Ekonomi, her sektörde alarm veriyor.
Beyaz et üreticileri kepenk kapatıyor.
Türkiye Kanatlı Hayvan Eti Üreticileri Merkez Birliği'nin (TÜKEBİR) verilerine göre, Sakarya-Kocaeli Bölgesi'ndeki 1465 üretici firmanın 470'i; Ege Bölgesi'ndeki 3 bin firmanın da 400'ü üretimlerini sonlandırdı.
Gerekçe, maliyetlerin yüksekliği…
TÜKEBİR 2. Başkanı Osman Bayraklı, ülke genelinde bulunan toplam 14 bin üretici firmanın bu gidişle Aralık ayı itibarıyla yüzde 50'sinin kapanacağını öngördüklerini belirtti.
Üretici firmalar, büyük sermaye gruplarından yem ve civciv alarak tavuk yetiştiriyorlar.
Elektrik, kömür, çeltik, işçilik ve altlık gibi diğer tüm giderler bu üretici firmalara ait.
Son bir yılda dolar kurunun etkisiyle maliyetler ortalama yüzde 52,5 arttı, bazı kalemlerde ise yüzde 100'leri buldu.
Bayraklı, geçen yıl 300 TL olan bir ton çeltiğin bu yıl 600 TL'ye; bir ton kömürün 600 TL'den 1000-1250 TL'ye çıktığını belirterek, "Sektörün bir dönemi 45 gündür. Bu süre içinde yalnızca elektriğe ödememiz gereken miktar geçen yıl 4 bin lira iken, bu yıl 7 bin 500 liraya çıktı" dedi.
TÜKEBİR Genel Başkan Yardımcısı olan Mazlum Öztürk ise, "Elektrik borcumu kapamak için 2 tane jeneratörümden birini, 70 bin TL değerinde iken 25 bin TL'ye satmak zorunda kaldım. Entegre tesisler borçlarını ödeyemediği için ekipmanını satıp, tek tek kapanıyor" diye konuştu.
Görünen o ki Aralık ayından sonra beyaz ete ulaşımda ciddi sorunlar yaşayacağız.
Ulaşım sektörü de alarm veriyor. İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) önce iç hat seferlerini 1 Aralık'ta durduracağını açıkladı, ardından da bu hatlarda kullandığı 3 gemiyi tanesini 2 milyon dolardan internet üzerinden satışa çıkardı.
Gerekçe; kur artışı sebebiyle maliyetlerin yüze 85 oranında artması ve de haksız rekabet…
Turyol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, İDO'nun seferlerine son vermesinin nedeninin maliyetlerin artık karşılanamaz hale gelmesi olduğunu söyleyerek, "Turyol olarak biz de kontak kapatabiliriz. Akaryakıt giderlerimiz geçen yıla göre yüzde 143 arttı" ifadesini kullandı.
Turyol, İstanbul'da Kadıköy/Haydarpaşa-Eminönü/Karaköy ve Üsküdar-Eminönü/Karaköy hatlarında tarifeli olarak günlük ortalama 470 sefer yapıyor. Ada turu ve Boğaz turu da düzenleyen firma, Çınarcık, Kocadere, Esenköy ve Armutlu ilçelerine de sefer gerçekleştiriyor.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türk-Belçika ve DEİK/Türkiye-Lüksemburg İş Konseyi Başkanı Pınar Eczacıbaşı, Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"Ben yaşananlara 'kriz' diyorum. Bankacılık hayatımda da böyle bir şey görmedim. Dakika dakika yaşanan bir devalüasyon süreci oldu. Dengeler bozuldu."
Türkiye'de tarımın ihmal edildiğine işaret eden Eczacıbaşı, "Tarım ayağa kaldırılmalı. Hayvancılıktaki ithalat da bize yakışmıyor" dedi. Dünya genelinde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak da, "Türkiye gibi enerji açığı olan ülkeler için süreç olumsuz ilerliyor. Türkiye'nin ihracat ürünlerindeki ithalat payı da yüksek..." ifadelerini kullandı.
Bu, örnekleriyle aktardığımız tablo, her sektörde yaşanıyor.
Çünkü kur artışları her sektörde maliyetleri artırdı. Her sektörün maliyet kalemleri ithalata bağımlı, dolayısıyla dolar artışları direkt olarak etkiliyor.
Ekonomik belirsizlik her sektörde endişe kaynağı…
Gelir darlığı sebebiyle tüketim daralması her sektörün pazarını olumsuz etkiliyor.
Faizlerin artışı her sektörün maliyetlerini direkt olarak etkiliyor.
Maliyet artışları doğal olarak enflasyonu tetikliyor, bu pazarı daha da daraltıyor.
Her sektörün temsilcileri "para dönmüyor" diye feryat ediyor.
Ve sonuç; her sektörde irili ufaklı firmalar ya iflasın farklı bir ismi olan konkordato ilan ediyor ya da direkt kepenk kapatıyor.
Reel sektörün büyük bir krizin içinde olduğu bu atmosferde siyasilerimiz ekonominin cari fazla verdiğinden bahsedip, ekimde de cari fazla rekoru kırılacağını ifade ediyorlar.
Bugün cari fazla veriliyorsa bu ekonominin iyi gittiğinden değil, dolar kuru yüksekliği ile ithalatın yapılamamasından... Elinde hammadde stoğu olan üreticiler dolar yüksek diye stokları eriyinceye kadar ihracat yapma durumundalar.
Peki ya stoklar eridikten sonra?
Bu gidişat pek hayra alamet değil elbette…
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu, maliyetleri düşürücü, pazarı da genişletici tek model olan Milli Ekonomi Modeli'ni BRICS devletleri gibi hayata geçirmediğimiz müddetçe bu girdaptan, bu zifiri karanlıktan asla kurtulamayız.
Bunu deyince de yine yanlış anlayıp, Modelin bazı projelerini cımbızla ayıklayarak kendilerine mal ediyorlar. Bunun böyle olmayacağını da zaten yaşayarak görüyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025