İmam, Gulat akımına lanet etti
İmam Muhammed Bâkır (a.s.), Gulat'ın liderleri Muğire ve Benan et-Tebban'a Ehl-i Beyt hakkında yalan söyledikleri için beddua etmiştir
13.04.2023 11:00:00 / Güncelleme: 13.04.2023 12:43:43





Tarihçilere göre o dönemde topluma en zarar veren akım Gulat'tı. Gulat düşüncesinin mensupları şuna inanıyorlardı:
"Ruhânî bir varlığın cismânî bir bedenle zuhur etmesi hiçbir akıl sahibinin inkâr etmediği bir gerçektir. Hayır, yönünde Cebrail'in bazı şahısların sûretinde görünmesini, bedevî kılığına girmesini ve beşer olarak temessül etmesini örnek gösterebiliriz. Şer yönünde de, Şeytan'ın insan sûretine girip onun sûretinde günah işlemesini, cinlerin bazı şahısların kılığında zuhur etmesini ve onların diliyle konuşmasını örnek gösterebiliriz. Resûlullah'tan (s.a.a.) sonra Ali'den (a.s.) daha üstün biri yoktur. Ondan sonra da evlatları gelir. Onlar varlıkların en hayırlılarıdır. Hak Teâlâ, onların sûretinde zuhur etmiş, onların diliyle konuşmuş, onların elleri ile tutmuştur. Bu durum başkaları için geçerli değildir."
Bu düşünceden dolayı söz konusu gruba "Aliyullahiler" adı verilmiştir. Onların bu özelliği sadece Ali'ye (a.s.) özgü kılmaları da Ali'nin (a.s.) Allah katından sırların gizliliklerini bilme özelliğine sahip kılınmış olmasından ileri geliyordu.
Gulat hareketi, Emeviler'in son dönemlerinde ortaya çıktı. Reisleri Ebu'l-Hattab, düşüncelerini Kûfe'de büyük bir gizlilik içinde yayıyordu. Ebu'l-Hattab'ın Kûfe'yi tercih etmesi tesadüf değildi. Çünkü Kûfe'nin Ehl-i Beyt destekçilerinin ana merkezi olduğunu biliyordu. O dönemde Kûfe siyasal bir çalkalanma yaşıyordu. Abbasiler hedeflerine ulaşmak üzereydiler. Ebu'l-Hattab Ehl-i Beyt destekçilerinin yoğun olduğu Kûfe'de başarıya ulaşmak ve onlara ağır bir darbe indirmek istiyordu.
Ebu'l-Hattab, Ehl-i Beyt İmamlarının peygamber olduklarını, ardından da tanrı olduklarını öne sürdü.
İmam Muhammed Bâkır (a.s.) zamanında Gulat'ın lideri Muğire b. Said el-İclî idi.
Muğire Ebu Câfer'in (a.s.) huzuruna çıktı ve şöyle dedi:
"Gaybı biliyorum, de, sana Irak'ı sunayım."
İmam Bâkır (a.s.), onu sert bir şekilde itti, duymaktan hoşlanmayacağı sözleri söyledi ve ondan yüz çevirdi. Sonra Ebu Hâşim Abdullah b. Muhammed b. Hanefiyye'ye gitti. Ve aynı sözleri ona söyledi. Ebu Hâşim onun üzerine sıçradı, ona çok sert bir darbe vurdu. Adam az kalsın ölecekti. İyileştikten sonra Kûfe'ye geldi. İyi bir göz bağlayıcı idi. İnsanları görüşlerine uymaya çağırdı. Böylece onları doğru yoldan uzaklaştırdı. Birçok kişi ona uydu.
İmam Ebu Câfer (a.s.), Muği- re'ye beddua etmiştir: "Allah Muğire'ye lanet etsin! Bizim adımıza yalan söylüyordu."
İmam Bâkır (a.s.), Gulat'ın diğer liderlerinden Benan et-Tebban hakkında da şöyle buyurmuştur:
"Allah, Benan et-Tebban'a lanet etsin. Çünkü Benan, babam adına yalan söylüyordu."
"Ruhânî bir varlığın cismânî bir bedenle zuhur etmesi hiçbir akıl sahibinin inkâr etmediği bir gerçektir. Hayır, yönünde Cebrail'in bazı şahısların sûretinde görünmesini, bedevî kılığına girmesini ve beşer olarak temessül etmesini örnek gösterebiliriz. Şer yönünde de, Şeytan'ın insan sûretine girip onun sûretinde günah işlemesini, cinlerin bazı şahısların kılığında zuhur etmesini ve onların diliyle konuşmasını örnek gösterebiliriz. Resûlullah'tan (s.a.a.) sonra Ali'den (a.s.) daha üstün biri yoktur. Ondan sonra da evlatları gelir. Onlar varlıkların en hayırlılarıdır. Hak Teâlâ, onların sûretinde zuhur etmiş, onların diliyle konuşmuş, onların elleri ile tutmuştur. Bu durum başkaları için geçerli değildir."
Bu düşünceden dolayı söz konusu gruba "Aliyullahiler" adı verilmiştir. Onların bu özelliği sadece Ali'ye (a.s.) özgü kılmaları da Ali'nin (a.s.) Allah katından sırların gizliliklerini bilme özelliğine sahip kılınmış olmasından ileri geliyordu.
Gulat hareketi, Emeviler'in son dönemlerinde ortaya çıktı. Reisleri Ebu'l-Hattab, düşüncelerini Kûfe'de büyük bir gizlilik içinde yayıyordu. Ebu'l-Hattab'ın Kûfe'yi tercih etmesi tesadüf değildi. Çünkü Kûfe'nin Ehl-i Beyt destekçilerinin ana merkezi olduğunu biliyordu. O dönemde Kûfe siyasal bir çalkalanma yaşıyordu. Abbasiler hedeflerine ulaşmak üzereydiler. Ebu'l-Hattab Ehl-i Beyt destekçilerinin yoğun olduğu Kûfe'de başarıya ulaşmak ve onlara ağır bir darbe indirmek istiyordu.
Ebu'l-Hattab, Ehl-i Beyt İmamlarının peygamber olduklarını, ardından da tanrı olduklarını öne sürdü.
İmam Muhammed Bâkır (a.s.) zamanında Gulat'ın lideri Muğire b. Said el-İclî idi.
Muğire Ebu Câfer'in (a.s.) huzuruna çıktı ve şöyle dedi:
"Gaybı biliyorum, de, sana Irak'ı sunayım."
İmam Bâkır (a.s.), onu sert bir şekilde itti, duymaktan hoşlanmayacağı sözleri söyledi ve ondan yüz çevirdi. Sonra Ebu Hâşim Abdullah b. Muhammed b. Hanefiyye'ye gitti. Ve aynı sözleri ona söyledi. Ebu Hâşim onun üzerine sıçradı, ona çok sert bir darbe vurdu. Adam az kalsın ölecekti. İyileştikten sonra Kûfe'ye geldi. İyi bir göz bağlayıcı idi. İnsanları görüşlerine uymaya çağırdı. Böylece onları doğru yoldan uzaklaştırdı. Birçok kişi ona uydu.
İmam Ebu Câfer (a.s.), Muği- re'ye beddua etmiştir: "Allah Muğire'ye lanet etsin! Bizim adımıza yalan söylüyordu."
İmam Bâkır (a.s.), Gulat'ın diğer liderlerinden Benan et-Tebban hakkında da şöyle buyurmuştur:
"Allah, Benan et-Tebban'a lanet etsin. Çünkü Benan, babam adına yalan söylüyordu."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.