logo
10 ŞUBAT 2025

İmam Musa Kazım’ın gösterdiği keramet

Hârun’un katlettiği Ehl-i Beyt mensuplarından biri de İmam Hasan’ın (a.s.) torunlarından Yahya b. Abdullah’tır

30.12.2023 08:37:00
Hasan Parlak
İmam Musa Kazım’ın gösterdiği keramet
İmam Musa Kazım’ın gösterdiği keramet
Hârun'un katlettiği Ehl-i Beyt mensuplarından biri de İmam Hasan'ın (a.s.) torunlarından Yahya b. Abdullah'tır.

Yahya b. Abdullah, İmam Ca'fer es-Sâdık'ın (a.s.) medhiyesine mazhar olmuştur.

Yahya b. Abdullah, Fehh olayında yani Ali oğlu Hüseyin'in Abbâsî zulmüne karşı başkaldırısında, Hüseyin'in ordusuna dâhil olmuştur. Onun şehâdetinden sonra bir grupla beraber Deylem'e gitti. Ve orada hatırı sayılır bir grup kendisine dâhil oldu.

Hârun, Fadl b. Yahya Bermekî'yi, bir ordu ile Deylem'e gönderdi.

Hârun'un, Yahya b. Abdullah'ı katletme sürecine geçmeden, İmam Mûsâ Kâzım'ın Yahya b. Abdullah'a yazdığı müthiş nasihati verelim. Bu nasihat dolu mektup, Hârun Reşid'in eline geçmiş ve bir şekilde geçici de olsa onun hakkındaki intibaını değiştirmesine vesile olmuştur.

Abdullah b. İbrahim el-Ca'ferî şöyle rivâyet etmiştir: "Yahya b. Abdullah b. Hasan, Mûsâ b. Ca'fer'e (aleyhisselâm) şöyle bir mektup yazdı:

"İmdi... Ben, nefsime Allah'tan korkmayı tavsiye ediyorum. Aynını sana da tavsiye ediyorum. Çünkü bu, Allah'ın ilk kuşaklara ve son kuşaklara yönelik tavsiyesidir, Allah'ın dinini yayın. Ona itaat edilmesi için çabalayan Allah dostlarından bana haber verdi ki, öldürüleceğim diye bana acıyormuşsun, bununla beraber yardım etmek istemiyor musun?

Ben, insanları, Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve âlihi) soyundan herkesin râzı olacağı birine biat etmek üzere davet etme hususunda sana danıştım ama sen bundan kaçındın. Senden önce baban da kaçınmıştı.

Eskiden beri, size ait olmayan bir yetkiye sahip olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Arzularınızı, Allah'ın size vermediği makamlara kadar genişlettiniz. Böylece hevânızın peşine düştünüz. Dolayısıyla saptınız. Ben, Allah'ın insanları sakındırdığı azabından seni sa¬kındırıyorum."

Ebû'l-Hasan Mûsâ b. Ca'fer (aleyhisselâm) ona şu cevabı yazdı:

'Ebû Abdullah Ca'fer'in ve Ali'nin oğlu, bu ikisi, Allah karşısında zelîl olma ve O'na itaat hususunda ortaktır. Mûsâ'dan, Yahya b. Abdullah b. Hasan'a...

Şimdi... Ben, seni ve nefsini Allah'tan sakındırırım. O'nun elem verici azabını, şiddetli cezasını, eksiksiz karşılığını bildiririm. Sana ve kendime Allah'tan korkmayı tavsiye ederim.

Çünkü takva, konuşmanın süsü ve nimetlerin kalıcılığının sebebidir. Mektubun bana geldi. Orada benim ve babamın daha önce makam ve mevki iddiasında bulunduğumuzu belirtiyorsun. Oysa benden böyle bir şey duymuş değilsin.

'Onların şahitlikleri yazılacak ve bundan sorumlu tutulacaklardır.' 

Dünya hırsı ve dünyevî ihtiraslar, dünya ehlinin uhrevî arzuların peşine düşmesine engel olur. Daha dünyadayken uhrevî hedefleri ifsad olur. Benim, senin elindeki makamı istediğim için, insanları sana uymaktan alıkoyduğumdan söz ediyorsun.

Eğer benim, senin sevdiğin yola eğilimim olsaydı, hiç kuşkusuz, yöntemle ilgili zayıflık ve kanıta ilişkin yetersiz gözlem, beni bundan alıkoyamazdı.

