2007 yılının Irak ve tüm bölge için kritik geçeceği ve Ortadoğu kazanının daha da fokurdayacağı son bir haftadır yaşadığımız gelişmelerle daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. ABD'nin Irak'la ilgili atacağı adımlar ve Türkiye'nin Irak'taki gelişmelere daha ne kadar ırak kalacağı konularının önümüzdeki günlerde netlik kazanması bekleniyor. Özellikle ABD'nin Irak hamleleri, Türkiye'nin pozisyonunu tayin edecek en önemli etken durumunda.Bu bağlamda önceki gün ABD Başkanı Bush'un açıkladığı yeni Irak planının detaylarını irdelemekte fayda var. İlk olarak, Bush yeni Irak planını açıkladığı saatlerde, ABD askerlerinin, sabaha karşı 03.00'te Erbil'deki İran temsilciliğine baskın düzenleyip, 5 İranlı konsolosluk görevlisini gözaltına almasını ve binadaki bilgisayarlara ve dökümanlara el konulmasını bir tarafa not etmeliyiz. Çünkü Türk askerinin başına geçirilen çuval hadisesinin bir benzeri, Erbil'deki İranlılara karşı gerçekleştirilmiş ve ABD'nin yeni dönemde İran'a karşı daha operasyonel ve agresif bir politika izleyeceğinin ilk işaretlerini vermiştir. ABD'nin bu baskını, son haftalarda daha sık gündeme gelen Irak Şiileri üzerinde artan İran etkisini engelleme girişimi olarak değerlendirilse de, ABD'nin Saddam'ın idamı konusunda İran'la yakınlaşan çizgisi ve idam sonrasında ortaya çıkan "ortak potada buluşma" fotoğrafı kafaları karıştırmaya devam ediyor. Bush'un yeni Irak stratejisinin en önemli cümlesi bence şu:"Hemen çekilirsek Irak parçalanır."Burada, ABD'nin Irak'ın parçalanmasını istemediği sonucundan ziyade, "parçalanmayı" şimdi istemediği sonucunu çıkarmalıyız. Çünkü Irak'ın işgal mantığı, Irak'ın parçalanma stratejisi üzerine kurulmuştu. Bu minval üzere de özellikle Irak'ın kuzeyindeki yapılanmaya her türlü destek ve koruma temin edilmiş, güneydeki Şii yapılanmanın önündeki tüm engeller kaldırılmıştı. İşte tam bu noktada, ABD'nin Erbil'deki İran temsilciliğine yapılan baskına dönüp, ABD'nin Irak'ın parçalanmasını şimdi neden istemediğine dair cevaplar arayabiliriz. ABD, Irak'ta artan İran etkisini "kontrol edilebilir" seviyeye indirene kadar (bu kontrol edilebilirlik içinde İran'ı tamamen safdışı bırakma seçeneği de kuvvetli bir şekilde yer alıyor) Irak'ın parçalanması sürecini tehir edecek. Ve bu tehir süreci, İran, Suriye ve hatta Türkiye ile girilecek ilişkilerin yoğun geçeceği ve çok radikal eylemlerin gerçekleşebileceği aktif bir süreç olacak.Irak'taki askeri başarısızlığını itiraf eden Bush'un önemli itiraflarından birisi de, Irak'ta bir başarısızlığın Amerika Birleşik Devletleri'nin felaketi anlamına geleceğinin farkında olması. Irak, gerçekten de ABD'nin sonu olabilecek bir bataklık. Çünkü ABD'nin önümüzdeki yıllara dair bütün hesapları, askeri stratejileri ve bölgesel senaryoları Irak ve çevresi üzerine şekillendirilmiş durumda. Sadece ABD değil, ABD'nin derin devleti olarak görülen dev şirketlerin, devletleri aşan ve hatta devletleri yönlendiren gizli planlarında da Irak ve çevresi en önemli parametre durumunda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012