18 Ocak'ta Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic'le yaptığı toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile İsrail ilişkilerine dair önemli açıklamalar yapmıştı.
ABD'nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nden (EastMed) desteğini çekmesi ve İsrail'le yapılması muhtemel görüşmeler hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soru soruldu.
Malumunuz Eastmed Boru Hattı, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarını Kıbrıs ve Girit üstünden Yunanistan'a, oradan da İtalya üzerinden bütün Avrupa'ya ulaştırması planlanan doğalgaz boru hattı.
Söz konusu hattın 1900 kilometre uzunlukta olması ve yılda 10 milyar metreküp doğal gaz taşıma kapasitesi olacağı açıklanmıştı.
İşte bu konuda sorulara yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Berat Bey'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu zaman İsrail ile görüşmeler yapılıyordu ve bu görüşmelerde de İsrail buradan çıkacak gazla ilgili olarak Türkiye üzerinden bunun Avrupa'ya götürülmesi konusunda belli bir hedefe varılmıştı. Bunu yine gerçekleştirebiliriz. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Yitzak Hertzog'un Türkiye'ye bir ziyareti olabilir.
Hedef, olumlu yaklaşımlarla bir yere varmak. Yani bu olumlu yaklaşım kazan kazan esasına dayalı olduktan sonra biz Türkiye olarak elimizden geleni yaparız. Her şeyden önce siyasetçiyiz. Siyasetçiler olarak biz kavga için yokuz, barış için varız ve barış için ne gerekiyorsa eğer bu konuda petrol barışın bir aracı olacaksa bunu kullanırız."
Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var, ABD hatırı sayılır miktarlarda bir gaz ihracatçısı. Ve Rus gazı için olduğu gibi ABD gazı için de en büyük pazar Avrupa…
Türkiye de bu konuda ABD'nin sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sattığı pazarlardan biri. Üstelik Türkiye'ye LNG ihracatı 2018-2019 arasında yüzde 30 artmış.
Hal böyle olunca Avrupa pazarında başka bir güçle rakip olmak istemedikleri için yeni gaz kaynaklarının devreye girmesini istememe konusunda ABD ile Rusya ortak paydada buluşuyor dersek yanılmış olmayız.
Peki, Eastmed'i çıkarlarına tehdit olarak gören ABD, Türkiye ile İsrail arasında benzer bir proje tesis edilmesine sıcak bakar mı?
Şimdiden buna bir şey söylemek zor.
Ancak Türkiye ile İsrail arasındaki bağları kuvvetlendirecek hiçbir adıma ABD'nin karşı çıkacağını sanmıyorum. Üstelik Türkiye'nin Rus gazına bağımlılığını azaltıp, boşalan yeri İsrail gazının doldurması da hem ABD hem de İsrail'i memnun edecektir.
Siyasiler barış için mi var?
Bunları ifade ettikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yukarıda bir kısmına yer verdiğim söz konusu açıklamasındaki, "Siyasetçiler olarak biz kavga için yokuz, barış için varız ve barış için ne gerekiyorsa kullanırız" ifadelerinin altını çizmek isterim.
İsrail söz konusu olduğunda 'siyasetçiler barış için' var olabiliyorlarsa, neden Suriye söz konusu olduğunda siyasetçiler barış için var olamıyor?
Üstelik 12 yıl önce 29 Ocak 2009 tarihinde Sayın Erdoğan'ın Davos'ta 'one minute' dediği İsrail'le bugünkü İsrail farklı değil.
Gazze'de, Filistin'de işgal, cinayetler ve ablukalar bitmiş değil.
O zaman bu çifte standart değilse nedir?
Hükümet, İsrail'e gösterdiği bu cömert toleransı umarım Suriye'ye de göstermeyi başarabilir.
Ne de olsa siyasiler kavga için değil, barış için var değil mi?
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024