyük risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Nakliyecilerimiz, Gürcistan Sarp kapısında, Haşuri'de, Kutayski'de, Azerbaycan Kırmızı Köprü sınır kapısında, Karadağ'da ve sair normal güzergahlarda karşılaştıkları çeşitli tehdit, saldırı ve darplardan müştekidirler. Kim bilir; belki de bu ticaretin önünü kesmek isteyen global lobiler oralara tünemişlerdir.
Son bir yıl içinde Türk otobüslerine 53 saldırı yapıldığı söylenmektedir. Hatta Ağustos'un 28'inde Tiflis'ten kalkan Türk otobüsü şehirden 15 km. uzaklaştığı bir noktada silahlı saldırıya uğramış, 156 kurşun sıkıldığı tespit edilmiştir.
Krizin üstüne gelen bütün bu gelişmeler, komşularımıza taşıma hizmeti veren veren yaklaşık 300 adet otobüs sayısını 30 civarına indirmiştir. Tüccarlarımızın 1 milyar dolar civarında ihracat geliri temin etmeye çalıştıkları kapı komşularımızın yol güzergahlarında yaşanan bu tip olaylar devam eder, gerekli güvenlik önlemleri alınamazsa buralara açılan ticaret kapımız da fiili olarak kapanmış olacaktır.
Kafalar kumdan çıkarılmalı
Bu noktada yetkililerimizin daha aktif davranarak, yol güvenliğinin sağlanması konusunda taraflarla işbirliğine kısa sürede girmesi kaçınılmazdır.
Her alanda yeni bir yapılanma yaşanan bu komşularımızda, güvenliği sağlayacak hukuki ve sair polisiye tedbirlerde büyük boşluklar olması doğaldır. Bu boşlukların ranta çevrilmesi de... Asırlardan beri kökleşmiş değerlerini bağrında barındıran ülkemizde vurgunun, yolsuzluğun, rüşvetin ve su-i istimalin ayyuka çıktığını göz önüne alırsak, oralarda bu tip işlerin dönmesinin hayli doğal olduğu kabul edilmelidir. Yakın komşularımıza yönelik politikaların geniş çerçeveli ele alınmasının yanısıra oralara gönderdiğimiz insanlarımızın eğitim ve ahlaklarının, sadece milletimizi temsil etmek anlamında değil, aynı zamanda yıllardan beri hasretini çektikleri güzel karakterlerin de oralardaki insanlara tranferi açısından son derece önemli bir noktadır.
Bazı yetkililerimiz, kafalarını kumdan çıkarıp biraz da sağa sola bakarlarsa, avucumuzun içindeki kapı komşularımızın, yani bize en yakın dünyanın, parmaklarımızın arasından kum tanecikleri gibi kayıverdiğini hissederler. Böyle gidersek, yarın kapımızı açacak komşu bulamayacağız; bizden söylemesi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019