Aklın neredeydi demezler mi?
Gözün neredeydi demezler mi?
Aklını neden kullanmadın demezler mi?
Gerçekleri görmek için yaratılan gözlerini bu amaçla değilse peki nerede kullandın demezler mi?
"Kandırıldım, kusura bakmayın" demek hangi mahkemede mazeret olarak kabul edilebilir?
"Kandırıldık" diyenler Kur'an gibi bir hayat kitabına da inandıklarını iddia ediyorlarsa inandırıcı olmaları büsbütün ortadan kalkmış demektir.
İnandığınızı iddia ettiğiniz Kerim Kitabın ilk emri "oku" idi ve siz beş vakit şu ayetleri okumakla mükellef idiniz:
"Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın."
"Şeytan sizin apaçık düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman tanıyın. O kendi taraftarlarını, ancak cehennemliklerden olmaya çağırır."(Fatır:5-6)
Bu ilahi ikazları kulağınıza küpe yapmalı değil miydiniz?
Aynı kitap şeytanların hem cinlerden hem de insanlardan olabileceklerini söylemiyor muydu?
Her iki şeytan gurubu da yandaşlarını, taraftarlarını, kendi guruplarını ateşe sürükleyecekleri haber verilmemiş miydi?
İnsan şeytanları ve gurupları sizin düşmanlarınız olduğu halde siz onları neden ısrarla dost bellediniz, dost diye tanıttınız sorusunu nasıl cevaplayacaksınız?
Cin şeytanları kendi hiziplerini ateşe sürükleyecekleri muhakkak olduğu halde neden onların ardına takıldınız denmeyecek mi?
Büyük şeytan, sizi ocağının başında bin bir ikramla beslediğine göre bunu karşılığını sizden kat kat çıkaracağını neden düşünmediniz?
Büyük şeytanın ocağının başında oturanın ardına takılanlar, izlediğiniz bu adımların sizi adım adım ateşe götüreceğini neden hesap etmediniz?
Büyük şeytanın ocağının başında oturanın ardına takılanları, düştükleri bu yanlış izde bırakanlar, sonucu gördükleri halde uyarmayanlar bunun hesabını nasıl verecekler?
Kartalın pençeleri arasında göklere doğru yükselen tavşanın "oh güzel uçuyoruz" diyerek sevinmesi ne kadar gülünç, ne kadar ahmakça ise, büyük şeytanın çizdiği proje çerçevesinde " oh ne güzel dünyaya açılıyoruz" demesi o kadar gülünç ve o kadar ahmakça değil mi idi?
Kartalın avını ne kadar yüksekten bırakırsa o kadar yemeye hazır hale geldiği gibi büyük şeytan da tuzağına düşürdüğü guruplarına "dünyaya açılıyoruz" hissini vererek gırtlağına kadar bataklığa saplayacağı bir hakikat değil miydi?
Kur'an'a inandığını iddia eden Müslümanlar, şeytanın maskarası olmuş ihanet şebekelerine neden inadı da arkalarına takıldılar?
Kur'an'a inandıklarını iddia eden yöneticiler, şeytanın maskarası olmuş ihanet şebekelerinin vatandaşlarını kandırmalarına neden ve niçin göz yumdular?
"Kandırıldım kusura bakmayın" tarzı bir mazeretin geçerli olduğu bir mahkemenin olmadığı, olmayacağı ilmi ve tecrübi bir gerçek değil miydi?
"Kandırıldım" demek dünyada bir mazeret olarak kabul edilmeyeceği gibi ukbada da asla kabul edilmeyecek:
"Hepsi toplu halde Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz size uyduk. Şimdi siz bizden, Allah'ın azabından herhangi bir şey savabilir misiniz?" Büyüklük taslayanlar diyecekler ki: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir, kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"
"Allah'ın hükmü yerine getirilince Şeytan şöyle diyecektir: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size vaad ettim; ama size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de benim çağrıma hemen koştunuz. O halde beni kınamayınız, kendinizi kınayınız. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Şüphesiz daha önce ben, beni ortak koşmanızı inkâr ettim/kabul etmedim." Şüphesiz zâlimler için elem verici bir azap vardır." (İbrahim: 21-22).
