Ak Saray'ın sakini 'illa başkanlık' diyor. Yaptığı konuşmalarda cumhurbaşkanlığının tarafsızlığını bir tarafa koyup, AKP'ye 400 milletvekilliği elde etmesi için hedef vermekten de geri kalmıyor. Devletin en tepesindeki makama yerleştiği halde ihtirasa kapılıp hep daha fazlasını isteyip başkanlık hayalleri kuranların durumunu anlamak mümkün. Ama herkesin değil, sadece bazı 'seçkinlerin' oturabileceği makamları ihdas etmek isteyenlere destek verenleri anlamak gerçekten çok zor.Bugün çok partili parlamenter sistemde Anadolu'nun bağrından çıkan herhangi bir kişi parti kurup bir başbakan olabilir. Ya da çalışırsa cumhurbaşkanı bile olabilir. Başkanlık sistemine geçilirse ancak bazı 'seçkinler' başkan olabilecektir. Başkanlık sisteminin en tehlikeli yanı ise Türkiye'nin federasyona dönüşmesini ve üniter yapının yok olmasını sağlayacak olmasıdır. Bu bağlamda başkanlık sistemi Türkiye'nin parçalanmasının tescili anlamına gelecektir ve bu aşamadan sonra geri dönüş çok zor olacak, belki de imkânsızlaşacaktır.7 Haziran seçimleri bu bağlamda Türkiye için bir kez daha kader seçimi mesabesindedir. Bu seçim, birilerinin ihtirası uğruna Türkiye'nin heba edilip edilmeyeceğine karar verileceği için kader seçimidir.AKP hükümeti nasıl bir ABD projesiyse başkanlık sistemi de böyle bir projedir. Kendisi bir ecnebi proje olan bir partinin kalkıp da milli bir proje ortaya koyması da zaten mümkün değildir.Hiçbir ithal proje bugüne kadar bize fayda getirmemiştir. Başkanlık sistemi de fayda değil, fitne ve bölünmeden başka bir şey getirmeyecektir. Atatürk 1922 yılında şunları söylemiştir: "Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir."Türkiye kalkınacaksa, daha zengin olacaksa, daha adaletli olacaksa, daha özgür ve demokratik olacaksa kendi fikrimizle, kendi aklımızla ve projelerimizle bunu başarmak zorundayız.Bunun başka yolu yoktur. Bu bağlamda Türkiye'de "Biz kendi fikrimizle, kendi aklımızla ve kendi projemizle kalkınabiliriz. Birinci yıl Avrupa'yı ikinci yıl ABD'yi geride bırakırız" diyebilen tek bir lider ve tek bir kadro var. Bu lider Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kadro ise Bağımsız Türkiye kadrolarıdır. Bundan dolayı, Prof. Dr. Haydar Baş?Bundan dolayı, Milli Ekonomi Modeli?Bundan dolayı, Bağımsız Türkiye Partisi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024