IMF'cilerin temcit pilavına son

Küresel aktörler ve işgal mühendisleri, bölgemizi parselliyorlar. İşgal, Irak'ta görüldüğü üzere onlara pahalıya patlıyor. Bu sebeple onlar için en iyi ve en ucuz yol, yerel taşeronlar kullanmak. Siyasal, kültürel, dinsel, medyatik şapkalı veya stratejik ortak patentli taşeronlar kullanmak.Bölgemizdeki AB'ci, ABD'ci ve IMF'ci iktidarların misyonu işte bu taşeronluk.Türkiye'yi işte bu adreste kaybediyoruz. Yerli taşeronlar, ülkeyi batırıyor. Kimi zaman muhafazakar, kimi zaman milliyetçi, kimi zaman dindarlıktan değişme mankafa liberal, kimi zaman takkeli kapitalist... Yıllardan beri münavebeli olarak işbaşına gelerek Türkiye'yi gelinen vahim noktalara sürükleyenler bunlar. Ama hepsinde karakter ortak: Amerikancı, IMF'ci, AB'ci, diyalogcu, IMF'ci, milli çözümden yoksun, milli duruştan, milli kimlikten mahrum. Haçlı medeniyeti karşısında kompleksli, yedi büklüm.Türkiye, bu tip kimlik bunalımlı siyasetçilerden, bu tip bukalemun muhafazakarlardan, bu tip heybesinde kuru sloganlardan gayrı bir çözüm bulunmayan milliyetçilerden çekti ne çektiyse.İşte bunlara "toptan el çektirme" vaktindeyiz... Çaresi olan ortaya koysun; yok ki; keşke olsa.O zaman, yerli bir çaresi ve milli bir çözümü olmayan, insaf etsin Allah aşkına... Vatana, millete, devlete, dine acısın.Hepsi nöbetlerini geçirmediler mi? Hepsi koltuğa oturmadılar mı? Millet, hepsine "buyurun yapın" deyip Ankara'ya oturtmadı mı? Boylarının ölçüsü ortaya çıkmadı mı hepsinin?AB'ci, IMF'ci, Amerikancı ya da kof çıktılar.O halde ne diye hala, Türk milletini, temcit pilavı gibi eskinin kuru iddialarıyla ve kof sloganlarıyla uğraştırıyorlar? Bunların ülkeyi batıran icraatları üzerine gelen AKP iktidarı, el-Fatiha çekti... Ekonomi mevta, tüketim mevta, üretim mevta, sosyal devlet mevta, bütçe mevta, millet mevta, medeniyet mevta, bölge mevta... Mevta olmayan ne var?Faizciler, rantçılar ve devlet ihalesiyle midelerini şişirenler.Eski adı DİE olan TÜİK'li dostlarım incinmiş? TÜİK'in 4 kişilik hanenin aylık açlık sınırı olarak açıkladığı 182 milyonu, niye "bu rakam, açlık sınırı değil, ölüm sınırı" diye nitelendirmişim? "Bu rakam, 'köprü altındaki' 4 kişilik hanenin açlık sınırı dahi değil; bu, ölüm sınırı, ölüm" dediğim için incinmişler. Ben aynı kanaatteyim; hatta büyük şehirlerde ve Anadolu'da turladıkça bu kanaatim gün be gün pekişmektedir.TÜİK, IMF'ci AKP'nin değirmenine su taşımaktan vazgeçsin.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın milletimizin ve insanlığın önüne getirdiği Milli Ekonomi Modeli'nin istatistik hesaplarını, kurtuluş formüllerini, milli çareleri ve Sosyal Devleti konuşsun... Milletin gerçeklerine göre istatistikler üretsin; AKP'ye göre değil.AKP'ye vebal olarak, Kasım 2002'de devraldığı 200 milyar dolarlık iç-dış borç toplamını, bugün 430 milyar dolar kabartması yeter.AKP'ye vebal olarak borçların sadece yıllık faizlerini 130 katrilyona fırlatması yeter. Ne "iskontolu tahvil" numarası, ne de bir başka "iskontolu devlet seneti" milletin sırtındaki bu borç ve faiz yükünü gizlemeye, "bütçede göstermeme'ye yetmez. AKP veya TÜİK, bu vebalini gizleyemez.230 milyar dolarlık ek borç yükü, 230 bin fabrika demek... Bir o kadar da istihdam demek, iş-aş demek... Milletin elindeki bu büyük lokmayı, ecnebi tefecilerine veya onların yerli taşeronlarına peşkeş çekmek, AKP'ye vebal olarak yeter. TÜİK diyor ki, en yoksul yüzde 20'lik kesim gelirden yüzde 6'lık pay aldı. Bu yoksuların toplam harcamalar içerisindeki payı ise yüzde 9.1. Bu yoksullar, harcamalarının yüzde 25.2'sini ise borçlanarak finanse etmek zorunda kaldı.Devlet, milletini açlığa ve ölüme mahkum edemez. Devlet, milletini parasızlık ve borç yüzünden intihara sürükleyemez. Devlet'in millete bakan yüzü Sosyal Devlet'tir... Karakteri Sosyal Devlet olmayan devlet, milletini ya intihar ilmeklerinde veya bunalımlarla yitirir, ya da ecnebilerin tuzaklarında yitirir.Bütün bunlara "yerli çareler ve milli çözümler" sunan tek parti BTP'dir. Türk Milleti'ne vatandaşlık maaşı bağlayacağız diyen ve kaynaklarını açıklayan tek lider, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş'tır. Milli Ekonomi'nin kitabını yazan Prof. Dr. Baş'tır.Dünyanın ekonomi uzmanları ve bilim adamları bu gerçeği ilan etti; milletimiz de bu gerçeği gördü.Türkiye ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar ve onların yerli taşeronları, bu gerçeği örtmeye veya balçıkla sıvamaya kalkışıyorlar... İşin ilginç tarafı, bu gerçeği, balçıkla sıvamaya kalkışanlar da Milli Ekonomi Modeli'nin tek kurtuluş olduğunu ikrar ve itiraf ediyorlar.Son tahlilde ise şunu diyorlar; tamam ama yaptırmazlar. Bu psikolojik savaşın yerli borazanları ve taşeronları, milletin şu karşılıklarıyla şoka oluyorlar:Sen, ülkeyi 430 milyar dolar borca batırırken yaptırıyorlar da; Prof. Dr. Baş, bütün borçları öderken mi yaptırmayacaklar? Sen, milleti bir lokma ekmeğe ve ecnebinin insafına terk ederken yaptırıyorlar da; Prof. Dr. Baş, 70 milyon herkese "vatandaşlık maaşı" bağlarken mi yaptırmayacaklar? Sen, vatan sathındaki tüm fabrikaları ve kaynakları yabancılara peşkeş çekerken yaptırıyorlar da; Prof. Dr. Baş, bütün fabrikaların bacasını tüttüreceğinde mi yaptırmayacaklar? Sen, vatanı satarken yaptırıyorlar da; Prof. Dr. Baş, vatanına sahip çıktığı zaman mı engel olacaklar?O zaman sen kimlerle işbirliği halindesin, sen kimin adamısın, kimin taşeronusun? Hadi bakayım oradan... Geri dön marş marş!Türk Milleti, Kurtuluş ve Çanakkale destanları gibi nice destanlar yazmış "bağımsız karakterli bir millet"tir; hiç kimse onun gönlüne korku ve evham salarak onu teslim alamaz. Millet, bunu haykırıyor.Milletimiz ile BTP'nin buluşma noktası işte bu ruhtur.