"Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur" diyerek KKTC'nin üzerine kendince bir çizgi atan Kanal 7'nin Hakan'ına diyeceklerimizi bugün de sürdürüceğiz.
Kıbrıs'ı bir yük, Türkiye'nin sırtında bir kambur görme ve Denktaş'ı oyun bozan olarak kabul etme noktasında Kanal 7 ile Sabah gazetesi hemfikir oldukları için, Coşkun Efendi, Kanal 7 ekranında unuttuklarını, yetiştiremediklerini Sabah'taki köşesinde tamamlamakta, köşesine sığdıramadıklarını da ekranda dile getirmektedir.
Yazdıklarını tekrar hatırlatalım:
"KKTC bir devlet değil, devletçilik oyunu oynanan bir yerdir. Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur. Zaten KKTC Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar vermiştir.
KKTC Türklerin yeryüzünde kurdukları son Türk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunlarla makul idari yapısının kötü bir şekilde kopya edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Son marifetimizdir yani. Belki de bu yüzden zavallı devletçik 'alaturkalık' illetiyle boğuşmaktadır."
Kanal 7'nin haber spikeri Coşkun Efendi'nin deli saçmaları ve zırvaları bu minval üzere devam ediyor. Görüldüğü gibi, bol keseden dağıtıyor. KKTC babasının tapulu malı ya, hiç tereddüt etmeden "varlığının sona erdirilmesinde bir sakınca yoktur" fermanını imzalamaktadır.
Yukarıya aldığımız satırların aynısı hem Yunan gazetelerinde, hem de Güney Kıbrıs'ta yayınlanan Rum gazetelerinde sıkça yer almaktadır.
Coşkun Efendi'nin Sabah'taki köşesinde yazdıkları da Rum ve Yunan gazetelerinde çıkan yazıların birer kopyası herhalde.
Kurulduğu günden bugüne yüzölçümünü yaklaşık ikiye katlamış olan Yunanistan'ın Annan Planı'nın hayata geçmesi ile dokuz bin kilometre daha büyüyecek olması, Rum ve Yunan muhiplerini belli ki fazlasıyla coşturmuş, öylesine ki, ağızlarından çıkanı kulakları duymayacak kadar, ölçüyü tartıyı kaybedecek kadar coşmuşlar.
"KKTC, Türklerin yeryüzünde kurdukları son Türk devletidir" derken bıyık altından gülen, pis pis sırıtan ve ardından da "son marifetimizdir yani" diyerek hayıflanan, pişmanlık sergileyen Coşkun Efendi'nin bu ifadeleri eminim ki, başta Papadapulos olmak üzere bütün Rumlardan, Yunan meslektaşlarından ve yeryüzünde Türk'ün ve Türk devletinin varlığından rahatsızlık duyan tüm çevreler tarafından bol bol alkış almıştır, tebrik telefonlarına mazhar olmuştur. Bu durumda, önümüzdeki günlerde hem Kanal 7 ekranlarında, hem de malum köşesinde daha yüksek sesle onların türkülerini söyleceğinin habercisidir.
Tarih boyunca onaltı Türk devleti kurmuş olan ve kurduğu son devleti de yaşatmak için canı dahil hiç bir fedakarlıktan kaçınmayacak olan Müslüman Türk milleti de bu milletin gür sesi Bağımsız Türkiye Partisi de, bu milletin sözcüsü elinizdeki gazete de, bu işbirlikçi çığırtkanları bir bir kaydediyor.
"Türklerin yeryüzünde kurdukları son Türk devleti" için siz hangi yetki ile, hangi selahiyetle ve kim adına; "varlığının ortadan kaldırılmasında bir sakınca yoktur" cüretini gösteriyorsunuz diye soruyor, soruyoruz.
Kıbrıs'ı bir yük, Türkiye'nin sırtında bir kambur görme ve Denktaş'ı oyun bozan olarak kabul etme noktasında Kanal 7 ile Sabah gazetesi hemfikir oldukları için, Coşkun Efendi, Kanal 7 ekranında unuttuklarını, yetiştiremediklerini Sabah'taki köşesinde tamamlamakta, köşesine sığdıramadıklarını da ekranda dile getirmektedir.
Yazdıklarını tekrar hatırlatalım:
"KKTC bir devlet değil, devletçilik oyunu oynanan bir yerdir. Varlığının sona erdirilmesinde hiç bir sakınca yoktur. Zaten KKTC Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar vermiştir.
KKTC Türklerin yeryüzünde kurdukları son Türk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunlarla makul idari yapısının kötü bir şekilde kopya edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Son marifetimizdir yani. Belki de bu yüzden zavallı devletçik 'alaturkalık' illetiyle boğuşmaktadır."
Kanal 7'nin haber spikeri Coşkun Efendi'nin deli saçmaları ve zırvaları bu minval üzere devam ediyor. Görüldüğü gibi, bol keseden dağıtıyor. KKTC babasının tapulu malı ya, hiç tereddüt etmeden "varlığının sona erdirilmesinde bir sakınca yoktur" fermanını imzalamaktadır.
Yukarıya aldığımız satırların aynısı hem Yunan gazetelerinde, hem de Güney Kıbrıs'ta yayınlanan Rum gazetelerinde sıkça yer almaktadır.
Coşkun Efendi'nin Sabah'taki köşesinde yazdıkları da Rum ve Yunan gazetelerinde çıkan yazıların birer kopyası herhalde.
Kurulduğu günden bugüne yüzölçümünü yaklaşık ikiye katlamış olan Yunanistan'ın Annan Planı'nın hayata geçmesi ile dokuz bin kilometre daha büyüyecek olması, Rum ve Yunan muhiplerini belli ki fazlasıyla coşturmuş, öylesine ki, ağızlarından çıkanı kulakları duymayacak kadar, ölçüyü tartıyı kaybedecek kadar coşmuşlar.
"KKTC, Türklerin yeryüzünde kurdukları son Türk devletidir" derken bıyık altından gülen, pis pis sırıtan ve ardından da "son marifetimizdir yani" diyerek hayıflanan, pişmanlık sergileyen Coşkun Efendi'nin bu ifadeleri eminim ki, başta Papadapulos olmak üzere bütün Rumlardan, Yunan meslektaşlarından ve yeryüzünde Türk'ün ve Türk devletinin varlığından rahatsızlık duyan tüm çevreler tarafından bol bol alkış almıştır, tebrik telefonlarına mazhar olmuştur. Bu durumda, önümüzdeki günlerde hem Kanal 7 ekranlarında, hem de malum köşesinde daha yüksek sesle onların türkülerini söyleceğinin habercisidir.
Tarih boyunca onaltı Türk devleti kurmuş olan ve kurduğu son devleti de yaşatmak için canı dahil hiç bir fedakarlıktan kaçınmayacak olan Müslüman Türk milleti de bu milletin gür sesi Bağımsız Türkiye Partisi de, bu milletin sözcüsü elinizdeki gazete de, bu işbirlikçi çığırtkanları bir bir kaydediyor.
"Türklerin yeryüzünde kurdukları son Türk devleti" için siz hangi yetki ile, hangi selahiyetle ve kim adına; "varlığının ortadan kaldırılmasında bir sakınca yoktur" cüretini gösteriyorsunuz diye soruyor, soruyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025