'İstanbul tetikte olmalı'
17 Ağustos’un 24. yıldönümü öncesinde açıklamalar yapan Deprem Uzmanı Prof. Dr. Hasgür, 'Bursa’da herhangi bir deprem olursa İstanbul tetikte olmalı' diyerek, Bursa ve Gemlik gibi Güney Marmara’da meydana gelebilecek bir depremin İstanbul’u da etkileyebileceğine dair kritik uyarılarda bulundu
15.08.2024 16:22:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depremi'nin 24. yıldönümünde, Türkiye'nin deprem gerçeği bir kez daha gündeme geliyor. 1150 km uzunluğundaki Kuzey Anadolu Dönüşüm Fayının, ülkemizin Kuzey-Batısında, İstanbul'dan 90 km uzakta, İzmit yakınlarında oluşan Mw=7.4 büyüklüğünde, şiddeti ve sarsıntısı, İstanbul dahil çok geniş alana yayılmış durumda. 17200'ün üzerine can kaybına ve 20 milyar doların üzerinde ekonomik kayba neden olan bu yıkıcı sarsıntı, Marmara Bölgesi'nde büyük felakete yol açtı. Can kaybının ve yaralamaların büyük çapta, Kocaeli, Sakarya ve Yalova şehirlerinde olduğu bu depremde, fay hattının ucundaki İstanbul'un Avrupa yakasında 1000'nin üzerinde can kaybı ile toplu kayba göre daha az hasar, yıkım gerçekleşmişti. Yıllar geçtikçe daha da yaklaşan İstanbul depremini de hatırlatan 17 Ağustos öncesi Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür de önemli uyarılarda bulundu.
Öncelikli olarak 1999'dan sonra bütün uyarılara rağmen İstanbul'daki yapı güvenliğine dair eleştirilerde bulunan Deprem Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, "Rantı büyük olan yerlerde yapılar yıkıldı ve yerine yeni apartmanlar yapıldı. Depremde hasar gören yapılarda, orta hasarlı olanlar güçlendirilebilirdi. Orta hasar olarak tanımlandığında, taşıyıcı sistemde çatlak genişliğinin nispeten büyük olmadığı, özellikle kolon başlarında kesme kırılma çatlaklarının sınırlı kaldığı, fazla hasar görmediği, kiriş-kolon düğüm noktası dışında kirişler veya duvarlar çatlak oluşumlu yapılar anlaşılmalıdır. Çok büyük alana yayılmış, 16 milyon nüfusa sahip, İstanbul'da acil olarak kamu yapıları olan okul ve bazı hastanelerimiz güçlendirilmesinin yanı sıra, kent içindeki asma köprümüzün halatlarının değişimi, betonarme ve ön -gerilmeli köprülerimiz, yaklaşım viyadüklerimizin güçlendirilmesinin dışında, İstanbul'da güçlendirilmiş yapı sayısı maalesef çok fazla yok" dedi. Hasgür ayrıca orta hasarlı yapıların güçlendirilmesinin önemine değinen Hasgür, bu tür yapıların günümüzde yeterince ele alınmadığını ve büyük bir yapı stoğunun deprem riski altında olduğuna işaret etti.
Hasgür, Kuzey Anadolu Fayı'nın Gölcük merkezli kısmında kırılmanın yaşandığını ve bu kırılmanın Kartal İlçesi'ne kadar ulaştığını belirtti. "Kartal'dan sonra 1912'de M=7.3 büyüklüğündeki Şarköy-Mürefte depremi ve 1999 depremi arasında kırılmayan bölgeler var. Bu bölgelerde depremler olabilir. Ayrıca, Bursa ve Gemlik gibi bölgelerde büyük depremlerin beklenmesi doğaldır. Bursa, Kuzey Anadolu Fayı'nın güney Marmara segmentinde yer alıyor ve burada büyük bir deprem bekleniyor" dedi. İstanbul'un da ikinci bir deprem için tetikte olması gerektiğini belirten Hasgür, "Güney Anadolu'da Doğu Anadolu Fayı'nda meydana gelen ardışık büyük depremler, Anadolu Levhacığını batıya doğru itmiştir; bu durumda kırılma enerjisini yükseltmiş olmasıyla batıda Bursa ve İstanbul'da depremin oluşumunu erkene alabilir ve etkileyebilir" uyarısında bulundu.
İstanbul'da hazırlıklar yeterli düzeyde değil
Öncelikli olarak 1999'dan sonra bütün uyarılara rağmen İstanbul'daki yapı güvenliğine dair eleştirilerde bulunan Deprem Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, "Rantı büyük olan yerlerde yapılar yıkıldı ve yerine yeni apartmanlar yapıldı. Depremde hasar gören yapılarda, orta hasarlı olanlar güçlendirilebilirdi. Orta hasar olarak tanımlandığında, taşıyıcı sistemde çatlak genişliğinin nispeten büyük olmadığı, özellikle kolon başlarında kesme kırılma çatlaklarının sınırlı kaldığı, fazla hasar görmediği, kiriş-kolon düğüm noktası dışında kirişler veya duvarlar çatlak oluşumlu yapılar anlaşılmalıdır. Çok büyük alana yayılmış, 16 milyon nüfusa sahip, İstanbul'da acil olarak kamu yapıları olan okul ve bazı hastanelerimiz güçlendirilmesinin yanı sıra, kent içindeki asma köprümüzün halatlarının değişimi, betonarme ve ön -gerilmeli köprülerimiz, yaklaşım viyadüklerimizin güçlendirilmesinin dışında, İstanbul'da güçlendirilmiş yapı sayısı maalesef çok fazla yok" dedi. Hasgür ayrıca orta hasarlı yapıların güçlendirilmesinin önemine değinen Hasgür, bu tür yapıların günümüzde yeterince ele alınmadığını ve büyük bir yapı stoğunun deprem riski altında olduğuna işaret etti.
Bursa'da büyük deprem bekleniyor
Hasgür, Kuzey Anadolu Fayı'nın Gölcük merkezli kısmında kırılmanın yaşandığını ve bu kırılmanın Kartal İlçesi'ne kadar ulaştığını belirtti. "Kartal'dan sonra 1912'de M=7.3 büyüklüğündeki Şarköy-Mürefte depremi ve 1999 depremi arasında kırılmayan bölgeler var. Bu bölgelerde depremler olabilir. Ayrıca, Bursa ve Gemlik gibi bölgelerde büyük depremlerin beklenmesi doğaldır. Bursa, Kuzey Anadolu Fayı'nın güney Marmara segmentinde yer alıyor ve burada büyük bir deprem bekleniyor" dedi. İstanbul'un da ikinci bir deprem için tetikte olması gerektiğini belirten Hasgür, "Güney Anadolu'da Doğu Anadolu Fayı'nda meydana gelen ardışık büyük depremler, Anadolu Levhacığını batıya doğru itmiştir; bu durumda kırılma enerjisini yükseltmiş olmasıyla batıda Bursa ve İstanbul'da depremin oluşumunu erkene alabilir ve etkileyebilir" uyarısında bulundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.