Yıllar önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günüydü. Her yerde kadının özgürlüğü ve iş hayatında yer almakla bunun gerçekleştiğine dair bir sürü beyanata rastlıyordum. Çalışan bir hanımın beyi olmam münasebetiyle bu konuda benim de söyleyecek birkaç sözüm var.
Eşim, Milli Eğitim'de orta kademede bir Türkçe öğretmeni. Öğretmenlik bir kadının belki yapabileceği en iyi mesleklerden biri. Nihayetinde bir anne olarak zaten doğal bir öğretmen. Özel okullarla kıyaslandığında devlette öğretmen olmak nispeten daha rahat.
Sebebi de şu: Özel okullar kâr etmek zorunda olduğu için öğretmenin daha çok zamanını kullanmak durumunda. Bu da özel okullarda öğretmenliği daha zor hale getiriyor. Neyse konumuz bu değil. Diyeceğim şu ki, devlet okulunda öğretmen olan eşim eve pestili çıkmış olarak geliyor.
Sınıflarda ortalama 40 çocuğa nefes tüketiyor. Eve gelince akşam için yemek yetiştirmeye çalışıyor. Allah'tan evde çamaşır makinesi var da onlar elde yıkanmıyor. Ama makineye koy, yıkandıktan sonra çıkar çamaşırlığa as. Bu bile vakit alan ayrı bir iş kalemi.
Hayat müşterek diyerek akşam yemekten sonra mutfakta yerleri ben süpürüyorum. Haftada bir genel bir temizlik yapıyoruz. Onu da çoluk çocuk hep beraber yapıyoruz. Yani eşime mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışıyorum. Bütün bunlara rağmen eşim gerek olmasa kesinlikle çalışmayı arzu etmiyor. Ev hanımı olmanın hayalini kuruyor.
Kızım 6'ncı sınıf öğrencisiydi. Annesinin halini görünce haliyle üzülüyor. Ve ileride özgür(?!) kadın olarak ne iş yaparım düşünüyor. En son psikolog olmaya karar verdi. Allah onun da yardımcısı olsun. İnşallah bu mesleği belli bir mesai saatini dolduracak şekilde yapmak zorunda kalmaz.
Bu arada zaman zaman eşimle konuşuyoruz. Kadın olarak hangi işi yapmak daha kolay olurdu diye. O bazen "keşke anaokulu öğretmeni olsaydım" diyor. Bense yazılımcı başka bir arkadaşımın eşinin evden çalıştığını duymuştum. Özel bir kanalın logo animasyonlarını yapıyormuş. Bu da güzelmiş. Aslında sanırım bir kadın için en rahat iş; mesai saati ve mekân kısıtlaması olmaksızın çalışabildiği, kendi kendinin patronu olduğu işler.
Bunlar evi ofis gibi kullanabileceği, bilgisayar başında yapabildiği işler olduğu gibi, özel ders, psikolojik rehberlik danışmanlık gibi işler de olabiliyor. Zaten eğitim seviyesi düşük olan hanımların bir kısmı da evlere verilen konfeksiyon, nakış vs. gibi işlerle bir gelir sahibi olabiliyor. Evde çalışmanın en büyük dezavantajı çocuklar tarafından çokça engellenme riskidir. O nedenle verim yaklaşık olarak yüzde elli oranında düşmektedir.
Velhasıl bana kalırsa kadınlar evin kraliçesi olduğu zaman mutludurlar. Hani bir askerlik tabiri vardır ya hür general diye. İşte bir kadın, iş hayatında rütbesi ne olursa olsun hür general olduğunda daha özgürdür ve daha mutludur.
- Gençlerin yurt dışı hayalleri / 03.02.2025
- Uzayda yaşam / 28.01.2025
- Terörist muhalifler! / 12.12.2024
- Mustafa / 09.11.2024
- Üçüncü boyut / 29.10.2024
- Erzincan altın madeni / 09.10.2024
- Bağımlılıktan kurtulmak / 01.10.2024
- 23’ünde bir delikanlı / 27.09.2024
- MEM'de komşu köyle alışveriş / 21.09.2024