Yaşamımızı kolaylaştıran teknolojik cihazlar, çağrı cihazları, telsizler artık bir katliam aracına dönüştürüldü. Filistin topraklarında insanlık tarihinin en büyük soykırımını gerçekleştiren İsrail, insanlık tarihinin ilk siber savaşını da başlatmış oldu.
Esasen siber saldırının mağdurları Lübnan'daki siviller olduğundan buna "savaş" değil, "terör" demek gerekiyor. İsrail devletinin organizasyonuyla yapıldığı için de "siber devlet terörü" diyebiliriz. Hatta öyle bir terör eylemi ki, eşi ve benzeri yok.
Malum, 17 Eylül Salı günü Lübnan'da binlerce çağrı cihazı aynı anda patlamış ve bu patlamalar neticesinde Lübnan Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre 2'si çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 300'ü ağır 3 bine yakın kişi de yaralanmıştı.
Daha sonra da benzer şekilde bu sefer telsizlerde patlamalar meydana gelmiş ve 20 kişi ölmüş, 450'den fazla kişi de yaralanmıştı.
Bu siber terör saldırısıyla alakalı birçok haberler yayımlandı ve değerlendirmeler yapıldı. Ortak nokta; bu saldırıları İsrail'in yaptığı ve hedefinin de Lübnan'daki Hizbullah üyelerinin olduğu.
ABD'li New York Times gazetesi, İsrail'in Lübnan'da sürdürdüğü ölümcül saldırıların planlanma sürecini yazdı. Gazeteye göre plan aslında çok uzun süre önce devreye sokulmuştu. İsrail yıllar önce Hizbullah'ı hedef almak için 2 sahte şirket kurdu ve milyonlarca dolarlık yatırım yaptı.
Savunma ve istihbarat yetkililerinin iddiasına göre İsrail, tuzaklanmış çağrı cihazları ve telsizleri ayrıntılı bir planın parçası olarak kendisi üretti.
İsrail yıllardır sahip olduğu yüksek teknolojiyi Hizbullah gibi grupların üst düzey isimlerini hedef almak için kullanıyordu. İsrail, yüksek teknolojiyi kullanarak suikastlar düzenlemeye başlayınca, Hizbullah gelişmiş "gözetleme teknolojisinden" kaçınmak için bazı düşük teknolojili stratejiler kullanmaya başladı.
Lübnan'da patlayan çağrı cihazlarını üreten BAC Consulting, cihazları Tayvanlı bir şirket olan Gold Apollo adına üretmek üzere sözleşme imzalamış Macaristan merkezli bir şirketti. Gazeteye konuşan istihbarat görevlilerine göre, bu şirket İsrail'e ait bir paravandı ve cihazlar üreten kişilerin gerçek kimliklerini gizlemek için en az iki tane daha sahte şirket kuruldu.
BAC'ın bu süreçte sıradan müşteriler aldığını ve onlar için bir dizi sıradan çağrı cihazı ürettiğini öne süren istihbarat görevlileri gerçekten önemli olan tek müşterinin Hizbullah olduğunu ve çağrı cihazlarının patlayıcı PETN ile bağlanmış piller içerdiğini söyledi. Pentaeritritol tetranitrat veya yaygın kısaltılışıyla PETN, oldukça güçlü bir patlayıcı maddedir.
Bu arada Macar Hükümet Sözcüsü Zoltan Kovacs, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, söz konusu firmanın Macaristan'da herhangi bir üretimi ya da tesisinin bulunmadığını, bir aracı firma olduğunu kaydetti.
Kovacs, "Belirtilen adresinde kayıtlı bir müdürü var ve atıfta bulunulan cihazlar hiçbir zaman Macaristan'da bulunmadı" dedi. Arcidiacono Cristiana Rosaria ismindeki bir kadının BAC Consulting şirketinin genel müdürü ve sahibi olduğu belirtilirken, firmanın bakım çalışmasını ileri sürerek internet sitesini kapattığı ortaya çıktı.
Çağrı cihazları 2022 yazında az sayıda da olsa Lübnan'a gönderilmeye başlandı, ancak Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın cep telefonları hakkındaki konuşmasının ardından üretim hızla artırıldı.
Nasrallah, daha önce televizyonda yaptığı konuşmada, destekçilerine, telefonlarının İsrail casuslarından daha tehlikeli olduğunu, onları kırmaları, gömmeleri veya demir bir kutuya kilitlemeleri gerektiğini söylemişti.
Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Pat Ryder, "Bildiğim kadarıyla, ABD'nin bunda hiçbir dahli yok. Tekrar ediyorum, bu takip ettiğimiz bir konu" dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller ise, "ABD'nin bu işle bir ilgisinin olmadığını söyleyebilirim. ABD, bu olayla ilgili önceden bilgi sahibi de değildi. Şu anda olayla ilgili bilgi topluyoruz" ifadesini kullandı. Öte yandan, Miller, bir soru üzerine Hizbullah'a yönelik söz konusu saldırının "meşru" olduğunu savundu.
ABD'nin "Axios" haber platformunda yayımlanan haberde, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein'ın 16 Eylül'de İsrail'e yaptığı ziyaret sırasında Netanyahu'nun ordu ve istihbarat yetkilileriyle Lübnan'daki saldırının düzenlenip düzenlenmemesi konusunda güvenlik istişarelerinde bulunduğu belirtildi.
Netanyahu'nun Hochstein ile yaptığı görüşmede Lübnan'daki saldırı planına ilişkin ABD'li yetkiliye bilgi vermediği ifade edildi.
Lübnan'daki çağrı cihazlarının patlatılmasından kısa süre önce İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile telefonda görüştüğü kaydedildi. Görüşmede Gallant'ın Austin'e İsrail'in Lübnan'da bir "operasyon" düzenleyeceği bilgisini verdiği ancak saldırının detaylarını paylaşmadığı aktarıldı.
ABD basınında çıkan haberlere göre, ABD'li yetkililerin genel olarak Lübnan'a bir saldırı olacağından haberi var ama zamanı ve detayı hakkında bilgileri yok.
Bu konu hakkında yeni açıklamalar mutlaka olacaktır ama bizlerin üzerinde durması gereken asıl konu, siber güvenliğin artık ne kadar önemli hale geldiğidir.
Büyük Ortadoğu Projesi ve Büyük İsrail devleti projesi gibi kirli projelerin hedefinde olan Türkiye, bu ve daha tehlikeli olan siber saldırılara karşı mutlaka hazırlıklı olmalıdır. Bir dönem, Türkiye olarak bu devlet terörünü ortaya koyan İsrail ile askeri modernizasyon ve istihbarat anlaşmaları yaptığımız dikkate alındığında siber güvenliğin oldukça gerisinde olduğumuz kesindir.
Hem ekonomimizi gerçek anlamda millileştirmeliyiz, hem de teknolojimizi.
İthalata bağımlılığın nelere sebebiyet verdiğini, nasıl bedeller ödettiğini İsrail'in bu Lübnan saldırısında net olarak görmüş olduk.
- BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir / 27.12.2024
- BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir / 27.12.2024
- Asgari ücreti kim belirliyor; komisyon mu, yabancılar mı? / 25.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024