Günümüz Türkiye'sinde en çok konuşulan başlıklardan birisi de kadındır. Kadındır, çünkü en çok kullanılan, istismar edilen, zulmedilen, yerine göre kapitalizmin reklam aracı olan kadındır.
Şu da bir gerçektir ki, dünden bugüne demokratı da, liberali de, solcusu da, sağcısı da, milliyetçisi de, dincisi de iktidara geldiler, kendilerince sosyal düzenlemeler yaptılar yine kendilerince kadınlar için projeler açıkladılar. Sözde kadın dernekleri, kuruluşları filan gündemler oluşturdular.
Ama gel gör ki kadın, hüviyetinden uzaklaştı, zulme maruz kaldı, reklam aracı oldu. Hepimiz tanığız, senelerdir kadın-erkek eşitliği diye bir tartışma yaşanır ülkemizde. Ama bir netice çıkmaz ortaya. Bunun sebebi çok basittir; çünkü ne siyasetçisi ve ne de kadın hakları savunuculuğunu üstlenenler, 'kadını' tanımamaktadırlar.
Kadın insan mühendisidir, toplumun birinci mimarıdır. Annedir kadın, anne?
Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş diyor ki; "Bizde kadının bir hürriyet ve eşitlik problemi olmadığı gibi böyle bir kavganın yeri de, anlamı da yoktur. Nitekim matematiksel bir kuraldır ki, eşitlik ve eşitsizlik aynı cinslerin mukayesesinde söz konusudur?
Zira kadın ile erkek ne psikolojik ve ne de biyolojik olarak eşittirler. Yaradılışları farklı olduğu gibi vazifeleri ve sorumlulukları da farklı farklıdır. Saadeti ve huzuru bulabilmeleri için her biri yaradılışına uygun olan sahada hayatını devam ettirmeli, o görevi yüklenmelidir?
Kadın her şeyden önce bir anadır. Sabır, şefkat ve merhametle çocuğunu yetiştirir ve terbiye eder ki, bir baba çocuğu yetiştirmede bu derece sabır ve merhamet gösteremez. Zira kadının yaradılışındaki hususiyet, onu yüce ve farklı yapan sır iç âleminde baskın olan merhamet, şefkat, anlayış ve sabır gibi vasıflardır. Kadının bu vasıfları, aile ortamında anneliği yaşamasıyla beraber ortaya çıkar ve anne bu özellikleriyle toplumları, cemiyetleri, devletleri meydana getirecek, kâinata şekil verecek olan o varlığı, yani insanı yetiştirir?" (Veda Hutbesinde İnsan Hakları sh: 144?)
Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal Atatürk, kadına yönelik birçok uygulamaları hayata geçirmiş, kadınlara yüz yıllardır mahrum kaldıkları hakları onlara iade etmiştir.
M. Kemal Atatürk'ün şu söylemleri hem Atatürk'ün, hem de cumhuriyetin kadına bakışını özetler niteliktedir. Ayrıca sözde kadın hakları savunucularına ve Atatürk karşıtlarına kapak özelliği de taşımaktadır:
"Kadının en büyük görevi analıktır. İlk eğitim verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse bu görevin önemi daha iyi anlaşılır." (1923, İzmir) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 89)
* * *
"Büyük atalarımız ve onların anaları tarihin yaşanmışlığıyla sabittir ki cidden büyük erdemler göstermişlerdir. Burada birçok noktadan sayabileceğimiz o faziletlerin en büyüğü ve en önemlisi kıymetli evlatlar yetiştirmeleriydi." (AKDTYK. Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.155-156)
* * *
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye değersin."
"Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir." (1923)
* * *
"Kadınlarımız, erkeklerden daha çok aydın daha çok verimli daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar." (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.156).
Yarın devam edelim?
Şu da bir gerçektir ki, dünden bugüne demokratı da, liberali de, solcusu da, sağcısı da, milliyetçisi de, dincisi de iktidara geldiler, kendilerince sosyal düzenlemeler yaptılar yine kendilerince kadınlar için projeler açıkladılar. Sözde kadın dernekleri, kuruluşları filan gündemler oluşturdular.
Ama gel gör ki kadın, hüviyetinden uzaklaştı, zulme maruz kaldı, reklam aracı oldu. Hepimiz tanığız, senelerdir kadın-erkek eşitliği diye bir tartışma yaşanır ülkemizde. Ama bir netice çıkmaz ortaya. Bunun sebebi çok basittir; çünkü ne siyasetçisi ve ne de kadın hakları savunuculuğunu üstlenenler, 'kadını' tanımamaktadırlar.
Kadın insan mühendisidir, toplumun birinci mimarıdır. Annedir kadın, anne?
Bakın! Prof. Dr. Haydar Baş diyor ki; "Bizde kadının bir hürriyet ve eşitlik problemi olmadığı gibi böyle bir kavganın yeri de, anlamı da yoktur. Nitekim matematiksel bir kuraldır ki, eşitlik ve eşitsizlik aynı cinslerin mukayesesinde söz konusudur?
Zira kadın ile erkek ne psikolojik ve ne de biyolojik olarak eşittirler. Yaradılışları farklı olduğu gibi vazifeleri ve sorumlulukları da farklı farklıdır. Saadeti ve huzuru bulabilmeleri için her biri yaradılışına uygun olan sahada hayatını devam ettirmeli, o görevi yüklenmelidir?
Kadın her şeyden önce bir anadır. Sabır, şefkat ve merhametle çocuğunu yetiştirir ve terbiye eder ki, bir baba çocuğu yetiştirmede bu derece sabır ve merhamet gösteremez. Zira kadının yaradılışındaki hususiyet, onu yüce ve farklı yapan sır iç âleminde baskın olan merhamet, şefkat, anlayış ve sabır gibi vasıflardır. Kadının bu vasıfları, aile ortamında anneliği yaşamasıyla beraber ortaya çıkar ve anne bu özellikleriyle toplumları, cemiyetleri, devletleri meydana getirecek, kâinata şekil verecek olan o varlığı, yani insanı yetiştirir?" (Veda Hutbesinde İnsan Hakları sh: 144?)
Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal Atatürk, kadına yönelik birçok uygulamaları hayata geçirmiş, kadınlara yüz yıllardır mahrum kaldıkları hakları onlara iade etmiştir.
M. Kemal Atatürk'ün şu söylemleri hem Atatürk'ün, hem de cumhuriyetin kadına bakışını özetler niteliktedir. Ayrıca sözde kadın hakları savunucularına ve Atatürk karşıtlarına kapak özelliği de taşımaktadır:
"Kadının en büyük görevi analıktır. İlk eğitim verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse bu görevin önemi daha iyi anlaşılır." (1923, İzmir) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 89)
* * *
"Büyük atalarımız ve onların anaları tarihin yaşanmışlığıyla sabittir ki cidden büyük erdemler göstermişlerdir. Burada birçok noktadan sayabileceğimiz o faziletlerin en büyüğü ve en önemlisi kıymetli evlatlar yetiştirmeleriydi." (AKDTYK. Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Ankara, 1997, Cilt II, s.155-156)
* * *
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye değersin."
"Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir." (1923)
* * *
"Kadınlarımız, erkeklerden daha çok aydın daha çok verimli daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar." (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.156).
Yarın devam edelim?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025