Allah, insanları çeşitli etkenlerin karışımından oluşan bir hamurdan yaratmış, garip duygulara ve çeşitli karakter yapılarına sahip kılmıştır. Sana iki kelimenin ne olduğunu soracağım. Bedeninde bulunan el-Atref ve insanda bulunan es-Suhlec (Atref, Suhlec: İnsan bedeninde bulunan iki organdır; ancak tıp biliminde bu isimlerle bilinmez) nedir? Bunun cevabını daha sonra bana yaz.

Sana tavsiyem, halifeye başkaldırmaktan kaçın... Ona iyilik etmeni, ona itaat etmeni tavsiye ederim. Pençeler seni tutmadan, sıkboğaz edilmeden, nefes alamayacak, bir çıkış yolu bulamayacak hâle düşmeden kendin için ondan eman dilemeni tavsiye ederim.

Belki Allah, halifenin iyiliği, lutfu ve şefkati aracılığıyla sana iyilikte bulunur. Sana eman verir, sana acır ve senin aracılığınla Resûlullah'ın akrabalarını korumuş olur. 'Selâm, hidâyete tâbi olanların üzerinedir. Bize vahyedildi ki azap, yalanlayıp yüz çevirenlerin üzerinedir." 

el-Ca'ferî der ki: Duydum ki, Mûsâ b. Ca'fer'in (aleyhisselâm) bu mektubu Halife Hârun'un eline geçmiş.

Halife mektubu okuyunca, 'İnsanlar, beni Mûsâ b. Ca'fer aleyhine kışkırtıyorlardı. Hâlbuki o, kendisine yöneltilen suçlamalar-dan berîdir' demiş."

Fadl, Deylem'e girdikten sonra, Hârun Reşid'in talimatına göre önce kendisini elçi gibi göstermiş, aman verilmesini teklif etmiştir.

Yahya b. Abdullah, yanındakilerin dağılmak üzere olduğunu görünce bu emannameyi kabul etmiştir.

Hârun bizzat kendi eliyle emanname hazırlamış, ileri gelen birkaç adamını da şahit tutmuştur.

Bu emannamenin verilmesi ile Yahya Bağdat'a getirildi.

Hârun Reşid, Yahya'ya Ehl-i Beyt soyundan olması sebebiyle güvenmiyordu.

Yerine geçeceği endişesi içindeydi. Etrafına adamlar toplayarak hilafeti eline geçireceğine dâir suçlamalarda bulundu.

Ancak verdiği emanname sebebiyle onu öldürtemiyordu.

Pişmanlık içinde tanınmış fakih ve kadılardan oluşan bir gruba durumu tekrar değerlendirtti.

Muhammed Hasan Şeybanî, Hasan b. Ziyad Lu'luî, Ebû'l-Buh- terî'den oluşan komisyona, emannamenin doğruluğunu araştırttı.

Muhammed b. Hasan, emannameyi okuduğunda çok doğru ve sağlam olduğunu belirtti.

Ebû'l-Buhterî ise, Hârun'a karşı vazifesini yaptı ve "bu "Emanname sahtedir. Yahya halifeye karşı geldi, "boynunu vurun, kanı benim boynuma" diye fetva verdi.

Hârun, "Emanname bâtılsa onu yırt" dedi.

Ebû'l-Buhterî, emannameye tükürerek onu yırttı!

Hârun Reşid, bu yalan fetvayı veren kişiye bir milyon altı yüz bin dirhem bahşiş verip, onu kadı yaptı. 

Kadı Ebû Yûsuf, Hârun Reşid'in değer verdiği kişilerin başında idi. Yorum kabiliyeti ve güçlü mantığı ile onun istediklerini İslam'a uygun kalıplara göre fetva hâline getiriyordu.

Hârun'un hilafetinde her gün bir deve yavrusu kesiliyordu.

Deve yavrusunun etinden yapılan böyle bir yemeği yediği sırada, Ca'fer Bermekî, "Halifenin yediği bu yemek dört yüz bin dirheme mâl oldu" dedi.

Hârun bu rakamın çok fazla olduğunu söylediğinde, Bermekî, "Bir süre önce halife böyle bir yemek istemişti. Fakat o zaman et olmadığı için yapılamamıştı. O günden sonra her gün halifenin mutfağında bir deve yavrusu kesiliyordu. Şimdiye kadar kesilen bu develerin değeri dört yüz bin dirhemi bulmaktadır!" dedi.

