İnşaat sektörü; iktidarın uyguladığı düşük kredi faizleri ve uygun inşaat maliyetlerinden dolayı ekonominin lokomotifi olarak gösteriliyordu.
Son günlerde inşaat sektörü kredi faizlerin yükselmesi, inşaat malzeme birim fiyatlarının artmasıyla ciddi bir krize girdi.
Geçen dönem MHP'den Kilis belediye başkan adayı olan, şimdilerde ise inşaat sektöründe faaliyet gösteren Alp Yapı inşaat yönetim kurulu başkanı Ömer Yabancı sektörünün içinde bulunduğu krizi ifade etmek için açıklamalarda bulundu.
Ömer Yabancı, "İnşaat sektörünün ana malzemesi olan demir ve çimentoda fiyat artışı inanılmaz derecede yüksek. Demir hammaddesi ve üretebilme kapasitesi olan ülkemizde demir fiyatlarının fahiş artışı, yerli hammadde ile üretilen çimentonun 150 TL den 450 TL ye çıkması; Türk ekonomisinin altına konulan dinamit, vatana yapılan ihanettir. Birkaç yerli-yabancı grubun tekelinde olan çimento fabrikalarında ve demirde görülen tekelleşme fiyat artışında keyfiliği, fırsatçılığı beraberinde getirmiştir.
Bu fırsatçı firmaların, döviz hareketliliğini bahane ederek yaptıkları zam üstüne zamlar, kendi sermayesiyle üretim yapmaya çalışan firmaları mahvetmiştir.
Pandemi öncesinde 300 bin TL civarındaki satılan evlerin fiyatı; bugünlerde 700 bin TL'ye dayandı. Yaklaşık iki katına çıkan ev fiyatları vatandaşımızın geliriyle asla eşdeğer değil. 700 bine dayanan bir daire fiyatı vatandaşın kazancının çok fazla üstünde kalıyor. Bunun yanında kiralık ev bulmak da artık bir mucize. Rekor seviyedeki fahiş fiyat artışları yetkili kurumlarca durdurulmalı, fırsatçılığa asla göz yumulmamalı ve demir ve çimentoya yapılan görülmemiş zamlar derhal geri çekilmeli" dedi.
Bu durum, ne yazık ki AKP iktidarının yanlış özelleştirme politikaları sonunda oluşan bir durumdur.
Güya rekabet olur, maliyet azalır, millet ucuza mal alır diye halkı inandırdılar ve devlet kurumlarını birer birer özelleştirdiler.
Gerçekten öyle mi oldu? Ne yazık ki hayır. Demir ve çimento sektörüne hakim olan ve tekelleşen para babaları; kuyruk kuyruğa sararak anlaştılar. Mallarını vatandaşa fahiş fiyatla satarak kazançlarına kazanç kattılar.
Bu duruma, Rekabet Kurumu'nun kurucu Başkanı Prof. Dr. Aydın Ayaydın da isyan etti.
Ayaydın, "Çimento sektörü son bir yılda hangi maliyet artışı ile çimento fiyatını yüzde 200 arttırdı? Bunu soran yok!
Kalker, kil ve marn hammaddelerinden oluşan çimentonun hangi hammaddesi dolarla alınıyor? Hammadde veya personel ücret artışının hangisinin bir yıldaki fiyat artışı yüzde 40'ı aştı? Hammaddeler dövizle bile alınsa Dolar ve Euro bu oranda artmadı. Çimento karteline tatlı kârın cazip gelmesi, onların bindikleri dalı kesmelerine sebep oluyor!
Türkiye'de rekabetin en çok ihlal edildiği sektör çimento sektörüdür. Bu ihlal ile halkın cebinden haksız yere daha fazla para çıkarken, rekabeti ihlal ederek kasalarını dolduran çimento sektörünün keyfi yerinde…
Çimento fabrikalarının birbirleriyle anlaşarak aşırı fiyat artışı yapmaları yasaktır ve böyle bir durum rekabeti açıkça ihlal etmektir" dedi.
Eğer bu sorun iktidar tarafından çözülmezse, iflaslarla birlikte, işsizler ordusuna yenileri katılacak demektir.
Gelinen nokta ülkenin, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'ne olan ihtiyacını ortaya koyuyor.
Bu böyle biline...
- Kilis Valisi ve Belediye Başkanı’na açık mektup / 07.12.2024
- Vergi, ceza, zam / 17.09.2024
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023