Şimdi iyi dinle, denileni tut ve unutma. Unutur, ihmal edersen başladığın yerden tekrar edersin.
Hâlbuki sen yolcusun, yürümen gerek. Bu yolda çeşitli mânialar olur. Onlara gözün takılmasın. Boş sözlerden kulağını sakındır. Aksi halde öyle bir zaman gelir ki, artık geriye dönüş olmaz.
Sonra? Evet, sonra hoş sesler duyarsın, güzel işaretler alırsın. "Ben, sizin rabbiniz değil miyim?" (Araf Suresi, 172) Bu ses ile bu ayetteki tecelliye erer, ötelere geçer, onları seyredersin.
"Aradığım bu, evet bu" dersin. Ve Rabbinin hitabına karşılık, "Sen, bizim rabbimizsin" diye verdiğin cevabı tarifsiz bir zevk ile yaşamaya başlarsın. Sonra bir hasrettir başlar…
Geldiğin âlem güzeldi, güzellerin güzeli bütün saltanatı ile sana göründü. Şimdi ise çuvaldasın veya bir et veya kemik kalıbındasın. Çamur kalıbı da diyebilirsin.
Geldiğin âleme hasretinden dolayı diyebilirsin ki çuval yırtılsın, hakikat yaşansın. Doğru ama hakikat ülkesine geçmek istersen bu zorluk, bu çile zaruridir. Can tende iken kalıbına ait olanları terk et ki, gizlenen zahir olsun.
Sen terk etmezsen o seni terk eder
Eğer o kalıbı terk etmezsen o, seni mutlaka terk edecek. "Her nefis ölümü tadacaktır" (Enbiya Suresi, 35) buyurdu Sübhan.
O halde bu terk (yani beden kalıbının terki) sünnetullahtır. O seni terk etmeden onu sen terk edersen, sen karlı çıkarsın. Yani 'hazreti insan' olursun…
Onun gözleri hep yaşlıdır
Takva sahibinin hali Allah'tan korkma halidir. Gözleri yaşlıdır. Her an nefsini muhasebe eder. Bazen korkusundan, bazen hayâsından, bazen Allah'ın (c.c) kalbine olan heybet tecellisinden, bazen taptığı hata yüzünden, bazen de aşkından ağlar.
Kısacası ağlar, hep ağlar… Bazen gözü ile bazen kalbi ile bazen sırrı ile ağlar… Hülasa-i kelam, o hangi sebeple ve hangi âlemde ağlarsa ağlasın, gözyaşları Allah (c.c) içindir. Onun için Allah (c.c) onun ağlamasını sevmiştir; "Onlar ağlar ve çeneleri üzerine kapanırlar…" (İsra Suresi, 109)
Seni eleştirmeleri normaldir
Sen, onların konusu olursun. Seni eleştirirler. Bu normaldir. Her ne kadar bastığınız arz aynı ise de, gönül ülkeleriniz farklıdır.
Dün seni sevenler, sana itimat edenler şimdi seni tenkit ederler. Bu işin kanunu budur. Hak, seni gizlemek için bunları araya bahane koymuştur. Dikkat et, sen ameli bozuk biri olsaydın, onların gündeminde olmayacaktın. Senin şimdi hatan aranıyor. Hatalı olanın hatası aranmaz, 'hatalıdır' denir, geçilir.
Hatırına tuhaf şeyler gelir, "Peki ama bu dedikoduya ne gerek var" dersin. Şimdi düşün, idrak et.
Her işin bir sermayesi vardır, külfet olmadan, nimet olmaz. "Ama ben ibadetle belli bir külfete katlandım, dahasına ne gerek var" diye düşünebilirsin.
Evet, doğru. Ama bu külfet seni sadece cennete ulaştırır. Hâlbuki sen, Cemalullah'ı istedin. O'nun sermayesi de nefistir, onu harcayacaksın…
Bela sana üç yönden gelir
Bela sana üç yönden gelir. Mal ile hastalık ile dedikodu ile. Bu üçünden biri ile gelir. Bazen üçü birden gelir. Bu zordur.
Şimdi sana biri geldi. Sabret, isyan etme. Sonu hayırlıdır. Bilmez misin ki, doğum için sancı gerek. Karanlık, güneşi getirir. Bir de bakarsın güneş doğdu, etraf göründü. Karanlığın örtüsü kalktı. Her şey ortadadır…
(Prof. Dr. Haydar Baş'ın Makalat adlı eserinden derlenmiştir)
(Prof. Dr. Haydar Baş'ın Makalat adlı eserinden derlenmiştir)
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt-4 / 26.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Ehl-i Beyt-2 / 24.12.2024
- Ehl-i Beyt-1 / 23.12.2024
- İyi dinle ve denileni tut / 22.12.2024
- İslam’a davet mektuplarındaki hikmetler / 21.12.2024
- Peygamber Efendimizin mucizeleri / 20.12.2024
- Peygamberimizin hilm ve cömertliği / 19.12.2024
- Peygamber sabrı miskinliği içermezdi / 18.12.2024
- Sünnet, Kuran’ın kendisidir / 17.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Ehl-i Beyt-2 / 24.12.2024
- Ehl-i Beyt-1 / 23.12.2024
- İyi dinle ve denileni tut / 22.12.2024
- İslam’a davet mektuplarındaki hikmetler / 21.12.2024
- Peygamber Efendimizin mucizeleri / 20.12.2024
- Peygamberimizin hilm ve cömertliği / 19.12.2024
- Peygamber sabrı miskinliği içermezdi / 18.12.2024
- Sünnet, Kuran’ın kendisidir / 17.12.2024