Hârun Reşid, o zamana kadar yaptığı israflar yeni aklına gelmiş gibi büyük bir pişmanlığa kapıldı. Hatasını telafi etmek için sadaka olarak birkaç milyon dirhem dağıtılmasını emretti.

Ancak sadaka olarak dağıttıkları da beytü'l-mal'den verilmekte idi. Yani, Müslümanlara dağıtılması gerekirken, halifenin özel malı gibi kullanılan devlet malı idi.

Hârun hemen kadısı Ebû Yûsuf'a başvurdu. Ebû Yûsuf bu israfı öyle bir kalıba soktu ki, Hârun'un her yaptığı sevap hâline geldi.

Ebû Yûsuf, Ca'fer'e dönerek, "Bu develerin etleri zâyi mi ediliyordu, halka mı dağıtılıyordu?" dedi.

Ca'fer, "Halka dağıtılıyordu" dedi.

Ebû Yûsuf, sevinçle, "Müjdeler olsun! Halife büyük bir sevaba nâil olmuştur. Çünkü bu süre içinde hazırlanan etler, Müslümanlara dağıtılmış ve Allah büyük bir sadakayı dağıtmayı halifeye nasip etmiştir" diye fetva vermiştir. 

Bu fetvalar, Hârun Reşid'i İslam sınırları içinde hareket eden ölçülü bir halife olarak göstermiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)


Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
İsrail, 7 Ekim'deki başarısızlıkları soruşturmuyor
Devlet komisyonu kurulması kararı çıkmadı
Hamas'tan Trump'a tepki
Gazze'yi satın almaya hazırım demişti
İstanbul için yeniden kar alarmı
Kuvvetli rüzgar ve dona dikkat
TÜİK işsizlik oranını açıkladı
3 milyon işsiz var!
Dolar 36 lira sınırını geçti
Yeni hafta rekorla başladı
En önemli adasında işler bitik!
Deprem dalgası Yunan ekonomisini yere seriyor
Gazze’de rol değişimi
ABD, Gazze'yi sahiplenirse kim ne diyebilir?
Büyük deprem yolda mı?
Ege Denizi beşikten de beter
Trump'a ilk cevap 5 gün sonra geldi
Erdoğan'dan İmamoğlu'na eleştiri
Uzmanı uyarıyor
Covid-19 geçirenler işi sıkı tutsun
Büyük cesaret!
Vatandaşlar bankalara korkmadan borçlanıyor!
Unda bir tuhaflık var
TMO aldığı buğdayı koruyamadı
Bakliyatta ithalat tam gaz
Meksika'da üretiliyor, Türkiye'de tüketiliyor
Okan Buruk: 'Biz beklemiyorduk ama bekleyenler varmış'
Murat Sancak: ‘Okan Hoca benim ağzımı açtırma’
‘Kral çıplak’
Ahmet Çakar, Murat Sancak’ı tebrik etti
İsrail, 7 Ekim'deki başarısızlıkları soruşturmuyor
Devlet komisyonu kurulması kararı çıkmadı
Hamas'tan Trump'a tepki
Gazze'yi satın almaya hazırım demişti
İstanbul için yeniden kar alarmı
Kuvvetli rüzgar ve dona dikkat
TÜİK işsizlik oranını açıkladı
3 milyon işsiz var!
Dolar 36 lira sınırını geçti
Yeni hafta rekorla başladı
En önemli adasında işler bitik!
Deprem dalgası Yunan ekonomisini yere seriyor
Gazze’de rol değişimi
ABD, Gazze'yi sahiplenirse kim ne diyebilir?
Büyük deprem yolda mı?
Ege Denizi beşikten de beter
Trump'a ilk cevap 5 gün sonra geldi
Erdoğan'dan İmamoğlu'na eleştiri
Uzmanı uyarıyor
Covid-19 geçirenler işi sıkı tutsun
Büyük cesaret!
Vatandaşlar bankalara korkmadan borçlanıyor!
Unda bir tuhaflık var
TMO aldığı buğdayı koruyamadı
Bakliyatta ithalat tam gaz
Meksika'da üretiliyor, Türkiye'de tüketiliyor
Okan Buruk: 'Biz beklemiyorduk ama bekleyenler varmış'
Murat Sancak: ‘Okan Hoca benim ağzımı açtırma’
‘Kral çıplak’
Ahmet Çakar, Murat Sancak’ı tebrik etti
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.