Gözün neredeydi demezler mi?
Aklını neden kullanmadın demezler mi?
Gerçekleri görmek için yaratılan gözlerini bu amaçla değilse peki nerede kullandın demezler mi?
"Kandırıldım, kusura bakmayın" demek hangi mahkemede mazeret olarak kabul edilebilir?
"Kandırıldık" diyenler Kur'an gibi bir hayat kitabına da inandıklarını iddia ediyorlarsa inandırıcı olmaları büsbütün ortadan kalkmış demektir.
İnandığınızı iddia ettiğiniz Kerim Kitabın ilk emri "oku" idi ve siz beş vakit şu ayetleri okumakla mükellef idiniz:
"Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın."
"Şeytan sizin apaçık düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman tanıyın. O kendi taraftarlarını, ancak cehennemliklerden olmaya çağırır."(Fatır:5-6)
Bu ilahi ikazları kulağınıza küpe yapmalı değil miydiniz?
Aynı kitap şeytanların hem cinlerden hem de insanlardan olabileceklerini söylemiyor muydu?
Her iki şeytan gurubu da yandaşlarını, taraftarlarını, kendi guruplarını ateşe sürükleyecekleri haber verilmemiş miydi?
İnsan şeytanları ve gurupları sizin düşmanlarınız olduğu halde siz onları neden ısrarla dost bellediniz, dost diye tanıttınız sorusunu nasıl cevaplayacaksınız?
Cin şeytanları kendi hiziplerini ateşe sürükleyecekleri muhakkak olduğu halde neden onların ardına takıldınız denmeyecek mi?
Büyük şeytan, sizi ocağının başında bin bir ikramla beslediğine göre bunu karşılığını sizden kat kat çıkaracağını neden düşünmediniz?
Büyük şeytanın ocağının başında oturanın ardına takılanlar, izlediğiniz bu adımların sizi adım adım ateşe götüreceğini neden hesap etmediniz?
Büyük şeytanın ocağının başında oturanın ardına takılanları, düştükleri bu yanlış izde bırakanlar, sonucu gördükleri halde uyarmayanlar bunun hesabını nasıl verecekler?
Kartalın pençeleri arasında göklere doğru yükselen tavşanın "oh güzel uçuyoruz" diyerek sevinmesi ne kadar gülünç, ne kadar ahmakça ise, büyük şeytanın çizdiği proje çerçevesinde " oh ne güzel dünyaya açılıyoruz" demesi o kadar gülünç ve o kadar ahmakça değil mi idi?
Kartalın avını ne kadar yüksekten bırakırsa o kadar yemeye hazır hale geldiği gibi büyük şeytan da tuzağına düşürdüğü guruplarına "dünyaya açılıyoruz" hissini vererek gırtlağına kadar bataklığa saplayacağı bir hakikat değil miydi?
Kur'an'a inandığını iddia eden Müslümanlar, şeytanın maskarası olmuş ihanet şebekelerine neden inadı da arkalarına takıldılar?
Kur'an'a inandıklarını iddia eden yöneticiler, şeytanın maskarası olmuş ihanet şebekelerinin vatandaşlarını kandırmalarına neden ve niçin göz yumdular?
"Kandırıldım kusura bakmayın" tarzı bir mazeretin geçerli olduğu bir mahkemenin olmadığı, olmayacağı ilmi ve tecrübi bir gerçek değil miydi?
"Kandırıldım" demek dünyada bir mazeret olarak kabul edilmeyeceği gibi ukbada da asla kabul edilmeyecek:
"Hepsi toplu halde Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz size uyduk. Şimdi siz bizden, Allah'ın azabından herhangi bir şey savabilir misiniz?" Büyüklük taslayanlar diyecekler ki: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir, kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"
"Allah'ın hükmü yerine getirilince Şeytan şöyle diyecektir: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size vaad ettim; ama size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de benim çağrıma hemen koştunuz. O halde beni kınamayınız, kendinizi kınayınız. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Şüphesiz daha önce ben, beni ortak koşmanızı inkâr ettim/kabul etmedim." Şüphesiz zâlimler için elem verici bir azap vardır." (İbrahim: 21-22).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024